Ekonomi

Satış öncesi ‘konsensüs’ çağrısı: Limanı İzmirliler işletsin!

Alsancak Limanı'nın yüzde 50'sinin Birleşik Arap Emirlikleri'nden bir yatırımcıya satılacağına dair açıklamaları değerlendiren DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, " İzmirliler bir konsensüs ile burayı neden işletmiyor? O oluşumda odalar, belediye, valilik, ihracatçılar olmalı. İzmir'in sanayicisi, ihracatçısı zaten bu limanı kullanacağı için, bırakın biz işletelim. Büyük pay İzmir'de kalacak şekilde çeşitli formüllerle İzmir Limanı'nın işletilmesi sağlanabilir" açıklamasında bulundu.

EGEDESONSÖZ - İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk, SONSÖZ TV'de İzmir Alsancak Limanı ve körfezle ilgili çok önemli değerlendirmelerde bulundu. Gazeteci yazar Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan Öztürk, 'Alsancak Limanı İzmirlilerindir. Bu nedenle İzmirliler işletmelidir. İçinde odaların, Büyükşehir'in, Valiliğin, ihracatçıların da olacağı bir konsensusla pekala bu limanı işletebiliriz' dedi.

BÜYÜK PAY İZMİR'DE YA DA DEVLETTE KALMALI
DTO Başkanı Yusuf Öztürk, 'İzmir Limanı'nı İzmir iş dünyası işletemez mi? Yabancı sermayeye satılmasını doğru buluyor musunuz?' sorusuna şu yanıtı verdi:

'İzmir Limanı'na peki ne yapılmalı? Deniz Ticaret Odası Başkanı olarak söylemiyorum bunu; bir denizci, yıllarını bu işe vermiş bir insan olarak söylüyorum; bakmazsanız çürür! Bakmanız lazım, çiçeğe bakar gibi! Bu durumda İzmir Limanı'nın özelleştirilmeye mi ihtiyacı var? İşletme modelini güncellemek mi lazım? Ben sermayenin Arap'tı, İngiliz'di, Singapur'luydu, ben o tarafına hiç bakmıyorum. Ben, bizim olan bir şeyin ölmesini istemiyorum; tam aksine yaşamasını istiyorum. Dolayısıyla İzmir Limanının iyileştirilmesine yönelik çalışmalara hep destek veriyorum. Diyorum ki, İzmir Limanı, İzmirlilerindir. 2007'de bu denendi. İzmirliler bir konsensusla burayı neden işletmiyor? O konsensusun içinde odalar olsa, belediye olsa, valilik olsa, ihracatçılar olsa, ithalatçılar olsa, kamyoncular olsa, aynı masanın etrafında oturup anlaşsa, harika olmaz mı? İzmir'in sanayicisi, ihracatçısı zaten bu limanı kullanacağı için, bırakın biz işletelim. Bırakın, devlet yine yanımızda olsun, limanın sahibi yine devlet olsun ama biz işletelim, destek verelim. Kruvaziyerdeki sorun da budur. Bu bir kişinin, iki kişinin çabasıyla çözülecek bir şey değil. Birlik olmak zorundayız. Eğer bunu yapamıyorsak, İzmirli birlik olup da devletle birlikte bunu yönetemiyorsa, o zaman özelleştirilmesinin, hangi sermayeye gideceğinin anlamı olmaz. Büyük pay İzmir'de kalacak, ya da devletimizde kalacak şekilde çeşitli formülasyonlarla pekala İzmir Limanının işletmesi sağlanabilir. Tabii ki yatırım yapmak koşuluyla... 2007'de limanı İzmirlilerin işletmesi anlamında bir girişim oldu ancak o dönemde 2008 krizi patlak verdi. O zaman limanın fiyatı çok yüksekti, bugün çok düştü. İzmir'in bir KİPA örneği var. Bir çok rol model var. İzmir istediği zaman, bir şeyler oluşturabiliyor. Pekala limanı da işletebilir. Bu noktada büyüklerimizin önderlik edip, bu konuyu ciddi ciddi düşünmemiz, ele almamız lazım.'

26 RIHTIMI OLAN LİMANA BIRAKIN KRUVAZİYER DE GELSİN, YÜK GEMİSİ DE...
Türkiye Liman İşletmecileri Derneği Başkanı Hamdi Erçelik'in, 'Alsancak Limanı sadece yük limanı olmalı' şeklindeki açıklamasına tepki gösteren Yusuf Öztürk, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Ben Hamdi Bey'in düşüncesine katılmıyorum. 26 tane rıhtımı olan İzmir Alsancak Limanı, her türlü yüke ve yolcuya hizmet eden bir liman. Yolcu limanı, yük limanından ayrı bir pozisyonda. Konteyner rıhtımı başka yerde, tahıl yükleri başka bir noktada. Neden kruvaziyer gelmesin ki? Siz limanı gözardı ederseniz, her şeyi gözardı etmiş olursunuz. Efes, niye bitti? Efes, tarihinde limandı ama bitti! Çünkü zamanında deniz doldu, tarama yapılmadı ve Efes Limanı ortadan kayboldu. İzmir Alsancak Limanı'nın sonunun da öyle olmaması için taramanın yapılması gerekir. Yani kruvaziyer de gelsin, yük de gelsin.Liman şehrin içinde olduğu için kirletici, kokan, toz kaldıran yükseli elleçleştirebileceğimiz limanlarımız var zaten Aliağa bölgesinde, yerleşim yerlerinden uzakta olan... Bunların dışındaki hiçbir yükün, Alsancak Limanına zararı olmaz.'

EŞZAMANLI OLARAK TARAMA YAPMAK ZORUNDAYIZ
Körfez'in dibinin taranması, derinliğin artırılması gerektiğine vurgu yapan Öztürk, 'İzmir Alsancak Limanında son dönemde güvenli draft dediğimiz eksi 9,5 metreydi. 9,5 metre derinlikte gemiler pek gelmesin istenirdi. Bugün 11 metre... TCDD, geçtiğimiz yıllarda bir tarama işlemi yaptı. Gemilerin rahatça geçebileceği derinleştirilmiş bir bölge, bir de sirkülasyon kanalı projesi var. Şu anda bu projeye başlandı ya da başlanacak! Eksi 17 metre değil, eksi 20 de yapabilirsiniz. Fakat bana göre siz eksi 11 olan bir yeri eksi 17 yapmaya kalkıştığınızda, bu pek kolay olmayacaktır. Bu eksi 12, eksi 13 olabilir. daha sonra 14, 15'e çıkarılabilir. Dolayısıyla burasının, ihtiyaç duyuldukça derinleştirildiği, sürekli tarama işleminin yapılarak derinliğin azalmasının önüne geçildiği bir sistemin daha doğru olacağına inanıyorum. 17 metrelik derinlik, bence yeterlidir. 1800'lü yıllarda Osmanlı bile körfezde tarama yapıyordu. Bizim körfezin kaderi bu, bundan kurtulamayız. Eş zamanlı olarak tarama yapmaktan başka çaremiz yok.İhtiyaç hissedildiği miktar kadar derinleştirilirse, hem su sirkülasyonu sağlanır, hem de büyük gemilerin gelmesinin önü açılmış olur.'

PASAPORT'A MARİNA, BENİM YILLARDIR GÖRDÜĞÜM BİR RÜYAMDIR
Yat turizmine ve marinalara verdiği önemle bilinen Başkan Yusuf Öztürk, Pasaport'a Dalgakıran'ın olduğu bölüme marina yapılması gerektiğini söyledi:

'Ulaştırma Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu, bir açıklama yaptı; Şifne, Çeşmealtı ve Şakran için üç tane marina projesi var. Bu projelerin hayata geçirilmesi için adımların atılacağının müjdesini verdi. Ulaştırma Bakanımız, biliyorsunuz, İzmir'de görev yapmış bir bürokrattı. İzmir'i çok seven birisi. Bu projelerin üzerine gidilmesi lazım. Ben Yusuf Öztürk olarak Bakanımızı tanıyorsam, bu projeler kesin gerçekleşir. Buna ihtiyaç var çünkü. Bugün tekne sahiplerinin marinalarımız neden bu kadar pahalı, neden yeterli değil, demelerinin bir sebebi var. Çünkü yer yok! Türkiye'deki marinalarda 28 bin yat kapasitesi var. Bir Fransa'ya bakalım, 100 bin! Pasaport'a gelince... Pasaport'a marina, benim yıllardır gördüğüm bir rüyam! Çok az maliyetlerle orada bir marina yapılabilir, süper olur. Asıl para, mendirek için harcanır. İzmir'de doğal bir mendirek var! Bu avantajdan yararlanmamız lazım. Bizim odamızın binası, Dalgakıran'a bakar. İzmir'de deniz taşkınları olduğunda Alsancak sular altında kalırken, bizim orası sütliman. Neden? Çünkü önümüzde bir mendirek var da ondan! Küçük bir maliyetle özellikle İnciraltı, Sahilevleri ve Mavişehir'de olan bir çok teknenin güvenli barınma yeri olabilir, Pasaport... Yatlarımızın birçoğu balıkçı barınaklarında kalıyor. Balıkçı barınakları, balıkçılara aittir; yatlara değil! Neden böyle? Çünkü marinada yer yok! Ya da marinaya verecek o kadar parası yok, çünkü yat o kadar değil. Pasaport'ta bir marinayı gönülden istiyorum'