Hakkari-Geçitli köyü yakınlarında, yola önceden döşenen mayının patlatılması sonucu bir minibüste bulunan 9 vatandaşımızı kaybettik. 4 vatandaşımız da yaralı. Ağır yaralananlardan biri henüz 15 aylık bebekti.
Olay, yeni ve henüz aydınlatılmadan, Türk Milletinin yetiştirdiği üç kıymetli evladı(!) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Milletvekili Akın Birdal, eski militan Cengiz Çandar olayı çözüp, Türkiye ve dünya kamuoyunun önüne koydular!..
Bu üç vatan çocuğuna göre bu üzücü olay; Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, ’“Eylemsizlik Sürecini’” ve ’“Barış Sürecini’” sabote etmek için düzenlenmiş tam bir provokasyon imiş!...
Sinirlendiğinizi, bildiğiniz tüm küfürlerini boy sırasına göre kullanmaya başladığınızı duyar gibiyim.
Fakat bunlar böyledir. Bu parlak çocuklar öncelikle profesyonel propaganda uzmanı olarak yetiştirilirler. Cengiz Çandar’’ın Bekaa vadisinde aldığı derslerden biri de budur. Her biri kışkırtma, çarpıtma, tahrik etme ustasıdırlar.
Önemli olan bu çocuklara, demokratik haklar adı altında böyle konuşma cesareti verilmesidir. Başbakan Erdoğan, Barzani Ankara’’ya geldiğinde kendisini ’“Be Xerbin-Hayırlı Olsun’” diye karşılar ve Cengiz Çandar’’a ’“ağabey’” derse, Kürtçü-Bölücü kişileri danışman olarak yanında tutarsa, Dışişleri Bakanı Kuzey Irak için, ’“Kürdistan’” ismini kullanır ve Barzani’’ye ’“Kak-Ağabey’” derse, terörle mücadele eden kahramanları, aşağılık PKK itirafçılarının yalan beyanlarıyla hapse atarsanız, kendi milli ordunuzu yıpratmak için her türlü herzeyi yerseniz, geleceğiniz nokta burasıdır.
Gelinen noktada yaşanan başka bir rezalet ise, AB Akil Adamlar Grubu’’nun Türkiye’’yi ziyareti idi. Heyet gelir gelmez Diyarbakır’’a gitti ve Osman Baydemir ile görüştü. Finlandiyalı heyet başkanı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Osman’’dan aldığı mesajları, ikisi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Abdullah ve Recep Beylere iletti. Olayın çirkinliğini fark eden Cumhurbaşkanı, ’“Bu gelen heyet arabulucu değil’” dedi. Güzel, madem ki gelen heyet arabulucu, ara bozucu değil ne işleri var Diyarbakır’’da? Sıra gecesine katılmaya mı geldiler?Siz kendi vatandaşlarınızla yabancılar aracılığıyla mı konuşursunuz?Bunun bir adım ötesinin, Kürtçü-ölücü örgütün maşaları tarafından ’“Barış Gücü’” talebi olacağını göremiyor musunuz? Yazıklar olsun!...
BAŞBAKAN ’“KONSOMATRİS’’E’” TEŞEKKÜR ETTİ!..
Başbakan, TÜSİAD’’A, Sivil Toplum Konsomatrisi diyen, AKP’’nin kadrolu elemanlarından sendikacı Salim Efendi’’ye, tüm Türk Milletinin önünde canlı yayında teşekkür etti!
Bu teşekkür, (TBKJTD) Türkiye Bıçkınlar- Kabadayılar-Jiletçiler-Tırnakçılar Derneği üyeleri arasında ciddi tartışmaya neden oldu. Dernek Başkanı eski Kırkpınar Pehlivanlarından ’“Kuşadalı Kündeci Eyüp’” yaptığı açıklamada; ’“Bizim delikanlı Başbakanımız bize büyük yamuk yaptı. Oysa biz hep onu destekledik. Adamın biri konsomatris dedi diye ona teşekkür etti, halbuki bize bir haber gönderse, biz öyle bir küfür ederdik ki, o Tüsiad mı Müsiad mı hangi karın ağrısıdır, inanın abiler sokağa bile çıkamazdı bu la’….ar, affedersiniz yani’” dedi ve hazırladıkları küfür listesini, Başbakan’’a postaladıklarını açıkladı. Basın mensupları küfür listesinden birer örnek isteyince, bir araba sopa yiyip, kaçtılar!...
YUHALAYANLARA BÜYÜK CEZA GELİYOR
12 Dev adamın zaferinden pay kapmak için basket maçına giden Cumhurbaşkanı ve Başbakan, seyircilerin büyük bir kısmı tarafından yuhalandılar. Rezaleti kamuoyunda saklamak isteyen ilgililer büyük gayret sarf ettiler.
Yuhalama olayından üç gün sonra Top’’tan Sorumlu Bakan Özüak, zehir zemberek bir açıklama yaptı; ’“Her kim ki benim Başbakanıma ve onun kardeşi Abdullah’’a yuh çektiyse onlara iki defa yuh olsun, kameralardan yuh çekenleri belirledik, bunların hepsi çok ağır cezalar alacaklar’” dedi. Daha sonra gazetecilerle sohbet etmeye devam eden Özüak; ’“Bunlar kendini ne zannediyorlar yahu, görmediler mi, Irak’’ta adamın biri Başkanımız, pardon ABD Başkanı Bush’’a ayakkabı fırlattı, adamı ne hale getirdiler, yok demokrasiymiş, demokratik tepkiymiş, yesinler senin tepkini. Nasılsa yargı ile ilgili anayasa maddeleri kabul edildi. Kendi hakimlerimizi bir yerleştirelim, görür onlar. Sibirya’’dan Fizan’’a kadar yer beğensinler’” dedi. ’“Bundan böyle Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’’ın izleyeceği top müsabakalarında dışarıdan seyirci alınmayacak ve salonlar ve statlar ücretsiz olarak okyanus ötesi hocanın talebeleriyle doldurulacak, sıkıysa yuhalasınlar da görelim bakalım’” diye sohbeti tamamladı’…
İRAN, AKP’’YE PARA GÖNDERMİŞ!..
İngiliz The Daily Telegraph gazetesinin iddiasına göre, İran AKP’’ye referandum kampanyası için 25 milyon dolar bağışlamış.
AKP olayı yalanladı, fakat gazete elinde belgeler olduğunu, iddialarının doğru olduğunu, paranın İHH kanalıyla AKP’’ye verildiğini söylüyor ve ’“Bizdeki haberler rüya görülerek yazılmaz’” diyerek haberinin arkasında duruyor.
Ben bu olaya asla inanmıyorum, çok ciddi nedenlerim var;
*25 milyon dolar para başka partiler için büyük bir para olabilir ama AKP için bu para ’“Bayram harçlığı değerinde bir bozukluk’” gibidir. AKP bu kadar parayı, hatta daha fazlasını sadece İstanbul’’da harcamıştır.
*Velev ki İHH bu parayı İran’’dan almış olsun. İHH bu parayı AKP’’ye vereceğine hemen İstanbul Belediyesinden bir gemi alıp, yeni bir Gazze seferi düzenlerdi.
*Bizdeki Cemaatlerin-Tarikatların- İHH- Deniz Feneri gibi kuruluşların tüm hesapları açık ve şeffaftır! O kadar şeffaftırlar ki, ağızlarından bakın, diplerini görebilirsiniz!.. İran velev ki parayı göndermiş olsun, hani nerede banka dekontu?
*Başbakan Erdoğan’’ın olaydan sonra söylediği, ’“Müddei(iddia eden), iddiasını ispatla mükelleftir(zorundadır)’” sözü ve ’“ispatla bakalım İngiliz çakalı, öyle rüşvetin belgesi mi olur, lafına takılma, göster belgeni’” cümlesi beni son derece rahatlattı!..
Bu ve benzeri iftiralar AKP’’nin ’“İleri Demokrasi’” ve ’“Çok İleri Açılım ’“projelerini çekemeyen ana ve yavru muhalefetin planladığı provokasyonlardır. Böyle tuzaklar AKP’’yi asla bozamaz’…
Beraber yürüdük bu yolsuzluklarda’…
Sağlık ve başarı dileklerimle’…