Önce doktor sonra 'vekil'

O'nunla, iki hafta önce tanıştım…

Beyaz saçlı bir bilge gibiydi…

CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban'ın çiftliğinde…

Kesişmişti yollarımız…

O da…

'Ege'de Sonsöz' ekibi gibi…

Cehennem alevlerinin kavurduğu Marmaris ve çevresine kırmıştı direksiyonunu…

Gönüllü doktor olarak…

Destek vermek, yara sarmak, yanık tedavisi yapmak için…

Yangının perişan ettiği yöre halkına koşuyordu…

Özel otomobilinin bagajı yetmemiş…

Arka koltuk tıbbi malzeme deposu haline gelmişti…

Dertlere derman olmak…

Vatandaşı sağlığına kavuşturmak yaşam biçimiydi…

Bu güzel ülkenin bir milletvekiliydi ama…

Önce…

İnsanoğluna şifa dağıtmaya yemin etmiş bir hekimdi…

Biraz dertleştik; yola çıkmadan önce…

Hayat hikayesi, müthiş…

Al, üç sezonluk TV dizisi yap…

İşte…

Roman gibi bir yaşamın nev-i şahsına münhasır kahramanı…

***

CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal…

Sivas'ın Divriği İlçesi'ne bağlı Demirdağ Köyü'nde…

Dünyaya 'Merhaba' demiş…

Tarih; 1957'nin 2 Haziran'ı…

Ailenin direği baba Mehmet Ünsal…

Divriği Demir Çelik Müessesinde şoför…

İlkokul mezunu ama…

Öyle bir 'okuma aşkı' var ki yüreğinde…

'Olmayacak burada…' diyor; topluyorlar köydeki evi…

Ver elini Ankara…

Başkentin o günlerdeki gecekondu semti Akdere'de…

Bi'evcik buluyorlar başlarını sokacak…

Banyosuz, tuvaletsiz, iki göz odada…

Ana-baba ve dört çocuk nasıl yaşar orada?

Kolay mı?

Gece yarısı buz gibi havda evin dışındaki hela'ya gitmek?

Haklı olarak korkuyor çocuklar…

Altı nüfuslu Ünsal Ailesi, tutunuyor bi'şekilde hayata…

Bi'odada anne ile baba uyuyor…

Diğerinde…

Bir ağabey, bir abla, bir kız kardeş ve bir de…

Bu hikayenin üç numaralı çocuğu…

Bugünün Ankara Milletvekili Dr. Servet Ünsal

***

Her şeye rağmen hayat güzeldi…

Aynen…

Yeşilçam'ın unutulmaz 'Bizim Aile' ya da…

'Neşeli Günler' veya 'Gülen Gözler' filmlerinde olduğu gibi…

Aralarındaki 'Derin Sevgi' bağı, hep ağırlığını hissettirdi…

Takvimler…

Türkiye'nin 60'li yıllara giriş yaptığını gösteriyordu, o sıralarda…

***

Birkaç yıl sonra…

Baba Ünsal'ın yeni ekmek kapısı dolmuş şoförlüğü oluyor…

Servet Ünsal çok çalışkan, ilkokulu birincilikle bitiriyor…

Sonra, Demetevler'deki ortaokul…

Orayı da dereceyle tamamlıyor…

Lise'de azap başlıyor…

Mustafa Kemal Lisesi'nin…

Gecekonduya uzaklığı nereden baksan beş kilometre…

Sabah yürü, akşam yürü…

Ayakkabı dayanmıyor genç Servet'e…

Babasının dolmuşuna rastlarsa şans eseri o hatta…

Ayakları bayram ederdi Servet'in…

Lise son sınıf…

Acıların kemikleştiği zaman dilimi…

Annesini kaybediyor, trafik kazasında…

Büyük travma yaşıyor…

***

Üniversite sınavında Sivas Tıp'ı kazanıyor…

70'lerin ikinci yarısı…

Türkiye'nin çalkantılı yılları…

Öğrenci olayları… Polis copları… Devre kayıpları…

Sonunda…

Servet'in Sivas Tıp Fakültesi diploması artık duvarda…

***

Delikanlılığından beri hep Tıp Merkezi açma hedefi vardı…

Gençlik heyecanını…

200 bin liralık banka kredisi ile Ankara Demetevler'de hayata geçirdi…

Bugün…

Kendi adını taşıyan o Tıp Merkezi 33 yaşında…

Hayat arkadaşı ve meslektaşı Dr. Dürdane Hanım'la birlikte yürütüyordu…

Yıllardır olduğu gibi…

Hep el ele, omuz omuza…

O günlerde…

Hem Ankara Trafik Hastanesi'nde çalışıyor…

Hem de Tıp Merkezi'yle adından söz ettiriyordu…

Halkla ilişkilerde muhteşemdi…

Tıp Merkezi'nde haftada bir gün…

Sabahtan akşama 'ücretsiz' hasta tedavisi yaptı…

Hastaneye gelenlerden kuruş almadı…

Gönlünden geldiği için, kimseyi geri çevirmedi…

10 binin üstünde ücretsiz sünnet yaptı…

Üşenmemiş, çetele tutmuş…

33 yılda şifa dağıttığı hasta sayısı, 1 milyonu geçiyor!

Bu bir rekordur!

Ya da, başka bir deyişle…

İnsan biriktirmektir!

***

İnsan biriktirirken, boş durmadı…

Bi'baktı ki, o tarihlerde…

Radyolar almış başını gidiyor…

Herkes birbirine selam yolluyor radyodan…

Ankara Ekin Radyo'da 'mikrofon başı' yaptı…

Sabahları gazete manşetlerini yorumluyor…

Cuma günleri de sağlık programında…

Dinleyicilerin sorularını cevaplandırıyordu…

Bu sesli 'bütünleşme' o deneyimli doktora…

'Siyasette ben de varım!' dedirtti…

1999 Genel Seçimleri'nde CHP'den önseçime girdi…

Ankara 2. Bölge'de birinci oldu ama…

Altıok'lu parti % 8.71 ile ilk kez baraja takılmış…

Dolayısıyla…

Dr. Servet Ünsal'ın milletvekilliği bir gecede uçup gitmişti…

Yılmadı…

***

Dr. Servet Ünsal 'Braveheart / Cesur Yürek' bir adamdı…

Çok kızmıştı…

Radyo yayınlarında CHP'li kimliğine karşın…

Deniz Baykal ve Önder Sav ikilisi için…

'Siz gidin, gençler gelsin!' diye yayınlar yaptı…

Vay sen misin, bunları söyleyen?

O günün CHP Çatısı…

Bizim doktoru paldır/küldür partiden ihraç ediverdi…

Servet Ünsal'ın…

Yeniden CHP'ye dönmesi mucizeydi…

Mahkeme 10 yıl sürdü…

(Bu maceranın memlekette örneği yok!)

Mahkeme kararını durdurmak onca yıl sürmüş ancak…

Baykal da partinin başından ayrılmıştı…

Ardından Önder Sav veda etti Altıok'a…

2018 yılı gelip çattığında, muradına verdi…

Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yanında Ankara Milletvekili oldu…

Bu sonuç…

Dr. Servet Ünsal'ın…

CHP'de '20 yıllık siyasi kararlılığın' göstergesidir…

***

Hala hasta bakıyor…

Bunu yaparken de herkese 'yaşam bayramı' yaşatmaya çalışıyor…

İşte, o 'yaşam bayramı' var ya…

Muğla ve çevresini kasıp kavuran 'Büyük Yangın'da kendini gösterdi…

Doktor Milletvekili Ünsal…

Tek tek alevlere teslim olan köyleri dolaştı arabasıyla…

Kimseyi almadı yanına…

Yanıkları tedavi etti; merhem sürdü…

Ağrı kesiciyi bile kendisi şırınga etti…

Kutu kutu ilaç dağıttı…

Köylüler O'nu dualarla uğurladılar…

Ne hikmetse…

Her veda ettiği 'yaralı köy'den uzaklaşırken…

Dudağında…

Tolga Çandar'ın hep o ünlü türküsü vardı:

'Aman doktor, canım doktor derdime bir çare…
Çaresiz dertlere düştüm doktor bana bir çare…'

Nokta…

Sonsöz: 'Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir; çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar… / Hz. Mevlana…'