Bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu şehitleri ve yaralıları, bir takip veya bir operasyonda vermedik. Eli kanlı terör örgütü, kendi vatanımızda, kendi karakollarımıza SALDIRDILAR ve yüreklerimizi yakan bu durumlar meydana geldi.
6.Nisan 2010 Salı günü BDP Grup Toplantısında konuşan Genel Başkan Demirtaş, TSK’’ nın bölgede büyük bir operasyon hazırlığının sürdüğünü söyledi ve bunu engellemek için ’“GEREKİRSE BÖLGEYE GİDİP, TANKLARIN ÖNÜNDE DURACAĞIZ’” dedi. Bu Genel Başkan’’a şunu soralım; ’“Niçin kendi ülkenin ordusunun, kendi askerinin önüne geçmek istiyorsunuz da, bu katiller sürüsünün önüne geçip, onları engellemiyorsunuz?’” Asla geçemezler, isimleri ister DEP, ister HADEP, ister DTP ister BDP olsun bu adamlar hep bu terör örgütünün arkasındadırlar, onları desteklerler. Bunların tabelalarında ne yazarsa yazsın, o yazıyı kazıyın altındanPKK çıkar. Çünkü bunların yaşaması için, terörün devam etmesi şarttır. Bölgedeki feodal yapıyı, sömürü düzenini, Ağalık ve Şeyhlik düzenini devam ettirmek ve kadınları cahil bırakmak en çok bu adamların işine gelir. Bu gün ismi BDP olan partinin milletvekillerine bir bakın, iyice inceleyin şunu net olarak göreceksiniz. Bunların çoğu toprak ağasıdır, bunlar yıllardır bölgedeki gariban Kürt kökenli insanlarımızı sömürürler. Bölgedeki fakirliğin, yoksulluğun, cahilliğin sorumlusu bunlardır. Bölgede insanlar sıkıntı çekecekler ki bu ağalar sefa sürsün.
Türkiye’’de gerçek vatanseverlerin iktidarında, TÜRK TANKLARININ ÖNÜNDE DURACAĞINI söyleyen zibidi’’ leri BAĞIMSIZ TÜRK YARGISININ önünde bizler, ayakta ve hazırolda durduracağız.
PKK Terör Örgütünün, azgınlaşarak saldırıya geçmesi, Karakolları basacak şekilde cesaret bulmasının tek sorumlusu AKP İktidarı ve Tayyip Erdoğan’’ın ABD Başkanı’’na verdiği sözlerin sonucudur. AKP Hükümeti ’‘nin Türk Silahlı Kuvvetlerine bakışı aynı BDP gibidir. Dikkatinizi çekerim, AKP’’ nin üst yönetim kadrosunu ve Tayyip Bey’’in Kürtçü danışmanlarını kastediyorum. AKP Milletvekillerinin ve AKP Teşkilatlarının büyük bir kısmı sizler, bizler gibi düşünüyorlar. AKP Hükümeti, Cemaat Polisleri, Dinci Basın, Devlet düşmanı Liberaller, Yabancı İstihbarat elemanları ile elele vererek, TSK’’ ya karşı sistemli bir yıpratma politikası uyguluyorlar. Yalan yanlış belgelerle, komutanlar tutuklanıyorlar, tarikat beslemesi ve sadaka dolandırıcısı bazı basın organları kanalıyla olmadık iftiralar atılıyor, ve bir ordu’’nun en önemli gücü olan MORAL DEĞERLERİ yıpratılmaya çalışılıyor.
Samsun’’da bir kendini bilmezin Ahmet Türk’’e attığı bir yumruk için Türkiye’’yi ayağa kaldırdılar, PKK aynı yerde İKİ POLİSİ İNTİKAM için ŞEHİT etti, Cumhurbaşkanından, Başbakan’’a kadar hepsi ’“geçmiş olsun’” demek için telefon kuyruğuna girdiler. İçişleri Bakanı ise bir kere ile yetinmedi, iki kez Ahmet Türk’’ün ayağına kadar gitti. İnsan, ancak çok sevdikleri için böyle üzülebilir. İyi be kardeşim,Ahmet Türk için üzülün de, onu ana doğurdu da, şehit olan bu vatan evlatları için biriniz neden cenazelerine katılmazsınız? Hayatının baharında, bu aziz vatan için canını veren bu gençleri analar doğurmadı mı?Hiç vicdanınız sızlamaz mı sizin?Bu kadar mı kararttınız vicdanlarınızı?Yazıklar olsun’…
Yazımı tamamlamaya çalışırken, Genel Kurmay Başkanı’’nın açıklaması geldi; ’“Terör saldırılarının artmasını bekliyorduk. Birliklerimiz kendilerini koruyabilecek güçtedir’” demiş. Eh, gözünüz aydın. Türk Ordusu’’nun birlikleri, Türkiye’’de yani kendi vatanında kendini koruyabilecek duruma gelmişler. Türk Milleti olarak, son zamanlarda Genel Kurmay Başkanları bakımından ne kadar şanslıyız değil mi?
İzmir’’deki, kendi emrindeki silah arkadaşlarına tuzak kurulmasına aracı olur, Orduevinde hiçbir subayın kendisiyle konuşmamasına rağmen, büyük bir pişkinlikle Orduevine gitmeye devam eder. İstanbul’’daki tam bir tribün Paşası’’dır. Takımı yenilince göz yaşı döker, Savcıların espri kaynağı olmaktan hiç gocunmaz, lüks davetlerde zırhlı oto’’suyla dolaşır durur. Şimdiki ise, konuşması gereken yerde susar, susması ve tedbir alması zamanda ise konuştuğunu zanneder. Türk Subayına ’“ŞÖVALYE’” duruşunu önerir, 5 ŞEHİT olduğu gün, birliklerimiz kendini koruyacak güçtedir gibi ciddiyetten uzak bir konuşma yapar!!! Deveye, boynun eğri demişler, nerem doğru ki demiş!!!
Tüm bu olumsuzlukları, Türk Milletinden başka düzeltecek bir güç yoktur. Bunu da beraberce yapacağız, yeter ki sandık ortaya çıksın. Şimdiden yapılması gereken ise bence şudur: Atatürk İlkelerine bağlı, Laik Cumhuriyetten- Çağdaşlıktan- Özgürlükten- İnanca Saygıdan- Çalışmaktan ve Zenginlikten yana olanlar önce önümüzdeki ilk seçimde hangi partilere OY VERMEYECEKLERİNİ karar altına almalılar ve bunu tüm çevreleriyle her gün bıkmadan, usanmadan paylaşmalıdırlar. Ben bu kararımı verdim. Asla oy vermeyeceğim iki parti, AKP ve BDP’’ dir. Bu bilinci önümüzdeki altı ayda devamlı işlersek, işin çok zor kısmını çözmüş oluruz. Sonrası için de yapılabilecekler planlanabilir. Seçimlerde çalışmaktan, oy verilebilecek Siyasi Partileri birleşmeye zorlamaya kadar giden çok çeşitli alternatifleri paylaşabiliriz. Yalnız şu andaki gerçeği hiçbir zaman unutmamalıyız; Önümüzdeki Anayasa ve sonrasındaki seçimde kazanan mutlaka bizler olmalıyız. Yoksa demokrasi’’yi unutun’…
AKP’’NİN İKNA ETTİKLERİ;
AKP ile birlikte oy kullanan Bağımsız Milletvekilleri Recai Birgün- Mücahit Pehlivan ile yazdığım haber elbetteki doğru idi. Nitekim Sayın Rahşan Ecevit şu açıklamayı yaptı; ’“Bu arkadaşların yaptıkları Ecevit’’in ruhunu incitmiştir’”. Ayrıca şunu da ekleyeyim; Rahmetli Ecevit, sağlığında iki evinden birini, amcaoğlu Sinan Aygün’’ün etkisiyle AKP ile beraber oy kullanan eski Polis’’e bağışlamıştı. Hem Ecevit sayesinde Milletvekili ol, hem adamcağızın evini al, sonra da git onun fikirlerini amcanın oğluna sat, yazıklar olsun!!
Feyzi İşbaşaran’’ı tanırım. Özal’’ın Özel Kalem Müdürlüğünü yapmıştı. Bu dönem AKP Elazığ Milletvekilliği için müracaat etmişti, onu son sıraya koydular fakat seçildi. Geçenlerde bir şov’’la(İstifa dilekçesini önündeki mikrofona takmıştı) AKP’’den istifa etmişti. Milletvekillerinin anlattığı doğru ise Feyzi Bey de AKP ile beraber oy kullanıyor! Ensesinde AKP milletvekili Hamza Yanılmaz(Elazığ eski Belediye Başkanı) oyunu kontrol edip kullandırıyor. Anlatılanlar doğru ise sormak gerek; Yakıştı mı Feyzi Bey?
Şanlıurfa Bağımsız Milletvekili Seyyit Eyüpoğlu da AKP ile beraber oy kullanıyor. Acaba Sayın Mesut Yılmaz’’ın bundan haberi var mı?