19 yaşındaki Semih Çelik, aynı yaşlardaki Ayşenur Halil ile İkbal Uzuner'i öldürdü. Ulusal infiale neden olan cinayetlere tepkiler, büyüyor. Ünlü isimler de tepkilerini sürdürüyor.
Dün akşam bir davette görüntülenen Serenay Sarıkaya son günlerde yaşanan vahşetlerle ilgili konuşmuştu.
Serenay Sarıkaya, 'Yani bu konuda artık söylenecek çok bir şey yok herhalde. Çünkü istediğim gibi ardı arkası kesilmeyen, kan donduran, yani inanılamayacak şeyler yaşıyoruz. Çok kısa bir süre zarfında yaşadık hepsini. Bununla ilgili artık söylenecek bir şey yok. Bence artık yapılması gereken bir şeyler var. Onunla da ilgili herkes üzerine düşünüp kendi adını mutlaka yapıyordur ama ben de kendi adıma ne yapmam gerekiyorsa onunla ilgili araştırıyorum. Nerelerden bu konunun bir parçası olabilirim, bununla ilgilenmeye çalıştım' dedi.
Ünlü oyuncu, muhabirlerin; 'Siz, bir kadın olarak Türkiye'de kendinizi güvende hissediyor musunuz?' sorusu ise şöyle yanıtladı: Belki hatırlarsınız benim başıma daha önce benzer bir olay gelmişti. Dolayısıyla beni çok uzun süredir beni korkutan şeyler bunlar. Ama yolu, çözümü bizlerin bireysel olarak yapabileceğimiz şeylerle sonuçlanacak bir şey değil. Bu konuyla ilgili ciddi kararlar alınıp, ciddi yaptırımlar uygulanması lazım ki gerçek anlamda güvenli bir ülkede yaşayalım' cevabını verdi.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'YLE İLGİLİ SÖYLEYECEK BİR ŞEYİM YOK'
Serenay Sarıkaya; 'Bu duruma gelmemizin sebeplerinden birinin de İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasının olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna da şu yanıtı verdi:
'Bunlarla ilgili yani benim söyleyeceğim hakikaten bir şeyim yok. Ben bir kadın olarak daha duygusal bir tarafından bakıyorum. Binlerce sebebi var ama sonuç artık önemli.'
Ancak Sarıkaya'nın yaptığı bu açıklama takdirden çok tepkiye sebep oldu. Ünlü oyuncunun takipçileri Sarıkaya'yı yeterli tepkiyi göstermemekle ve İstanbul Sözleşmemesi'ni savunmamakla suçladı.
Sarıkaya X hesabından yaptığı paylaşımda 'Kendinize gelin!!!' ifadesini kullandı ve kendisini eleştirenlere tepki gösterdi.
Serenay Sarıkaya'nın açıklaması şu şekilde:
'Kendinize gelin!!! İstanbul sözleşmesi yaşatır evet! Bunu zaten yıllardan beridir söyledik. Yol haritasını zaten oradan çıkardık kendimize. Sokak hayvanları için yasayı geri çek dedik! Şiddetin her türlüsünü durdur dedik!! Doğru bir tane bu konularda ve yapılması gereken de belli!! Birinin bir şeyi söylemesi, söyleyememesi, doğru ifade etmesi ya da yanlış ve eksik ifade etmesi gerçeğin ta kendisini değiştirmez, değiştiremez. Ben politik bir insan değilim belki doğru, belki aktivist de değilim ama bu gerçeğin kendisi ile yaradılışım gereği duygusal bir varlık, hele de bir kadın olarak ilgilenmediğim ve hiç bir şey yapmadığım ve hissetmediğim, kayıtsız kaldığım anlamına gelmez. Söylenen sözlerin asıl amaçtan bizi uzaklaştırdığı, öfkemizi ve sinirimizi kusmak için sürekli başka denekler aradığımız bir dönemdeyiz. Bunu bile anlıyorum. Bende öfkeli ve tahammülsüzüm artık her şeye karşı. Ama bunlarla ilgili bütün öfkemizi sadece birine kan kusmak, kötü, yanlış ve eksik olanı büyütmek suretiyle çıkaramayız. İyi olanı, doğru olanı büyütüp çoğaltmak zorundayız. Sorun tam da burdan kaynaklanıyor zaten. İyi olanı da yok etmek istiyoruz. Sırası gelince şimdiye kadar söyleyemediklerimizi tek bir hedef üstüne yöneltip söylüyoruz ve geçiyor bitiyor. Tortusu sadece hedef haline getirilen insanlar üstünde kalıyor. Asıl meseleye hiç bir faydası yok ki bunun!!
'DEVİR HAREKET DEVRİ'
'Konu ben ya da bir başkası değil ki… Konu sosyal medyada bunu yaptı şunu yapmadı tahtaya yazalım unutmayalım değil ki. Konu artık söylenen her şeyin yetersiz ve manasız oluşu… Konuşacak yerimiz kalmadı, daha fazla acıyacak yerimizde... Asıl bunu bize hissettiren, bizi bu kadar savunmasız kılan sebepleri unutmamak gerek! Ben artık somut bir değişimin, bir hareketin parçası olmak istiyorum. Bununla ilgili uğraşıyor ve çalışıyorum. Toplum önündeki kimliğim bunun gerektirdiği için de değil, bu ülkenin bir evladı olarak bunun artık şart olduğunu hissettiğim için. Korku neden ve nasıl elimdeki avucumdakileri kaybetmekten sebep olabilir ki… Böyle bir dönemde, her gün bunca kan donduran, saf kötülük olurken bunun ne önemi var ki… Bir tane post, bir slogan atıp, bir iki destek sözü söyleyip gündelik hayatıma devam edebiliyorum mu sanıyorsunuz. Edemiyorum… Bunu daha sahte buluyorum hatta. Korku kendini ifade etmekten, özgür olmaktan, iyi ve mutlu olmaktan, hür yaşamaktan, yaşam hakkından korkmak artık… Bu temeller olmadan hiç bir şeyin anlamı olmadığı gibi, bu temelleri yeniden sağlamadan da konuşmanın bir anlamı yok benim için. Devir hareket devri.'