Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, kente ve hizmetlere dair Egedesonsöz'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Ege'nin incisi İzmir… İzmir'in kalbi Konak…

102 yıllık İzmir Barosu'nun ilk kadın başkan olduktan sonra Konak Belediyesi'nde de koltuğa aynı unvanla oturan Sema Pekdaş odasına astığı Konak haritası ve belediyeye getirdiği sistemle göreve geldiği günden bu yana hizmet üretmeye devam ediyor.

Plansız bölgeler için her fırsatta, 'Konak'ta zemin etüdü yapılmayan yer kalmayacak' vurgusu yapan ve imar planlarını 'Kentin anayasası' olarak nitelendiren Başkan Pekdaş Egedesonsöz'e verdiği röportajda hayata geçirdiği ve geçireceği projelerden bahsetti.

Pekdaş, Gültepe'nin imar sorunlarının, Yenişehir'de yapılması planlanan yeni belediye binası sürecinin, tartışılan Kültürpark'ın, Alsancak planlarının masaya yatırıldığı sohbette, 'Ben bütün Konak'ın planını bitirmek isterim' dedi.

BIÇAK KEMİÐE DAYANDI!

Gültepe'de bölge insanın büyük merak içinde olduğu imar çalışmaları hangi aşamada?

Gültepe bölgesi İzmir'in 1950 sonrası yapılaşması gelişen bir bölgesidir. Sürekli yoğunlaşan bir nüfus hareketi söz konusu oldu o bölgede... Gecekondulaşmayla kurulmuş bir bölge. Önceleri Balkan göçmeni, sonradan Konya'dan gelen hemşerilerimiz, Kars, Ardahan, Erzurum'dan gelen hemşerilerimizle birlikte yoğun bir nüfus hareketine sahne olan bir bölge ve oradaki hak sahiplikleri imar ıslah planlarıyla tescillenmiş. Gecekondu affı dediğimiz afla hukukileşmiş bir mülkiyet söz konusu orada. Öyle olunca planlar gecekonducuların yapabildiği kadarıyla yapılmış planlar. Ama artık şehircilik anlayışları değişiyor, gelişiyor yeni imar yönetmelikleri söz konusu oluyor. Yeni imar yönetmelikleri çerçevesinde o bölgenin parsellerinin hiçbiri kullanılabilir bir parsel değil. Yıksalar, konut yapmak isteseler kullanabilir parseller değil. Dolayısıyla orada bir yenilenme, yeniden gerçek bir kent planı yapma ihtiyacı ortaya çıktı. Bıçak kemiğe dayandı. Var olan planlarla yürümesi mümkün değildi. Biz bunun üzerine geçen yıl Temmuz meclisinde imar uygulamalarını durdurduk ve plan çalışmasına başladık. Plan çalışmasını duyurduk ki insanlara çünkü plan çalışmasıyla birlikte o yerler değerli yerler olacak. O yüzden arsa spekülasyonunu önlemek için de bu duyuruyu yaptık ve durdurmayı yaptık. Orada çalışmalar devam ediyor. Bir plan yaparken öncelikle sosyal doku araştırması yapmak zorundasınız. Gerçekten araştırmada gördük ki o bölgede nüfus gittikçe düşüyor. Ailelerde çekirdek aileye dönüş başladı. Orası kent olarak yaşamak arzusunda olan insanların bulunduğu bir bölge haline gelmiş. Bu tespitler bizim Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'yle birlikte yaptığımız çalışmaydı. Bu çalışmalar sırasında o bölgenin yollarını açılmasının, ulaşım planlarının yapılmasının öncelikli bir ihtiyaç olduğunu gördük. Yer altı haritaları, yer altı suları, dereler, sel yatakları, fay hatları, heyelan bölgeleri, uydu fotoğrafları toparlandı ve buna göre plan çalışmasına başladık. Öncelikle mutlaka ulaşım planı hazırlanması gerektiği fikrine sahip olduk. Büyükşehir Belediyesi'yle birlikte toplantılar yaptık. Ne yaparız diye konuştuk. Büyükşehir ulaşım planlarını da ihale etti. Büyükşehir'in ulaşım planlarıyla birlikte giden bir plan söz konusu... Orada Homeros Bulvarı Buca'dan giriyor Altındağ'dan çıkıyor. 2 buçuk kilometrelik tünel söz konusu. Orası da Gültepe'den geçiyordu. Önce üstünden geçiyordu fakat üstünden geçince askeri ve yeşil alanların varlığı dikkate alınarak bir tünelle o bölgeyi aşmanın daha doğru olduğuna karar verdiler. Yerin 70 metre altından giden bir tüneldi, sorun çözüldü. Tünel giriş ve çıkışına bağlantı yolları, hem Gaziler Caddesi'ne bağlantı yolları düzenleyen yol çalışmasını Büyükşehir gerçekleştiriyor. Onun üzerine biz parsel büyüklüklerini, ada bazında parseller mi, ortalama mı yoksa daha küçük parseller mi diye farklı modeller çalışıyoruz. Bu işi yapan plancı arkadaşlar var, katılımcı bir süreç izleyeceğiz. Bu çalışmaları hem o bölgedeki hemşerilerimiz, muhtarlar, sivil toplum örgütleri, odaları, sendikaları, meclis üyelerini bilgilendirerek gideceğiz. En fazla ilgiyi hangi plan görüyorsa, o plan üzerinden de netleşerek işi tamamlamayı düşünüyoruz. Zannediyorum Eylül- Ekim ayında bu toplantıları yaparız. Şimdi yaz diye erteledik. Elimizde 1950'den beri olan uydu haritaları, bütün alt yapı haritaları, sosyal doku araştırmaları ve Büyükşehir Belediyesi'nin gerçekleştirdiği ulaşım planı da olduktan sonra artık orası çok iyi bir şekilde çok iyi bir kent planına kavuşacak. Ama o bölgede Toros'taki pazaryerini imar uygulamasının dışında bıraktık. Pazaryerimizin uygulama planları bitti, ruhsata bağlanmak üzere. Orada kapalı bir pazaryeri ve düğün salonu da içinde olan bir bina yapıyoruz. Ayrıca Gültepelilerin ekmek fırınını diye bildiği mezarlığın karşısındaki alanın tahsisi bize Milli Emlak'tan yapıldı. Orada da uygulama projeleri çizdiriyoruz, bir spor kompleksi yapılacak. Bunlar uygulanan imar planının durdurulmalarının istisnasıydı. Gültepe'yle ilgili 13 mahallede devam eden bir imar planı çalışmamız mevcut.

Gültepe'nin eskiden olduğu gibi bağımsız belediyeye ayrılması konuşuluyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Olabilir, ayrılabilir. Biz CHP'li belediyeler olarak yine çalışmaya devam ederiz orada. Yeni seçilecek arkadaşımız da devam eder. O yüzden de biz hazırlıkları yapıyoruz, gelene kolaylık olsun diye… Gültepe ayrılsa, yeni ilçe olsa bile çalışmalarımız hazır olsun. Hem yeni ilçe olarak kurma sıkıntıları hem de alt yapı olarak hazırlanmaları çok ciddi zaman kaybı olur. Hazır olursa bu işler onların işleri tıkır tıkır yürür.

TOKİ KENTSEL KATLİAM YAPIYOR!

Önceki dönemlerde eksikliklerinden bahsettiğiniz bir kentsel dönüşüm yasası var. Bu yasa çalışmalarınızı nasıl etkiler?

Çok eksiklikler var. Uygulanabilir bir kentsel dönüşüm yasası değil. Bu yasa kentsel dönüşüm yasası afet riski altındaki yapıların yenilenmesine yönelik tekil bina ölçeğinde bina yenilenmesine yönelik bir yasa… Yoğun bir yapılaşmanın olduğu yerde, bu yapıların yenilenmesine, alanın yenilenmesine yönelik bir çalışma hiç yok. Boş alanı arsa yapmak kentsel yenileme değildir. Boş alana konut yaparak kentsel yenileme yaptık demek veya tekil binaların yıkılarak yeniden yapılmasını sağlamak kentsel yenileme değildir. 6306 sayılı binaların eskimiş, yıpranmış, afet riski altında olan binaların yıkılmasını kolaylaştıran bir yasa. Yoksa kent ölçeğinde kent yenilemesini sağlayan bir yasa değil. Kamunun bu konuya el atması ve ciddi bir bütçe ayırması lazım... Bunlar bütçelerde ayrılmazsa yapılabilecek şeyler değildir. Nasıl bazı büyük yatırımlar için Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporları zorunluysa sosyal etki değerlendirme raporlarının da zorunlu olması lazım. İnsanların yaşadıkları yerlerden ve o kültürden kopmaları doğru da değil ve zor da… Artık günümüzde marka şehir kavramı da terk ediliyor. Daha kapitalist terimlerle kentleri açıklamak doğru değil. Kentler medeniyetleri sağlayan yerler aslında. Uygarlıklar kentler aracılığıyla gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Kentler de uygarlıkların tarih içinde bıraktığı izlerle oluşuyor. Öyle olunca kentlerin dokusu önemli… Sosyal dokuları dağıtan, ortadan kaldıran bir yenilenme doğru değil ve kentin tarihine, yarattığı kültüre, medeniyete haksızlık. Biz şimdi eski kentleri yaşatma gayreti içindeyiz. Neden? Çünkü o kültür bizi bugün var ediyor. O zaman bütün eski binalarımızı yıkalım, yeniden yapalım demek kentlere ihanettir. Dolayısıyla sosyal etki değerlendirmesi raporları da alınmak suretiyle korunması gereken binalar yenileniyorsa korunarak yenilenmesi gerekiyor. Aynı şekilde teknolojinin getirdiği olanaklardan yararlanan ama kentin kimliğini muhafaza eden yapılar mı? Bütün bunların tartışılması lazım... TOKİ tarzı evler yapmak kentsel yenileme değil, kentsel katliam anlamına gelir. Her tarafın birbirine benzediği, aynı olduğu yerlerde kent kimlikleri de kalmaz. Bizler kentlerin kimlik ve ruhunu yaşatmak durumundayız. TOKİ yapılaşması kentlerin ruhlarını yok eden yapılaşmalardır. O nedenler; kentsel yenilemenin her şehir ölçeğinde o kentin ruhunu koruyan bir planlaması ve bütçelendirilmesi olması lazım. Bunun bugün olduğunu söylemek ve bu zihniyetin var olduğunu söylemek mümkün değil.

ÖNÜMÜZDEKİ YIL BAŞLARIZ…

Yenişehir'de yapılması planlanan yeni belediye binasıyla ilgili süreç ne aşamada?

Proje yarışması yaptık. Kazanan projeyle biz uygulama projelerin çizilmesi konusunda anlaşma yaptık. Şimdi uygulama projeleri çiziyoruz. Ama hemen iki çizik attırarak ruhsata bağlamayı tercih etmedik. Çünkü uygulama sırasında çıkan pek çok zorluklar bizim uygulama projesi çizerken kazandığımız sürenin daha fazlasının tüketilmesine neden oluyor. Biz iklimlendirmeden, akustiğine, iç yerleştirmeden, tek tek odaların hangi müdürlüklere ait olacağına, dolap yerleştirmesinden, arşivine kadar her şeyini çalışıyoruz. Toplu çalışma, vatandaşın sık sık gelip gittiği müdürlükler söz konusu. Tüm bu müdürlüklerin ayrı ayrı planlandırılması, projelendirilmesi ona uygun akustiğinin de düzenlenmesi lazım. Öyle odalar var ki gürültüden çalışılmıyor. İklimlendirme, enerjisinin kendisi üretmesi, akustiği, iç mimarisine kadar her şeyi çizdiriyoruz. Önümüzdeki yıl içinde başlarız. Hemen tıkır tıkır işleyen bir proje olsun istedik. Pürüzsüz uygulansın ve hayata geçsin. Projeler ruhsata bağlandığı an başlayacağız. Yapım ihalesine çıkıyoruz, o ihaleyi kazanan firmanın kesinleşmesi, yer teslimi gibi işler sürecek. Bürokraside bazı işleri yaparken çok süreler var. Bugün karar verip yarın yapamıyorsunuz. Harcanan paranın kamunun, halkın parası olması nedeniyle her kuruşun hesabını veren bir harcama sisteminin olması lazım.

DÜNYANIN ÇAÐDAŞ YERLERİNDE DUVARLAR YOK

Son dönemlerde tartışılan Kültürpark meselesinde yetki İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde fakat TMMOB geçtiğimiz günlerde bir rapor hazırladı. Sizin bu konuda bir öneriniz var mı?

Kültürpark'ın içindeki yapıların hepsi yıkılıyor. Yıkılan binanın inşaat alanı hesaplansın, şimdi yapılmak istenen binanın alanı hesaplansın ona göre değerlendirmeyi İzmirliler yapsın. Ağaçlarla ilgili tespitler yapıldı. O da doğru değil. Bu bölge sit… Tescilli bir bölge… Tek tek bütün ağaçlar tescilli… Dolayısıyla yok ağaç katliamı, yeşil katliamı gibi bir takım açıklamalar gerçeğe uygun olmuyor. Biz sorumlu kurumlarda bulunan insanlar olarak sözlerimizi tartarak konuşmalıyız.

Duvarlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben bu duvarların olmaması gerektiğini düşünenlerdendim belediye başkanı oluncaya kadar… Ama belediye başkanı olduktan sonra çevredeki insanlarla konuştum. O bölgede yaşayan insanlar istiyor. Kahramanlılar, Alsancaklılar duvarların olmasını istiyor. Ama şimdiki projede duvarların alçaklaştırılması var. Yükseltinin seviyesi daha aza düşüyor. Dünyanın çağdaş yerlerinde duvarlar yok. O anlamda ben de duvarların olmamasını savunanlardandım. Ama göreve başladıktan sonra hem temizliği, hem korunması var. Herkes girip çıksın tabi. Şimdi kapılar çoğaltılıyor, yeşil alanlar artıyor. Buraya insanların da girmesini sağlayacak aktivite olsun diye Kültürpark formatıyla uyumlu, çok daha az bir sergi mekanı olsun isteniyor. Zaten bütün bunlar kurul onayına tabidir. Dosya kurula sunuldu, bakalım ne çıkar.

BÜTÜN KONAK'IN PLANINI BİTİRMEK İSTERİM

Göreve geldiğinizden bu yana hizmetlerinizde eksik gördüğünüz, 'yapamadığımız şeyler var' dediğiniz noktalar var mı?

Tabi var. Bu planlar yavaş yürüyor. Her iş zaman alıyor. Süre kaybı yaşanıyor. Her işi yaparken oluyor. Bizim işlerimiz zamana yayılan işlerdir. Ben bütün Konak'ın planını bitirmek isterim. Ama bunlar hemen yapılacak işler değil. Ciddi anlamda mülkiyet sorunları, imar problemleri, harita problemleri var. Tüm bunları bitirmek isterim. En azından alt yapı olarak belediyenin bu tür sorunlarının kalmamasını isterim. Bunların hepsini 5 yıllık süreçte yetişmesi mümkün değil. Yetiştiremediğim çok iş olacaktır. Planları, haritaları elektronik ortama yeni attık. Buna uygun programları yeni aldık. Konak Belediyesi'nde planlamanın yapıldığı programlar yoktu. Dolayısıyla bunlar hep zaman kaybı. Bunları alırken ihale yapıyorsunuz ona göre alıyorsunuz çünkü. Sistemi kurduk. Bunları dışardan göremeyebiliyorsunuz. Takım deniyor ama takımda kaleci yok. Özellikle odamdaki haritaya sürekli bakıyorum.

Geçmiş dönemde Alsancak'ta trafiğe kapatılacak bazı sokaklara itirazınız var mıydı?

Alsancak planlarının da elden geçmesi lazım… Eski Bornova Sokağı dediğimiz 1469 Sokak plana göre trafiğe kapalı yaya yoludur. Ama biz o yolu trafiğe kapatamıyoruz çünkü akış var. Bu konuda talepler de geliyor. Kimisi diyor, 'Planda trafiğe kapalı, siz bunu kapatın' diyor. Bunun üzerine ben plana göre oraya trafiği kapatmak için kazık diktim. Esnafın hemen haykırması oldu. Bir yandan onların itiraz etmesini istemiştim. Gittik toplantı yaptık. Planları da götürdüm. Konsensusla 1469, 1470, 1471 sokakların hangisi kapalı oluyor, hangisinin bariyerleri oynar bariyer, orada yaşayanlarla birlikte hep beraber karar verdik. Elimizde böyle bir sıkıntı var. Bazı yerler trafiğe kapalı ama trafik akıyor, bazı yerler açık ama sevgi yolu diye yapılmış. Bütün bunlar için orada da plan çalışmaları yapıyoruz. Gerçeğe uygun hale getirmeye çalışıyoruz. Temsilci arkadaşımızı gönderiyoruz, her oluşan karar biz de görüş yansıtalım. Planlarda görelim. Bazı sokaklar trafiğe açık, bazıları kapalı ama planda uygulaması ters. Planı uygun hale getireceğiz ya da gerçeği plana uygun hale getireceğiz. Çakışsın ve doğru olsun. Bir de koruma imar planları yapıyoruz. Kemeraltı'nda birinci etaplar yapıldı, ikinci etapları yapıyoruz. Eşrefpaşa, Beştepeler bölgesi için çalışılması lazım. Büyükşehir Hatay bölgesi planlarını yapıyor. Ciddi anlamda buranın anayasasının, alt yapısının tamamlanmasına yönelik bir çalışma içindeyiz.