Safiye’yi perde arkasından dinlediği doğru mu?

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Çok konuşulan ama gerçek yanı az bilinen

Yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de...

Bu özel anıya Türkiye'de ilk kez…

'O Yıldızlar Hiç Sönmesin' kitabında yer veren…

İzmirli gazeteci büyüğüm Tayfur Göçmenoğlu'nu…

Saygıyla analım...

***

Türkiye'nin gelmiş geçmiş ün büyük seslerinden biriydi…

Şakımaya başladığında…

Sahnesine ç ıktığı gazinoyu inletirdi…

Bu millet, O'nu…

Safiye Ayla'yı bağrına bastığında küçücüktü…

Geçtiğimiz 14 Ocak…

Aramızdan ayrılışının 22'nci yılıydı…

Bugün…

Hem ölümsüz ses Safiye Ayla'yı analım…

Hem de çok konuşulan Atatürk'le ilgili bir konuyu…

Aydınlığa kavuşturalım…

***

Türkiye değerlerini asla unutmamalı…

Safiye Ayla…

İstanbul'da doğdu…

81 yaşında aynı kentte dünyaya veda etti…

Mısırlı bir Hafız'ın kızıydı…

Babası, O doğmadan öldü…

Kadere bakın ki…

Henüz üç yaşındayken annesini de kaybetti…

Hem öksüz hem yetim kalmıştı…

Devlet Baba, Safiye Ayla'yı okuttu, öğretmen yaptı…

Ancak…

Safiye'nin gözü ışıltılı sahnelerdeydi…

Öğretmenlikten ayrıldı, gazinolarda çalışmaya başladı…

1932 yılıydı…

İstanbul Vali Yardımcısı Nuri Bey'in evinde verilen bir davette…

Atatürk'ün huzurunda ilk kez şarkı söyledi ve…

Ulu Önder'in en beğendiği seslerden biri oldu…

O sırada 20 yaşında bile değildi…

Dönemin diğer kadın yorumcularından ayrı…

Kendine özgü bir okuyuş tarzı vardı Safiye Ayla'nın…

500'den fazla plak doldurdu…

Büyük beğeni toplayan sesiyle ünü yurt sınırlarını aştı…

***

Sonra bir dedikodu yayıldı…

Sözde…

Atatürk, Safiye Ayla'yı perde arkasından dinliyordu…

Çünkü, Safiye güzel bir kadın değildi…

Bu söylenti yıllarca sürdü, gitti…

Aslında doğru değildi ama…

Gerçeği kime, nasıl anlatacaksın?

***
Gerçeği…

Safiye Ayla anlattı…

40 küsur yıl önce…

Kuşadası'ndaki özel bir davette…

Sadece…

Gazeteci Tayfur Göçmenoğlu'na…

'O Yıldızlar Hiç Sönmesin' adlı eserinde…

Göçmenoğlu, şunları yazdı:

Atatürk'ün O'nu dinlerken bir paravan kullanıp kullanmadığı çok konuşuldu… İddiayı ortaya atanlar, Latife Hanım'ın kıskançlığını iler sürmüşlerdi… Safiye Ayla, 'Ne alakası var?' dedi ve ekledi:

'Bir defa Atatürk ile Latife Hanım evlendiği yıllarda ben sahneye çıkmamıştım… Onlar zaten bir-iki yıl evli kaldılar… Atatürk, hiçbir sanatçıya böyle bir muameleyi reva görecek yapıda bir devlet adamı değildi… Türk Sanat Müziği ile ilgili yasağın uygulandığı 1935 yılında bile Atatürk'ün böyle tavırlı bir hareketini görmedim…'

Yani, dedikodular, o değerli sanatçıyı yıpratmak için çıkarılmıştı… Safiye Ayla, sözlerini şöyle tamamladı:

'Ben dünyanın en mutlu kadınlarından, sanatçılarından biriyi… O'nun huzurunda şarkı söyledim… O'nun iltifatlarına mazhar oldum… Gerisi vız gelir…'
***

Safiye Ayla, bu dünyaya veda edinceye kadar…

Bu dedikodudan kurtulamadı…

Hep üzüldü hep kahroldu…

Sonra yoruldu, pes etti…

Bu konudaki son sözleri şu oldu:

''Galiba halk beni çok çirkin bulduğu için böyle söylentiler çıkıyor…'

***

Safiye Ayla…

Ömrü boyunca hep…

Atatürk'ün en sevdiği sanatçılardan biri olarak anıldı…

Ulu Önder…

O'nun sesinden…

'Yanık Ömer' türküsünü defalarce dinlerdi…

Üstelik…

Bırakın, örtüyü, paravanayı…

Safiye Ayla'nın gözlerinin içine bakarak ve…

Ayağa kalkıp, alkışlayarak…

Nokta…

Sonsöz: 'Biz Batı müziğini saygıyla dinlediğimiz gibi, bizim müziğimiz de bütün dünyada saygıyla dinlenecek bir halde olmalıdır… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'