Sevdiğini söyle ve göster

'Seni seviyorum' demek çok kolay.

Altı üstü iki kelime...

Asıl önemli olan, sevdiğini söylemek değil.

Sevdiğini göstermektir.

'Sevdiğini söyle ve göster' ifadesi, düsturumuz olmalı.

Hal ve hareketlerimizle, düşüncelerimizle, her türlü eylemimizle sevdiğimizi gösterebilmeliyiz.

Aksi halde...

'Seni seviyorum' sözü, havada kalır, anlamsızlaşır.

***

10 Kasım'da Ata'mızı, aramızdan ayrılışının 81. yıldönümünde andık ülke olarak...

İzmirliler, 'Sevdiğini söyle ve göster' ifadesinin hakkını, bir kez daha verdi Ata'sına karşı...

Binlerce kişi, 350 metrelik Atatürk posterini Alsancak Limanı'ndan Cumhuriyet Meydanı'na kadar taşıdı.

Üzerinde Atatürk resmi olan tişörtünü giyen çoluk çocuk, yaşlı genç binlerce İzmirli, Ata'sına olan sevgisini, bağlılığını hem haykırdı, hem de bu büyük korteje katılarak gösterdi.

Marşlar eşliğinde, gözyaşlarıyla, en çok da samimiyetle yürüdü İzmirliler...

Sosyal medyayı yakından takip ettim.

Aklınızın alamayacağı kadar çok mesaj yayınlandı, Ulu Önder Atatürk'ün ölüm yıldönümü nedeniyle...

Hepsi birbirinden güzel mesajlardı.

Mesajlar güzeldi güzel olmasına da...

O mesajları anlamak, daha önemlidir elbette.

Peki, daha düne kadar Atatürk düşmanlığı tescillenmiş isimlerden herhangi bir samimi mesaj geldi mi?

Gelmedi.

Demek ki, bugüne kadar anlayamadıkları Atatürk'ü, sosyal medyada paylaşılan mesajlardan da anlamadılar.

Anıtkabir'de, her 10 Kasım'da olduğu gibi yine izdiham yaşandı.

Çok sayıda kentte olağanüstü duygusal saatler yaşandı.

Törenler yetmedi, Atatürk'ün anlatıldığı konferanslar düzenlendi.

Konserler vardı meydanlarda, sık sık Atatürk'ün anıldığı...

Özetle...

Atatürk'ü sevmek yetmez, sevdiğimizi göstermemiz de lazım.

İzmir, bu konuda sınıfı tabii ki geçti.

Sınıfta kalan kentler yok mu?

Laf olsun diye törenlerin yapıldığı yerler vardı.

Saat 9'u 5 geçe çalmaya başlayan sirenlerden rahatsız olanlar vardı elbette.

Onlara 'yazıklar olsun' demek yetmez ama...

Yetsin.

***

İzmir'deki o muhteşem yürüyüşte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, en ön saftaydı.

Başkan Soyer'in 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü kapsamında söylediği şu sözler bence kayıtlara geçmeli:

'Ben Mustafa Kemal Atatürk'ü, Ata'mızı, yalnızca yaptıkları ve söyledikleriyle değil, Onun düşünce muhakeme dünyasıyla dda anlamaya çalışıyorum.

Aramızda olsaydı, bugünün büyük meselelerine yaklaşımını ve nasıl çözeceğini tasavvur etmeye dikkat ediyorum.

Dünyayı, yaşadıklarımızı, Onun zihniyle izliyor, attığı her adım için Onu rehber kabul ediyorum.

O, bugün aramızda olsaydı, biliyorum ki yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele için seferber olurdu.

Bilimin, teknolojinin, yenilikçi düşüncenin, kültür ve sanatın gelişmesi için var gücüyle çalışırdı.

Kadına karşı şiddete son vermek için en önde yürür, bu konuda asla taviz vermezdi.

İklim krizine, havanın, suyun ve toprağın kirlenmesine, tarımın köylünün elinden alınarak büyük tekellerin işgaline izin verilmesine, canlıların ve yaşam alanlarının insan eliyle yok olmasına karşı isyan bayrağını kaldırırdı.'

***

Yazımı bitirken...

Açtığı Atatürk fotoğraf sergileriyle ünü yurtdışına taşan...

Yazdığı Atatürk'ü anlatan kitaplarıyla gönüllerde taht kuran...

Şehir şehir dolaşarak Atatürk'ü anlatan...

Sevgili büyüğüm Hanri Benazüs'ün bir çift sözünü hatırlatmak istiyorum.

Bir konferansta , öğrencilere şöyle demişti Hanri ağabey:

'Çocuklar, sizden Atatürkçü değil, Atatürk olun.'

Atatürk gibisi bu dünyaya bir daha zor gelir.

Ama onun izinde yürüyen öyle bir nesil geliyor ki...

Bu gerçeği gösteren İzmirlilere selam olsun.