CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın İzmir ziyareti ile ilgili birçok yorum yapıldı.’¶ Yapılan yorumlarda; bu ziyaretin abartıya dönüştüğü, hatta ortalığın vıcık vıcık yağlandığına vurgu yapılırken, bazı yorumlarda ise; Önder Sav'ın İzmir'e yaptığı bu ziyaretin bir gövde gösterisine dönüştüğü yazıldı.
Sonuçta hangi yorum yapılırsa yapılsın, ziyaretin resmine bakıldığında, ortaya bir tek gerçek çıkıyor; Önder Sav, İzmir'de örgütsel anlamda güçlüdür.
Güçlüdür derken; “Güçlü” sözünün CHP içerisinde ne anlama geldiğinin çok iyi irdelenmesi de gerekiyor.
Neden mi?
Yerel seçimler öncesine dönüldüğünde; İzmir'de CHP son yerel seçimlerde aday belirleme sürecinde yaşadığı ciddi sıkıntılar sonrası, “CHP içinde nasıl bir örgüt yapılanması?” sorusu sık sık sorulmuştu.
Yapılan CHP tüzük kurultayı sonrası; genel başkan yardımcılıklarının fazlalaşması ve genel sekreterlik makamının tavsiye edilmek istenmesi ile “İzmir'de Önder Sav'sız bir yönetim” konuşulmaya başlanmıştı.
CHP İl Başkanlığına Rifat Nalbantoğlu'nun atanması ile; “Genel Sayman Mustafa Özyürek parti içinde güçlenmeye başladı. Örgütlenmenin İzmir ayağı Nalbantoğlu ile tamamlanacak” yorumları yapılmıştı.
Başkan adayı belirlemelerinde Kemal Karataş'ın söz sahibi olduğu, Mehmet Sevigen ve Savcı Sayan'ın İzmir'de yapılanmak istekleri göz ardı edilerek, Karataş'ın bu gücünü direk Deniz Baykal'dan aldığı söyleniyordu.
Bazı partililere göre; “Önder Sav İzmir'deki örgüt gücünü kaybetmişti”
İşte İzmir kamuoyunda tartışılan, sorgulanan, hatta çok merak edilen CHP'de yaşanan bu gelişmeleri bizzat Genel Sekreter Önder Sav ile seçim otobüsünde 20 dakika da olsa konuşma, fırsatım oldu.
Tabi bu yazı bir röportaj olmadığı için konuşmamızı sadece yorumlamam, diğer değişle; “Önder Sav nasıl bir İzmir örgütlenmesi düşünüyor” veya “İzmir'de CHP örgütlenmesi nasıl şekillenecek” yorumunu yapmam gerekiyor.
Öncelikle, Önder Sav sadece gözlem yapmak amacıyla yola çıkmıştı. Önder Sav'ın İzmir ziyareti öncesi kafasında hiçbir ön hazırlık yapmaksınız bu ziyareti gerçekleştirdiğini söyleyebilirim.
Önder Sav'a göre, “İzmir'de partinin ciddi bir başarısı vardır. Ancak yerel seçim başarısı genel seçimlere yansıtılmadığı takdirde bu başarının anlamı kalmayacaktır”
Genel seçim başarısı için, parti amaçları doğrultusunda geniş birleşime gereksinim vardır. Bu şarttır. Yerelde bakıldığında; belediye başkanlarına Aziz Kocaoğlu liderlik yapmalıdır. Aziz Başkan'ın aldığı bu oy oranı, bu rolü üslenmesi için yeterlidir.
Önder Sav'ın ziyareti sırasında da Aziz Kocaoğlu'ndan; “Sizinle birlikteyim” mesajını net şekilde aldığı söylenebilir.
Ancak, yeni yapılanmada; Aziz Kocaoğlu, ile birlikte Sıtkı Kürüm de ciddi bir rol üslenmek zorundadır. Çünkü göreve gelen Sav ekibine yakın ilçe başkanlarına sıcak bakmayan belediye başkanlarının olması kuvvetle muhtemeldir.
İl Başkanlığı için bir ay öncesindeki Rifat Nalbantoğlu'na “Hayır.”
Bugün “CHP taraf olmayan bertaraf olur” gerçeğinin farkına varan Nalbantoğlu'nun il başkanlığına şu an için “Evet”
Yarın ne mi olur?Taraf olan bir Nalbantoğlu il başkanı olur.
Milletvekilliği ile belediye başkanlığı aday seçimleri farklıdır.
Kısacası “değişim, kadrolarda yenilenmeler her zaman her partide olabilir” bu normal sonuçtur.
Bazı ilçe başkanlıkları şu an boş durumdadır. Hatta Gaziemir gibi ilçelerin bazılarında yönetimi düşmüş ilçe başkanı olmayan ilçeler bile bulunmaktadır. Bu ilçelere yeni atamalar yapılırken, bireysel beklentiler bittiği için dar kadro değil, küskünleri de içine alan yönetim anlayışının geliştirilmesinde yarar vardır.
Sonuçta 7 Ekim 2000 tarihinde bu göreve gelen ve en uzun süre bu görevde kalan Genel Sekreter olan Önder Sav, İzmir'den mutlu ayrılmıştır.
Bazı metropol belediye başkanları ve patenti İzmir olmayan milletvekillerinden çekinceleri ve sıkıntıları yok mudur?
Tabii vardır..
Bu konudaki konuşmalarımızın yorumlarını da zamanı gelince yazalım..