AK Parti’nin İzmir 1. bölge adayı Ali Aşlık’tan özel açıklamalar…

Fırat Soylu/Egedesonsoz - Seçimlere bir aydan daha az bir zaman kaldı. Liderler seçim meydanlarında boy gösterirken, milletvekili adayları da ilçelerde seçim turu atıyor. Esnaf, muhtar, vatandaş ayırımı yapmadan kapı kapı gezen adaylar hem kendilerini tanıtıyor hem de partilerine oy istiyor.

Gündemin ana konusu siyaset olunca, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerini fırsat bilerek, seçim çalışmalarına kısa bir ara veren AK Parti'nin İzmir 1. bölge milletvekili adayı Avukat Ali Aşlık ile seçim öncesi özel bir röportaj yaptık.

AK Parti İzmir teşkilatının kuruluşundan bu yana İl Başkanlığı dahil olmak üzere bir çok farklı makamda görev yapan, 2007 seçimlerinde meclise girmeyi az bir farkla kaçıran Aşlık'tan, ikinci kez çıktığı meclis yolundaki çalışmalarını ve 12 Haziran seçimlerine dönük görüşlerini bizimle paylaşmasını istedik. İşte AK Parti'nin 1. bölge 5. sıra adayı Ali Aşlık'ın Ege'de Sonsöz'e özel açıklamalar…

Seçimlere çok az bir süre kaldı çalışmalar nasıl gidiyor?
Gayet iyi gidiyor.İl Seçim Koordinasyon merkezinin programı dahilinde ilçeleri geziyoruz. Buralarda başta muhtarlar, esnaf ve sivil toplum kuruluşlarını geziyoruz. Vatandaşlara partimizin programını anlatıyoruz.

2007 seçimlerinde de 6. sıradan aday gösterilmiştiniz, ancak seçilemediniz. Şimdi yeniden adaysınız ve sıranız da bir basamak yükseldi bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben ekip adamıyım, ekip çalışmasını seviyorum. Aday gösterilmemde neyin öne çıktığını bilemem. O genel başkanımızın taktiridir. Bize inanıyorlar bize güveniyorlar. Bizde bu güven ve inanca karşı elimizden gelen çalışmayı gösteriyoruz.

Bu dönem listelerde teşkilattan gelen isimler var. Genel Merkezin teşkilattan isimlere seçilebilir yerlerden şans vermesi seçim sonuçlarına yansır mı?
Ben yansıyacağını düşünüyorum. Ama asıl yansıma yerel seçimlerde olacak. Onun sebebi de biz geçmiş dönemlerde sokağa inemedik. Daha doğrusu sokakta yeterince etkili olamadık. Ama Teşkilat ağırlıklı bir yapının oluşması bundan sonraki süreçte sorunlara birebir anında müdahale etmeyi beraberinde getirecek. Bu da İzmir'de siyasetin daha da canlanacağını ve İzmirlinin AK Parti'nin yaptıklarını birebir birinci ağızdan öğreneceğini ve İzmirlilere birebir yaptıklarımızı değerlendireceğimizi düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte, CHP köpeksiz köyde, değneksiz
dolaşamayacak.

Geçtiğimiz haftalarda CHP'li Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik bir operasyon gerçekleşti. Bu operasyonun ardından CHP'nin oyunu artacağı söylentileri çıktı. Ayrıca bazı CHP yöneticileri her iki bölgeden 9'ar milletvekili çıkaracağını iddia ediyor. Buna ne diyorsunuz?
Ben operasyondan öncede sonrada sokaktaydım. Halkın gündeminde böyle bir konu yok. Sadece aktif siyaset yapanların gündeminde bu konu olabilir. Öncelikle şunu bilmek gerekir, yargı bağımsızdır ve bu kararın iktidarla bağdaştırılmaması gerekir. İktidarla ilişkilendirilmiş olsa, iktidar böyle bir süreçte böyle bir operasyonu yaptırmaz. Dolayısıyla bu sözler hem yargıya hem de iktidarı töhmet altında bırakacak bir davranıştır. Yanlıştır. Eninde sonunda hukuk yerini bulacaktır. Yanlış yapmış olanlar cezasını öder, bir suçu olmayanlar da beraat edecektir.

Operasyondan bir AK Parti'li olarak siz de rahatsız oldunuz öyleyse.
Evet, kesinlikle bu operasyon bizleri de rahatsız etti. Bu rahatsızlık içeriği anlamında değil. Süreç içerisinde bazı şeyleri anlatma ihtiyacı çıktı. Kamuoyu yapıcıları önünde AK Parti'nin icraatlarını anlatmak yerin bağımsız yargının olduğunu anlatmak istiyoruz. Bu 9'ar iddiası ise CHP içindeki belli kırgınlıkları kullanmak için oluşturulmuş bir mekanizma olarak yorumluyorum. Çünkü ciddi dökülmeler, kırılmalar vardı CHP'de. Birçok milletvekili, partili CHP'li sokağa çıkıp parti çalışmalarında yer almayacaktı. Bu bir motivasyon aracı olarak kullandılar, çok da iyi kullandılar. Ama CHP bundan bir sonuç alamayacaktır. Siyasette son sözü vatandaş söyler. Seçmen oyunu kullanacak sandıklar açıldıktan sonra herkes neyin ne olduğunu gördü.

2007 seçimlerinden sonra CHP ile olan oy farkı 2009 seçimlerinde oldukça arttı. Bu iki sonuca bakınca 2011 seçimle için ne düşünüyorsunuz?
Bizim hedefimiz 12 Haziran'da İzmir'de birinci parti çıkmaktır. Bunun için çalışıyoruz. Seçmene yaptıklarımızı doğru anlatırsak eminim ki bu hedefimizi de sağlarız. Geçmiş dönemlerde halka iletişim konularında belli eksikliklerimiz vardı. Bunu da belli oranda giderdiğimizi düşünüyorum. Giderdiğimiz oranda da daha yüksek bir oy alacağız. Çünkü artık İzmirli hizmete oy verecektir.

Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay İzmir'den aday gösterildi. İki ismin adaylığının sandığa yansıması nasıl olacaktır.
Tabii ki etkili olacaktır. Her iki Bakanımız da, İzmir kamuoyunun tanıdığı isimler, Türkiye kamuoyunun tanıdığı isimler. Yaptıkları ortada, çalışmaları ortada, bakış açıları, yaşam tarzları ortada. Güven veren yapıları var. Tabii ki katkılarının olacağını düşünüyorum.



İlçe turlarında seçmenin taleplerini de dinliyorsunuz. En çok hangi konularda şikayet ve talep alıyorsunuz.
Bize gelen taleplerin büyük kısmı yerel yönetimlerle ilgili. Ama vatandaş çoğu zaman bu sorunun yerel yönetimler tarafından çözüme kavuşturulması gerektiğini bilmiyor. Gittiğimiz yerde okulumuz yok, yolumuz yok deniliyor. Ama okul inşaatı için belediye yer ayırmamış. Birçok yerde imar sorunu var. Birçok yerde belediye ile ilgili sorunlar var. Yerel yönetimlere dönük hoşnutsuzluklar var.

Sadece yerel yönetimler mi?
Merkezi yönetime yönelik hoşnutsuzluklarda var. Tabii ki bunun sebebi yaptığımız icraatları anlatamamamızdan kaynaklanıyor. Vatandaşa yaptıklarımızı doğru ve tam olarak anlatamıyoruz. Çok şey yapıyoruz ama görünmüyor. Yapılan yardımların halka ulaşımında bürokratik süreç çok fazla. Adeta Bürokrasi engeli var. İzmir'de bürokrasi muhalefetin bürokrasisi gibi çalışıyor. Ciddi anlamda İzmir'de bürokraside bize karşı büyük bir direnç var. İktidarın eli İzmir'e yeterince uzanmamış…Kimin arkasında kim var bilmiyorum ama bürokrasi böyle… Eski alışkanlıklarını İzmir'de devam ettiriyor. Birçok yerde bu aşıldı ama bürokrasi bu alışkanlıklarını devam ettiriyor.

2009 yerel seçimlerinde İzmir'de Büyükşehir ve 28 ilçe belediyeyi kazanan CHP'nin bu başarısında Aziz Kocaoğlu'nun etkisi olduğu vurgulanmış ve Kocaoğlu rüzgarı tanımı kullanmıştı. Sizce bu rüzgar bu seçimde de etkili olacak mı?
Ben böyle bir rüzgarın olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta o dönem yapılan bazı yanlışlıkları 'rüzgarla' örtmeye kalkışmak yanlıştır. Mutlaka iktidarın bir yıpranmışlığı vardır, muhalefet bu anlamda daha şanslıdır. Ama Biz İzmir'de doğru isimlerle, doğru planlama yaparak bu işi birçok yerde çözebilirdik. Bizim çok mili metrik kaybettiğimiz yerler var. Bu da listelerin yanlış yapılmasından kaynaklanan bir sıkıntı. 2004 seçimlerinde daha başarılıydık. Çünkü listeler İzmir'de yapılmıştı. Ama geçen seçim olduğu gibi listeler Ankara'da yapılmamalıydı.



CHP'de yönetimin yanı sıra söylem değişimi de oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP yıllarca Laiklik, cumhuriyet değerleri, Atatürkçülük üzerinden siyaset yapmaya çalıştı. Bu yaklaşımlarının tutmadıklarını gördüler, daha reel politik argümanlar kullanıyorlar. Bu argümanları kullanırlarken de ayağı yere basan şeyler söylemiyorlar. İki cümle söylüyorlar, öyle olmadığını söylediğiniz zaman da, 'yalan söylüyorlar' diyorlar… Aslında hesap yapan, hesap yapmasını bilen herkes yalanın kimin söylediğini çok iyi biliyor.İzmir demokrattır . İzmirli düşünür, İzmirli kendisini kucaklayanı hiçbir zaman dışlamamıştır. AK Parti olarak birçok eksikliğimiz vardı büyük oranla giderdik, gidermeye devam edeceğiz. Daha yapmamız gereken birçok şey var. Ama İzmirli bu kez Ak Parti'yi İzmir'de birinci parti yapacaktır. Buna inanıyoruz.

Milletvekili aday listeleri için neler söyleyeceksiniz?
İkinci bölgedeki teşkilatlarımız, gruplarımız çok iyi şekilde çalışıyor. Bunu tabanda algılıyor. Kamuoyu yoklamaları da bunu yansıtıyor. Birinci bölgede belki birazcık daha dengeli bir liste yapıla bilinirdi. Ama mazeret yok çalışıyoruz, koşturuyoruz. Daha fazla çalışarak bu açığı kapatacağız.

Listelerin ön sıralarında Güneydoğu kökenli adayların olmadığı, Karadenizli isimlerin ön planda olması eleştiriliyor. Bu seçim sonuçlarına yansır mı?
Karadenizli isimlerin yoğunlukta olduğu sözüne katılmıyorum. Bakın Başbakan benim Karadenizli olduğumu bilmez. Beni Torbalılı bilir. Karadenizli olarak hiçbir zaman kendimi lanse etmedim, Karadenizli olarak da yola çıkmadım. Ben İzmir'de büyüdüm. Benim akrabalarımın büyük bir kısmı bugünkü Türkiye sınırları dışında. Benim bir tarafım Kafkasya, bir tarafım Balkanlar… Dolayısıyla Türkiye'deki bütün kesimleri bünyesinde bulunduran bir ailenin çocuğuyum ben. Ben İzmirliyim. Kendimi Karadenizli olarak algılamıyorum. Böyle kategorize edilmesini de doğru bulmuyorum. İzmirliyim, İzmir'in adayıyım, Torbalı'da büyüdüm, Torbalı'yı… Selçuk'u, Menderes'i çok iyi bilirim. Bütün akrabam, arkadaş çevrem bu civardadır. Artı uzun yıllar İzmir'de Avukatlık yapıyorum. İzmir'in bütün kesimlerini tanıyorum. Dolayısıyla bölge ayrımıyla öne çıkarılmayı çok doğru bulmuyorum. Ama tabi ki Güneydoğu bölgesinden gelen vatandaşlarımızın ağırlıklı olduğu bölgeler var. Oradan gelen arkadaşlarımız da İzmirli… Onları da ayırmak doğru olmaz. Güneydoğu'dan gelen İzmirliler listelerde olsaydı iyi olur muydu? Tabii ki daha iyi olurdu. Çok arzu ederdim. Daha güzel bir çalışma yapardık. Ama liste böyle yapılmış, böyle karar kılınmış. Bize düşen görev bunu iki de bir kaşımak değil, üzerimize düşeni yapmaktır.

TÜRKİYE PARTİSİYİZ
Biz Türkiye'nin partisiyiz. AK Parti'nin içerisinde toplumun her kesimini temsil eden isimler var. Biz seçildiğimiz zaman Türkiye'nin milletvekili olacağız. Ama İzmir'de yaşıyoruz, İzmir'e karşı daha duyarlı olacağız. Fakat Türkiye'nin meselelerini bir ve bütün olarak görüyoruz. Öyle olunca da yöre ayrımı veya bir takım ayrımlar yapmamız bizim AK Parti'nin kuruluş felsefesine aykırı. Bizler insanı temel alan felsefeyle yola çıktık. Bu anlayışı geliştirerek devam ettiriyoruz. Çünkü bizim amacımız hizmet etmek, insanımıza, milletimize hizmet etmek. Bu hizmeti yaptığımızda da herkes bu hizmetlerden faydalanacak. Bu nedenle kişileri kategorize etmenin pek doğru olmadığını düşünüyorum.

İzmir'de üçüncü parti olarak MHP var. Son dönemde yaşanan kaset olaylarının ardından sizce MHP'nin durumu ne olur?
Biz başka partilerin siyasi durumuna bakmıyoruz. Onlar bizim siyasi rakiplerimiz. Biz hangi siyasi parti olursa olsun herkesten oy istiyoruz. Özellikle ülkücü tabanı AK Parti'ye yakın bir tabandır. Bizim İçimizde ülkü ocaklarından yetişmiş arkadaşlarımız var. Milliyetçi duyarlılığı fazla arkadaşlarımız var. Biz ülkenin meselelerini bir ve bütün ve bir ahenk içinde götürmek istiyoruz. O ahengi bozacak sivri çıkışlardan yana değiliz. Çünkü bu memleketin kalkınması, Türkiye'nin daha güçlü bir devlet olması ancak çeşitli kesimlerin ahengi içinde kardeşçe yaşamasıyla mümkündür. Bu da ancak bir çatı altında onların buluşturmakla sağlanır. Ak Parti bugün Türkiye'nin partisidir. Bütün kesimleri tek bir çatı altında buluşturmuştur. Amacımız, gayemiz hizmettir. Hizmeti engelleyecek hiçbir anlayış ve duruşa prim vermedik, vermeyiz de.

Bu seçim AK Parti'nin üçüncü genel seçimi artık İzmir'de bir AK Parti tabanı oluştu mu?
Ak Parti Türkiye'nin partisidir. Türkiye'nin herkesimin de var. İzmir belki bizi anlamakta birazcık zorlandı. Yada biz kendimizi anlatmakta zorlandık diyebiliriz. Sonuç olarak bir iletişim sorunu yaşadık. Ama bu sorunu aştığımızı düşünüyorum. Çünkü 9 yıldır iktidarız millet ne yaptığımızı, neler yapmadığımızı görüyor. Yerel yönetimlerde CHP'li belediyeler, yapamadıklarını , becerisizliklerini ve başarısızlıklarını merkezi hükümete, AK Parti iktidarına yıkmaya çalışıyor. Biz bütün belediyelere paylarını nüfus oranında eşit olarak aktarıyoruz, yasal olarak da aktarmak zorundayız. Bunun için istesek de yapamayız, çünkü kanunlara uymak zorundasınızdır, Türkiye bir hukuk devleti. CHP'liler çoğu zaman iş yapamadıkları zaman, hani bir tabir vardır, 'oynamasını bilmeyen gelin yerim dar dermiş' işte CHP'li belediyelerin zihniyeti de böyle. Bir şey yapılmadığı zaman hemen, merkezi hükümet engelliyor diyip işin içinden çıkıyor.

Burada haksızlığa uğradığınızı mı düşünüyorsunuz?
Bakın, İzmir insanı gerçekten çok dürüst insanlardır. Söylenen her şeye inanır. Ama artık bu söylenilenlerin doğru olmadığını İzmirliler de görmeye başladı. Sandıklar açıldığında da artık bir takım kasaba politikaları yapan CHP'nin bir yere varamadığını göreceğiz. İzmirliler de görecek tüm Türkiye bunu görecek.

Başbakan Erdoğan İzmir'de birinci parti olmayı gerçekten istiyor mu?
Tabii ki istiyor. Hiçbir siyasi parti, hiçbir genel başkan bir yeri isteyip, bir yeri istemiyorum diyebilir mi? Böyle bir yaklaşım olabilir mi? Bazı dedikodular var. Başbakan aslında İzmir'i istemiyor diye. Tüm bunlar hep günü kurtarmak, kasaba politikacılarının yaptığı yorumlardır. Bu düşünce doğru değil. Ama böyle algılanıyor, böyle yorumlanıyorsa bizim yapacak bir şeyimiz yok. Artık biz söylemimizi eyleme de dönüştürdük. En çok yatırımcı iki bakanımızı İzmir'den aday gösterdi Sayın Başbakanımız. Dolayısıyla bu bile İzmir'e önem ve değer verildiğinin göstergesidir. İzmir'e ciddi yatırımlar yaptık, Universiade'yi Büyükşehir götüremeyince kanun çıkardık biz ele aldık. Eğer CHP rezil olsun düşüncesinde olsaydık kanun çıkarmazdık. Ama bunu yapsaydık, CHP rezil olmazdı Türkiye rezil olurdu. Biz Türkiye Cumhuriyeti'ni düşünüyoruz. Türkiye'nin boynunu eğecek hiçbir girişim içinde olmadık, olmayı da düşünmüyoruz. Dolayısıyla günü birlik politikalarla olaya bakmıyoruz. Çünkü Türkiye büyük bir devlettir. Büyük devlete yakışan bir tavır sergiliyor Sayın Başbakanımız. Onun için Türkiye'yi daha büyük devlet yapacağız, daha güçlü, daha hatırı sayılır bir devlet yapacağız. Bütün gayretlerimiz, çalışmalarımız bu yönde. İnşallah İzmir EXPO adayı gösterildi. İzmir'e kazandırdığımızda İzmir'de yatırımlar başlayacak ve 2015'de İzmir'de işsizlik bitecek.

AK Parti'nin İstanbul'dan sonra İzmir içinde bir çılgın projesi var. Başbakan 4 Haziran'da açıklayacak. Kentsel dönüşüm odaklı olacağı söyleniyor. Sizin bilginiz var mı?
Duyumlarımız var ancak projeyi Sayın Başbakanımız açıklayacağı için bu duyumlar ne olursa olsun bunları açıklamak çok doğru olmaz. Çılgın tabirini kullanmak ne kadar doğrudur bilmiyorum ama İzmir'i değiştirecek, dönüştürecek bir proje olacağı kesin. İnşallah Sayın Başbakanımız 4 Haziran'da İzmirlilere bu projeyi açıklayacak.

Sizce bu proje sandıklara oy olarak yansır mı?
Biz hizmeti oy için yapmıyoruz. Böyle düşünmüş olursak bu çok kısır bir döngü olur. O zaman bir takım şeyleri de yapmayı verirsiniz. Biz hizmet için bunları yapıyoruz, İnsanların gönlüne talibiz. İnsanların gönlünü aldığınız da oyunu da alırsınız. O yüzden diyorum ya, biz Kasaba politikacısı değiliz diye. Birinin ayağına basarak, birinin hızını keserek veya birinin eksikliğinden faydalanarak bir yerlere gitme anlayışında değiliz. İdeallerimiz var hedeflerimiz var en önemli idealimiz ve hedefimiz Türkiye'nin birliğini ve bütünlüğünü sağlamak. Bunun için her türlü alt yapımız var. Önemli olan iç politikada günü birlik çıkışların dışında, ülkenin geleceğine dönük tutum ve davranışlar içine girebilmektir. Günü birlik söylemlerden uzak durmaya özen gösteriyoruz. Önümüzdeki yıllarda Türkiye'ye çok daha şeyler katacağız.

2007 seçimlerinde sizi meclise götürecek oyu partiniz alamadı. Bu dönem meclise gitme yolunda şansınızı nasıl görüyorsunuz?
Her zaman söylüyorum, ben uzun yıllardır siyasetin içindeyim. Çok emeklerim geçti, çalıştık ama bu çalışmayı milletvekili olmak için yapmadık. Milletvekili olmak için bizim kadar çalışmaya da gerek olduğunu da sanmıyorum. Dolayısıyla şuanda da kazanır mıyım, kazanmaz mıyım, diye bir gayem yok. Şuanda AK Parti'ye bir oy daha fazla nasıl kazandırırım telaşı içinde çalışıyoruz. Biz bu samimiyetle çalışıyoruz. Kazanırım, kazanmam mevzu içine girmedim, girmemde. Çünkü bu işler nasip kısmet işi… Hedefimiz Ak Parti'nin İzmir'de birinci parti olmasıdır. Bu hedefi gerçekleştiğinde sorulan sorunun bir anlamı da zaten kalmayacaktır.

Son olarak 12 Haziran akşamı için bir tahmininiz var mı?
Hedefimiz Türkiye'de tek başına iktidar, İzmir'de ise birinci parti olmaktır. Bunun için çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Çünkü Türkiye'de tek başına iktidar olacağımıza eminim. Çünkü birinci partiyiz. Bunu bütün kamuoyu kabul ediyor. Şuanda İzmir'de birinci olup, olamayacağımız gündemde. Biz şuanda bütün arkadaşlarımızla, teşkilatımızla İzmir'de nasıl birinci parti oluruz gayretiyle çalışıyorlar. Teşkilatlar yeni yeni motive kazanıyorlar. Çünkü uzun süredir motivasyonları bozuktu, inşallah son 15-20 gün canla başla herkes yollara düşecek ve AK Parti'yi İzmir'de birinci parti yapacağız. Oy tahmini yapmak yerine birinci parti olacağımızı söylemem daha doğru olur.
ALİ AŞLIK KİMDİR?
1964'te doğmuştur. Orta öğrenimini Torbalı'da tamamlamıştır. Öğrencilik yıllarında yaş sebze meyve pazarlamacılığı ve seracılık yaptı. Yüksek öğrenimini İzmir'de tamamladı. 1989 yılından bu yana serbest avukatlıkla uğraşıyor. Ak Parti'nin kurucuları arasında olup, 2002-2007 yılları arasında Ak Parti İzmir İl Başkanı olarak görev yaptı. AK Parti İzmir 1.Bölge 5.Sıra Milletvekili Adayı.