Reformlar

Kurumlar işlevini yitirdi…

Kavramlar da aynı durumla karşılaştı…

Bunlardan biri de 'reform' kavramı…

Kullanıla kullanıla tanınmaz hale geldi…

Eskiden öyle çok eskiden değil, on sekiz sene önce…

Tek başına veya koalisyon ortağı olarak iktidara gelen siyasi partilerin yöneticileri, hükümet programına bir hedef koyarlardı…

Kaç günde veya ayda yapacaklarına dair…

'İlk 100 gün veya ilk 500 gün' gibi…

Bu yapılacak en önemli işlerin, 'reformlar'ın müddeti demekti.

Süre bittiğinde vaat edilenler yapılmamış ise, muhalefetin hedef tahtası olurdu.

Şimdi…

Belirttiğim süre galiba 'on sekiz yıla' çıktı.

Mesela 'ilk on sekiz yıl' gibi…

Çünkü…

2002 Kasım'ından bu yana, söylenen 'reformlar'ın haddi hesabı yok. Yok ama ortada da da elle tutulur bir şey yok…

Ne hikmetse, sanki bir seçim kazanılmış ve yeni bir iktidar ortaya çıkmış gibi, ağızlarda bir 'reform' kelimesi söylenip duruyor...

Hukuk'ta reform…

Ekonomi'de reform…

Demokrasi' de reform…

İyi güzel de on sekiz yıldır kim iktidar da…

***

Çok eskilerden bir reklam vardı...

Bir çay reklamı…

Sonunda gençler soruyordu, 'Mutfakta birileri mi var?' diye…

Sahi iktidarda birileri mi var?

Bakanlar pardon kabine üyeleri topluca dolaşıyorlar, 'reformları' anlatmak veya dinlemek için…

TÜSİAD, MÜSİAD ve TOOB… gibi..

Acaba mesela üniversitelere gidecekler mi?

Hatta mesela Barolar'ı ziyaret edecekler mi?

Tabipler Birliğini, Mühendis Odalarını…

Öyle hem uzun lafa gerek yok hem de öyle uzun uzun dolaşmaya gerek yok…

Hukukta reformu mu öngörüyorsunuz?

İşe HSK'dan başlayın ve alın başkanlığını Adalet Bakanı'ndan…

Üyelerinin tamamını Hakim ve Savcılar seçsin…

Etkin kılın 'Kuvvetler Ayrılığı'nı…

Anayasa Mahkemesi'nden, Sulh Ceza Mahkemesi'ne kadar...

Tüm mahkemelerin tarafsızlığını, bağımsızlığını ve kararlarının mutlak uyulması gerektiği hususunu etkin kılın…

***

Ekonomide mi reform yapacaksınız?

Bırakın şu 'tüketim ve israf ekonomisi'ni…

Kapatın sarayı, köşkü, yalıyı...

Arabayı, uçağı…

Geçin 'üretim ekonomisi'ne…

Kendinizden başlayarak mutlak tasarrufa…

***

Demokrasi reformu mu yapacaksınız?

Önce özgür basın…

'Yandaş' olmayan…

Arkası gelir…

Bütün bunlar olur mu?

Olmaz...

Niçin?

Çünkü…

Arkada koskoca on sekiz sene var...

***

Adam köye gidecekmiş…

Yolda oturan adama sormuş…

Şu köye kaç saatte varırım?

Oturan adam 'yürü' demiş…

Yürüyen adam hem kızmış ve hem de yürümüş…

Oturan adam seslenmiş yürüyen adamın arkasından, 'Yarım saatte varırsın'

Yürüyen kızgın…

'Niçin sorduğumda söylemedin?' demiş…

Cevap muhteşem:

'Hele adımlarını göreyim…' demiş…

Biz gördük on sekiz seneyi…