'Sarı Zeybek' o gece son kez diz vurdu!

Herkes merak eder ama…

Doğrusu şudur…

Atatürk çok güzel zeybek oynardı…

Bilenler, bilir…

Ege Zeybeği, tutkulu bir halk oyunudur…

Ve, en önemlisi…

Kartalların…

Avlarını yakalamak için yaptıkları pike'den esinlenerek yaratılmıştır…

Yeleğin omzundan sarkan uzantı…

Kartal'ın kanadıdır…

Zaten…

Zeybeğin oynarken hakkını veren…

Kartal'dan farksızdır!

Bu ayrıntıyı…

Egeliler iyi bilir…

***

Yıldız Tarihi; 2 Şubat 1938…

Ulu Önder'in rahatsızlığı sıkıntı veriyor ama…

O yurt gezilerini ihmal etmiyor…

İşte; o gecelerden biri…

Bursa Belediyesi, Atatürk onuruna bir balo düzenlemişti…

Belki de hissetmişti…

Katıldığı son balo olduğunu…

Buna rağmen…

Bursa'daki bu baloda ölüme meydan okurcasına…

Canlı ve umursamaz bir tutum sergiledi...

Dans etti, bir ara orkestradan…

'Sarı Zeybek' çalınmasını istedi ve…

Dizlerini yere vura vura coşkuyla zeybek oynadı…

Kimbilir?

Acaba, son kez zeybek oynadığını…

Kalbinden geçirmiş miydi?

***

Yıl; 1933…

10 yıl önce kan'la sulanan bu topraklarda…

Genç Cumhuriyet'in 10'uncu yıldönümü kutlanıyor…

Coşkuyla… Gururla… Heyecanla…

Atatürk…

Resmi baloların verildiği adreslere uğradıktan sonra…

Halk Evi'ni de ziyaret ediyor…

Efeler'in, coşku içinde eğlendiklerini görüyor…

Duygulanıyor…

Bir süre izliyor…

Çankaya'ya döndükten sonra…

'Efeleri buraya getiriniz…' diye emir veriyor…

Çok geçmeden…

Efeler, Köşk'e geliyor…

Birlikte eğlenmeye başlıyorlar…

Eğlencenin en coşkulu anında…

Efelerden biriyle sohbete başlıyor Atatürk:

'Efe, sen benim için ne yapabilirsin?'

'Her şey…'

'Mesela…'

'Ölürüm…'

Bu cevap üzerine…

Tüm dikkatler Ulu Önder'e çevriliyor…

Öyle ya…

Acaba ne yapacak, ne diyecekti Atatürk?

Gazi, bakışlarını bir kez daha çevredekiler üzerinde gezdiriyor…

Ardından, o Efe'ye bi'daha soruyor:

'Efe, sözünde samimi misin?'

'Emir sizindir Atam…'

Atatürk, elini dizine vuruyor

'O zaman, koy başını şuraya…'

O kahraman Efe…

İkiletmeden hemen başını Ata'nın dizine koyuyor…

Koyar koymaz şakağında soğuk bir temas hissediyor…

Bu Atatürk'ün tabancasının namlu soğukluğuydu…

Efe, gerçekten Ata'sı için seve seve canını verebilirdi…

Ancak…

Atatürk, O'nun canına kıyacak mıydı?

İzleyen herkesin beti/benzi atmıştı sanki…

Heyecan son haddine varmıştı…

O tabloyu izleyenler adeta nefes almaya korkuyorlardı…

Gözler Atatürk'ün üstündeydi…

Tabanca Efe'nin şakağına dayalıydı…

Ne Atatürk'ün elinde…

Ne kafasını uzatan Efe'de titreme vardı…

Ulu Önder…

Bir saniye bile tutmayan bir zaman içinde…

Gözle fark edilmeyecek bir hızla…

Tabancasının namlusunu…

Efe'nin şakağının yanından, iki santim kadar kaydırarak…

Tetiği çekiverdi…

Salondaki derin sessizliği yırtan korkunç bir tabanca sesi…

Herkesin yüreğini kaldırmıştı…

Fakat, o da ne?

Kahraman Efe'nin başı…

Hala Gazi'nin dizindeydi...

En ufak bir kıpırdanma bile olmamıştı…

Atatürk, birkaç saniye bekledi…

Efe'nin başını dizlerinden kaldırdı…

Eğildi…

Kahraman Efe'nin alnını dudaklarına götürerek öptü…

Hala…

Az önceki atmosferin etkisinden kurtulamayan davetlilere şöyle dedi:

'İşte ben Anadolu zaferini, bu aslanlarla ve böyle canlarını esirgemeyenlerle kazandım…'

***

Biz Egeli'yiz… Bilmek gerek…

Bu toprakların gözüpek Efe'leri…

İstilacı Yunan'a karşı büyük bir mücadele yürütmüştü...

Atatürk, 11 Haziran 1920'de…

'Kardeşim…' diye hitap ettiği…

Demirci Mehmet Efe'ye şu telgrafı yazdı:

'Kahraman efelerinizi size gönderiyorum… Aydın'ın bu doğru özlü ve fedakar evlatları, Bolu ve Düzce havalisinde memleketimizi gavurların esaretine düşürmeye çalışan hainleri pek kahramanca ve fedakarca bastırdılar… Vatanımıza büyük hizmetler ifa ettiler… Allah iki cihanda aziz etsin…'

Hamiş: Ege'de, Osmanlı'nın, toprak ağalarının baskısına, haksızlıklara isyan edip dağlara çıkan savaşçılara 'zeybek' denir… Zeybekler arasında kahramanlığıyla sivrilen kişi, o grubun lideri yani 'efesi' olur… Yaşa maşa bakılmaz... Önemli olan yürektir…

Sonsöz: 'Bu oyun (zeybek), milletimizin erkek oyunu, kahraman oyunudur; bilmek gerek… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'