Pamuğun sahipliği üzerine aykırı görüşler!

Geleneksel Ulusal Pamuk Zirvelerinin üçüncüsü, 4 Mart 2014 tarihinde İzmir'de yapıldı. Ancak çoğumuz Türkiye açısından son derece önemli olan bu toplantıyı, Yerel Seçimler'in hızlı geçen ortamı içinde yeterince irdeleyemedik.
Önce pamuk üzerine algılamamıza bir göz atalım. Kentlerdeki hanımlarımız pamuğa İngilizceden bozma 'Koton' diyor. Oysa pamuk, başta çiftçilerimiz olmak üzere, tekstilden yem sektörüne değin her yerde kullanılan yerli bir ürün. Çok sorunu var.

TÜRKİYE NEDEN PAMUK İTHALATÇISI OLDU?
Son zirvede, pamuğun sorunları üzerine kanımca en ilginç konuşmayı, İzmir Ticaret Borsası adına Şerek İyiuyarlar yapmış. İyiuyarlar'ın önemli gördüğüm tesbitleri şöyle;
  • ' 2000'li yılların başında Türkiye'de yaklaşık 130 bin olan pamuk üretici sayısı 75 bin seviyelerine geriledi. Aynı dönemde Ege Bölgesi'ndeki üretici sayısı ise 65 binlerden 15 bine düştü. …. Faal çırçır fabrikası 210'dan 2013 yılında 107'ye kadar geriledi.
  • Uzun yıllar dünya pamuk üretiminden yüzde 4,5 oranında pay alan ülkemizin son yıllardaki payı yüzde 3'ün altına indi.2000 yılından 2013 yılının sonuna kadar pamuk ithalatı için ödenen döviz miktarı 15 milyar dolar oldu. Bu dönemde ithalatın yüzde 87'sini 5 ülkeden, yüzde 55'ini ise tek başına Amerika'dan gerçekleştirdik. Sadece Amerika'ya pamuk ithalatı için ödenen döviz 8 milyar dolardan fazla. Komşumuz Yunanistan'ın üretmiş olduğu pamuğun yüzde 40'ını biz ithal ediyoruz .
  • Üreticimiz, sembolik üretim yapan Bulgaristan İspanya ve Tayland gibi ülkeleri saymazsak dünyanın en yüksek maliyetli pamuğunu üretmektedir. 2012/13 sezonu verilerine göre 1 kilogram kütlü pamuk maliyeti; Amerika ve Yunanistan'da 88,Çin'de 73,Hindistan'da Sulanabilen Arazilerde 42, Pakistan'da İse 35 Cent. Türkiye'de ise 95 Cent/Kg yani 1,71 liradır. Aynı sezonda ortalama kütlü pamuk satış fiyatı 1,29 TL/Kg olmuştur.
  • Sıfır gümrük vergisi ile istenildiği kadar pamuk ithal edilebilen, ancak alternatif ürünlerin gümrük vergileri ile korunduğu bir ortamda pamuk üreticisinin daha ne kadar üretime devam etmesini bekleyebiliriz. Üreticimizin pamuk üretiminden gerçekten para kazanması için 3-5 yılda bir ABD'de ya da Çin'de küresel fiyatları etkileyen bir gelişme olması mı gerekmektedir?
  • 2000 ve 2013 yılları arasında; önemli girdilerden mazot fiyatı reel olarak yüzde 74, gübre fiyatı yüzde 46 artmış kütlü pamuk fiyatları ise yüzde 13 gerilemiştir. Kısaca söylemek gerekirse pamuk üreticisinin en büyük sorunu maliyettir. Üreticimiz dünyanın en pahalı mazotu ile üretim yapmaktadır.'
Sayın İyiuyarlar'ın pamuk tarımının gerilemesine neden olan iki tespitini ben de paylaşıyorum. Bunlardan birincisi, sıfır gümrükle pamuk ithal edilmesi ,ikincisi ise pamuk maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı çiftçinin pamuk tarımını bırakması.

ÇÖZÜM İÇİN KİMİ TESPİTLER
Ancak Ulusal Pamuk Konseyi'nde yapılan tespitlere ve konuşmalara birkaç eleştirim var.
Birincisi, anılan politikaya mesnet olan dışa bağımlı tarım politikaları üzerine bir irdeleme yok. Acaba uygulanan politikaların zaafları böylesi toplantılarda neden dile getirilmekten kaçınıyor?
İkincisi ise şu; Zirvede konuşma yapanların kimliklerine gelince. Sanayici ve tüccarlar başat rollerde. Üreticiyi temsilen Sayın İyiuyarlar gözüküyor. O da İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu adına konuşma yapmış.
Aslında işin püf noktasında burada başlıyor. Web sayfasına göre Ulusal Pamuk Konseyi'nin bileşenlerinde üreticilerin ağırlığı yüzde 24.Geri kalanlar ise sanayici, tüccar ve diğerlerinden oluşuyor. Bir başka deyişle üreticilerin konseyde ağırlığı sınırlı.
Diğer tarım ürünlerinde olduğu üzere pamukta da, üretici kurduğu ve kuracağı örgütlerle aynı zamanda tüccar ve sanayici olmadığı sürece durum değişmeyecek .