Silahlı güç kalkmayacak!

’“Silahlı mücadele miadını(zamanını) doldurmuştur’” dedi.’¶
12 Kasım’’da avukatlarıyla görüşen Terör örgütü PKK’’nın Başkanı Öcalan’’ın beyanı Fırat Haber Ajansı tarafından yayınlandı; ’“Bazen öyle şeyler oluyor ki, çok şaşırıyorum. İşte Osman çıkıyor kendi işi olmayan bir konuda söz söylüyor. Çıldırıyorum. Söyleyecek söz bulamıyorum kerizlere. Kalkıp silahlı güçler miadını doldurmuş diyorsun, silahlı güçler miadını doldurduğunda sen düşünüyor musun o koltukta iki ay oturabilir misin?Ya bir gücün uzantısı ya da şovmen. Bu hakkı kendinde nasıl bulursun. Sen Kürdistan’’ın en büyük şehrinin belediye başkanısın ancak zerre kadar Kürtlerle ilgin yok.’”
(Bebek katili Apo, Kürtçe bilmediği için bu açıklamayı Türkçe yaptı!)

29 Kasım 2010 Pazartesi günkü yazımda BDP’’li milletvekillerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve hükümetine ettikleri ağır hakaretleri ve aşağılamaları yazmıştım.
Şimdi lütfen düşünün, bu adamlar Türkiye Devletine yaptıkları hakaretin binde birini Apo’’ya veya PKK’’ya yapabilirler mi?Bırakın hakareti, Apo’’ya herhangi bir konuda, karşı fikir söyleyebilirler mi?Elbette ki hayır. Peki niçin?
Niçin mi, işin sonunda infaz edilip, cesetlerinin paramparça edilmesi var.
Peki ’“Devletin ve hükümetin aklına hast..ir’” çeken kabadayı Osman’’dan, APO’’nun sözleri üzerine tek kelime duydunuz mu?Duyamazsınız. Çünkü konuştuğu an ailesiyle beraber infaz edilir’…
Beyni artık pelte gibi olmuş, psikolojisi bozulmuş Apo denen bebek katilinin koskoca Türk Devletini tehdit edip, kendisiyle pazarlığa oturtmaya zorladığı ve bunda da başarılı olmasının arkasındaki güç nedir?PKK denen ve Türkiye Kürtlerinden, Suriye Kürtlerinden, İran Kürtlerinden, Ermeni militanlardan ve peşmerge kovalamalarından oluşan 5 bin civarındaki katiller sürüsü.

Hala, Türkiye’’nin demokrasi eksikliğinden oluşmuş ’“Kürt Sorunu’” vardır diyen saftiriklerin bilmesi gereken gerçek şudur; Türkiye’’nin Kürt Sorunu değil, ’“Kürtçülük-Bölücülük’” sorunu vardır. Bu sorun 1984’’te başlayan bir sorun değildir. Bu sorun Türkiye’’nin düşmanlarının elinde hazır olarak beklettikleri ve istedikleri zaman diliminde, ısıtıp ısıtıp başımıza bela ettikleri 1700 lü yıllardan beri kullandıkları bir sorundur. Defalarca anlattık. Merak edenler, Vatikan Papazı Maurizio Garzoni isimli kişiyi araştırsınlar ve gerçekleri öğrensinler’…

Türkiye Cumhuriyeti Devletini, ’“silahlarını bırakmadan’” PKK terör örgütünü muhatap almaya ve protokol düzenlemeye mecbur bırakan siyasetin sorumlusu AKP Hükümeti ve Başbakan Erdoğan’’dır.
AKP Hükümeti anlaşılmaz ve inanılmaz bir tutumla, Türkiye’’yi bölünmeye götürecek bir politikayı ısrarla sürdürmeye devam ediyor. Bunun en son örneğini, Apo’’nun avukatları açıkladılar.

Türkiye ile bebek katili Apo arasında imzalandığı, Apo’’nun avukatları tarafından açıklanan protokolün şu maddelerden oluştuğu duyuruldu;
1) Asker operasyon yapmayacak. PKK da çatışma şartları oluşturmayacak ve çatışmaya girmeyecek.(Hükümetin verdiği talimat sebebiyle, Türk Ordusu, kışlasına saldırı olmadığı takdirde terör ve teröristle mücadeleyi bırakmış durumdadır.)
2)Yeni Anayasa’’da Kürtlerin vatandaşlık hakları yeniden kapsayıcı bir dille tanımlanacak. Dil ve kültürel hakları anayasal güvence altına alınacak.(Anayasa’’nın ilk üç maddesi değiştirilecek ve Kürtçe eğitim serbest bırakılacak)
3)Kürt sorununun çözümü için PKK-KCK ile dolaylı da olsa görüşmeler yapılacak. Silahların tasfiyesi için ortak görüş oluşturulacak.(Silahlar asla bırakılmayacak)
4)PKK’’nın yaptığı infazlar ile son 25 yılda Güneydoğu’’da resmi görevlilerin terörle mücadele adı altında yaptıkları hukuksuz eylemleri araştıracak bir ’“hakikatler komisyonu’” kurulacak. PKK bu komisyonun istediği bilgileri verecek, arşivlerini açacak. İlgili devlet görevlileri de ifade verecek.
(PKK, tam muhatap alınmış olacak ve terörle mücadele eden devlet görevlileri afişe edilip, taşeron örgütler tarafından yok edilmeleri sağlanacak)
5)Öcalan’’ın cezaevi koşulları seçim sürecine kadar iyileştirilecek, seçimin ardından silahsızlanma aşamasına geçildiğinde Öcalan’’ın İmralı’’dan çıkarılarak ev hapsine alınmasına’…(Arkasından Apo’’nun serbest bırakılması aşaması gelecek)
6)KCK operasyonlarında tutuklanan belediye başkanları ve BDP’’liler tahliye edilecekler, genel af seçim sonrası değerlendirilecek ve seçim barajı düşürülecek.(Seçimden sonra cezaevinde tek terörist kalmayacak)

Apo ile Devlet görevlilerinin, Başbakan Erdoğan’’ın emriyle ve oluruyla imzaladıklarını iddia ettikleri protokol bu. Zaten Başbakan da bunu inkar etmiyor, sadece ben görüşmüyorum, devlet görüşüyor diye çocukların bile inanmayacağı kıvırmalar yapıp Türk Milletini aptal yerine koyuyor’…

Bu protokolü gerçekleştirmek için Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek kadar meclis çoğunluğu şarttır. AKP ve Başbakan Erdoğan’’ın her talebi seçim sonrasına atmalarının sebebi budur. Söyledikleri özetle şudur; ’“Bu protokolün gerçekleşmesini istiyorsanız, seçimde bize oy vereceksiniz. Bizi tek başına ve Anayasa’’yı değiştirecek meclis çoğunluğuyla iktidara getirirseniz, biz de bu değişiklikleri yaparız.’”
Bu protokolün gerçekleşmesi, Türkiye’’nin bölünmesi demektir. AKP’’nin dahi buna sebep olacak bir hareketi göze alabileceğine inanmak istemiyorum. Çünkü, dünyanın hiçbir devleti, elindeki silahı bırakıp, adalete teslim olmayan örgütlerle protokol yapmaz, onunla mücadele eder.

Ayrıca bu konunun uzmanlarının ortak kanaati şudur; ’“PKK hiçbir zaman silah bırakmaz. PKK terör örgütü olmasının yanında, Avrupa’’nın tüm uyuşturucu pazarını elinde tutan büyük bir organizasyondur. Ayrıca İnsan kaçakçılığı, organ kaçakçılığı PKK’’nın önemli gelir kaynaklarındandır. Bu parayı ve zenginliği koruması ve devam ettirmesi için silahlı gücün devamı, bu işin olmazsa olmazıdır.

Apo’’nun ve Türk Devletine hakaret eden siyaset soytarıların güvendikleri, kendi silahlı güçleridir.
Apo, PKK’’ya verdiği talimatta, 1 Mart 2011’’e kadar beklemelerini bu arada Türkiye’’yi kana bulayacak hazırlıkları yapmalarını istemiştir.
Apo kendi silahlı gücüne sahip çıkıyor, bizimkiler ne yapıyor?
Bir sürü, macera romanı ismi gibi operasyonlarla kendi milli ordumuzun moralini bozmaya, terörle mücadele eden kahramanlarımızın heyecanlarını köreltme gayreti içine giriyorlar’… Hem de Allahtan korkmadan ve Türk Milletinden utanmadan’…
Türkiye Cumhuriyeti topraklarına yani vatanımıza baktıklarında, satılabilecek 2B arazileri gibi gören anlayış ile mücadelemiz devam edecektir, bu oyunu mutlaka bozacağız’…