Türkiye Değişim Hareketi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül ile yaptığımız söyleşi olay yarattı.
’“Vay efendim, Sarıgül ile nasıl röportaj yaparmışım, neden yaparmışım, hatta nasıl üstüne bir de yazı yazarmışım?’”’¶
’“Yaptığımız kısa söyleşi, tüm yerel kanallarda nasıl yayınlanırmış?’”
Baştan söyleyeyim’…
Lütfen beni, sadece Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş yazan futbol yazarlarıyla ya da bir siyasi partide siyaset yapan, koltuk hayali kuran köşecilerle karıştırmayın.
Ben politika yazmaya çalışan, her partiden her türlü bilgiyi kaleme alabilecek kadar geniş bir kaynağa, ağa sahip, politikaya ciddi emek vermiş, vermeye de devam eden bir gazeteciyim.
Son dönemde kongre sürecindeki CHP’’yi her gün kaleme alıyor olmam bazı kesimlerce yanlış anlaşılmış, algılanmış olabilir.
Bu sütunları her gün ’‘du bakali, CHP’’de neler olmuş’’ merakıyla okuyorsanız haklı olabilirsiniz.
Ama unutmayın ki politika yazarı, politika yapan, yapmaya çalışan herkesle yakından ilgilenir. Aslında bu, onun kamusal bir görevidir.
CHP üzerine fazla kalem oynatarak kendimizi belirli bir kesime endekslemişsek de haklı nedenlerimiz de yok değil hani.
En büyük nedenimiz, 29 Mart 2009 yerel seçimleri.
30 ilçeden 28’’inde iktidar olan, kentte başkaca siyasal yapı bırakmayan CHP, yerel politika yazarı olarak en önemli, hatta neredeyse tek malzememiz haline geldi.
CHP’’nin kalesinde AKP yazarak, Müslüman mahallesinde salyangoz satmak istemeyiz anlayacağız. Ya da her gün başka bir partiden söz etmek’…
Sarıgül’’ü önemsediğim doğru.
Sarıgül, ’“Türk siyasetinde alternatif olma iddiası’” nedeniyle, yakından izlediğim bir siyasetçi.
Çok yönüyle Başbakan Erdoğan’’a benzeyen Sarıgül’’ün neyi, nasıl ne kadar yapabileceğini merak ediyorum. Çok görülmemeli.
Onun ’‘CHP’’yi bölecek’” olması; benim değil, CHP’’nin ve de Baykal’’ın sorunu.
Muhalefetini partide barındırmayan Baykal, Ertuğrul Günay gibi bir ismi AKP’’ye kaptırdı, Sarıgül’’ü de karşına rakip olacak alacak. Bu kadar basit’…
Sarıgül CHP’’de kalmış, kalabilmiş olsaydı, bizim röportaj yapmak için gerekçemiz olacak mıydı?
Neyse siz beni anladınız. Uzun etmeye gerek yok.
Tarafıma yönlendirilen sorulara yanıt vermek gerekirse; canlı yayını neden ben sundum?
Ve neden 4 kanalda birden yayınlandı bu program?
Aslında programın 4 kanalda birden yayınlanacak olması, benim sunmamın en büyük hatta tek nedeniydi.
Dört kanalla da bağımın olmaması, tarafsız bir sunucunun gerekliliği ve de TDH Ege-İzmir Sorumlusu Hüseyin Aslan’’ın nazik teklifi’…
Sarıgül gibi uzun süredir görüşmek, konuşmak istediğim bir siyasetçi ile program yapmak, benim için bir taş ile iki kuş vurmakla aynı anlama geliyordu.
Hepsi ama hepsi bu.
Şimdi gelelim Sarıgül’’ün şifrelerine’…
Yarım saatlik canlı yayında her şeyi soramadığımız gibi, sorduklarımıza da işine geldiği gibi yanıtlar verdi Sarıgül.
Program öncesi birlikte geçirdiğimiz iki saat içinde, biraz daha yakından tanıma fırsatı bulduğumu söyleyebilirim Şişli Belediye Başkanı Sarıgül’’ü’…
Partileşme sürecini geciktiriyor. Sanıyorum yaz aylarının sonunu bekleyecek parti kurmak için’…
Hareket olarak ilerlemek hem daha maliyetsiz, hem de seçimden çok önce kurulacak partinin seçime kadar erime, popülaritesini kaybetme riski var.
Sanıyorum zaten kurulmuş olan bir parti ile de ’“iş bitirilmiş’” durumda. Tahminim Yaşar Nuri Öztürk’’ün partisi’…
Cem Uzan gibi altı ay önceden parti ele geçirilecek, seçime katılmış olasının avantajları da kullanılacak’…
İzmir’’i ve de pazar günü yapacağı açık hava sınavını çok önemsiyor’… Hayat memat meselesi olarak görüyor hatta’…
Şişli Belediyesi’’nin toplantı salonunda tam 500 kişilik örgüt mensubuyla, mitingin provasını yapıyordu.
İzmir konuşmasını önceden dinledim. Konuşmasını tekrarlıyor, örgütünü mitinge karşı örgütlüyor. Bilimsel çalışıyor yani’…
’‘Halkçı Sarıgül, Başbakan Sarıgül’’ gibi sloganlara ağırlık veriyor ve bu sloganların konuşmanın hangi bölümünde atılacağını, hangi el hareketinin ne anlama geldiğine kadar örgütünün gençlik kollarına talim yaptırıyor. Büyük bir disiplin içinde’…
İzmir’’e ’‘Sevgi’’nin kalesi’’ dese de ’‘Genel Başkan’’ olamadığı partinin kalesi olduğunu biliyor Sarıgül ve de bu durumun psikolojik zorluğunu yaşıyor aslında’…
Gece yarıları kente gelmeler, titizlikle çalışmalar, Ege bölgesini hatta Bursa’’yı, İstanbul’’u Bornova’’ya çekme çabaları bu yüzden’…
İzmir’’de meydan sınavını geçmesinin, harekete katacağı artıların da farkında tabii ki’…
Sarıgül, rolüne iyi çalışmış bir siyasetçi. Oscar adayı bir aktör olarak bile nitelendirilebilir’… Alternatif bir lider adayı olarak dersine iyi çalışmış.
Ama atalarımızın dediği gibi ’‘yiğit meydanda’’ belli olur.
İyi bir aktör olmak önemli ama tek başına yeterli değil’…
HAKAN TARTAN SÜRPRİZİ
Ve CHP Konak kongresi’…
Üç aday var görünürde’… Üç ismin de salona aday olarak kadar gitmesi mümkün değil. Teoride belki mümkün ama pratikte çok zor’…
Üç adaylı kongrenin favorisi mevcut İlçe Başkanı Aytekin Tunus’…
İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ve Önder Sav ekibi tarafından desteklenen Tunus’’un avantajı, delege seçimlerinin sonuçları’… Karşısına iki aday çıktı. Aslında beklenti bu değildi’…
Ama Ali Yılmaz da Zeki Günen de adaylıklarını açıkladı. Ok yaydan çıktı’…
Buradaki ilginç sürpriz, Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan’’ın ’‘taraf’’ olması ya da taraf haline getirilmesi’…
’‘Sevgi’’ adamı Tartan’’ın delege seçimlerindeki tarafsızlığını Zeki Günen lehine değiştirmesi hem sürpriz, hem de ilginç bulundu.
Çünkü Aytekin Tunus, Tartan’’ın birkaç gün öncesine kadar destek verdiği bir isimdi. Geçmişte aynı siyasi yapıdan gelmeleri, en azından bize bunu düşündürtüyordu.
Ne oldu da Tartan, bir anda taraf oluverdi?
Kimileri bu durumun Aziz Kocaoğlu ile ilgisi olabileceğini fısıldadı kulağıma’…
Tartan ile Kocaoğlu arasında sözüm ona bir soğuk savaş ya da adı konulmamış bir savaş varmış.
Ve de Tartan, Sav ekibiyle hareket eden Kocaoğlu yüzünden Tunus’’la yolları ayırma kararı almış.
İkinci senaryo, Tartan’’ın Zeki Gönen’’e destek vermesi için bizzat Genel Başkan Baykal’’dan talimat aldığı yönünde’…
Baykal’’ın bizzat talimat vereceğini, en azından Buca’’dan sonra böyle bir riske girip yine kaybeden noktasında olmak isteyeceğini sanmıyorum.
Ama Baykal adını ucuz sakızlar gibi ağızlarından düşürmeyenler, CHP Genel Başkanı adına kurban kesmeye devam ediyor. Sürekli kaybeden ama dersini ezber etmekte zorlanan bu kişileri biliyorsunuz zaten’…
Son senaryo, Tartan’’ın kendisini dışlanmış hissetmesi’…
İddia odur ki, İl Başkanı Nalbantoğlu, İlçe Başkanı Aytekin Tunus ve de Sav ekibi, Hakan Tartan’’ı son dönemde biraz ihal etmişler. Ve de ilçe belediye başkanı olarak, o da bu duruma biraz alınmış’… Taraf olarak söz konusu isimlere ders vermek için kolları sıvamış’…
Delege seçimlerinde taraf olmayan Tartan’’ı bu işin tam göbeğine sürükleyenler aslında biliniyor. Kaybederse faturanın kime çıkacağı da belli aslında’…
Seçimi Zeki Gönen kazanırsa zafer Tartan’’a yazar, kaybederse fatura adresi zaten belli’… Kemal Karataş ve de Susam’…
Dikkat ederseniz Baykal değil. Çünkü Baykal her üç adayın kazanmasıyla da kazanır’…
Doğa kuralı gereği dereler Deniz’’e akar çünkü’…
Her ne kadar Zeki Günen ve arkadaşları Kemal Karataş’’ı saklamaya çalışsa da Karataş’’ın öyle bir niyeti yok. Toplantılarda ekibin sözcülüğünü o yapıyor, ulu orta organizasyonu yönetiyor’…
Ali Yılmaz ise Mustafa Düzyol’’un da desteğiyle, adaylık için iddiasını koruyor.
Anlaşılan pazar günü kıran kırana bir kongre izleyeceğiz.
Kim kazanacak?
Aytekin Tunus favori, Zeki Günen plase, Ali Yılmaz sürpriz’… Bence’…