Ölümden korksaydık trene binmezdik!

Gaziantep'te bir firma, tren vagonlarını mağazaya dönüştürmüş.

Vagonun bir yüzünde espriyi patlatmış:

'Demirden korksak, trende satış yapmazdık.'

Ülkemizde içimizi acıtan son tren kazasından sonra...

Acaba 'Ölümden korksak, trene binmezdik' desek, daha mı doğru olurdu?

Öyle ya...

2004'te Pamukova tren kazasında 38 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Aynı yıl içinde Kocaeli'de meydana gelen tren kazasında 8 canımızı yitirdik.

2008'de Kütahya ve Ankara'da tren faciaları yaşandı.

İki kazada 22 kişi can verdi.

2009'da Bilecik'teki kazada 5, ertesi yıl Bakırköy'de 1 kişi tren kazasında canından oldu.

2018 yılında iki büyük tren kazası nedeniyle acılarımızla çifte kavrulduk.

Çorlu'da demiryolunun çökmesiyle meydana gelen tren kazasında 24 yolcu hayatından oldu.

Ve son olarak, (İnşallah sonuncusu olur) Ankara'daki kazada 9 insanımız öldü.

Yaralıların sayısı toplamda 1000'den fazla.

***

Kaza, her zaman her yerde olur.

Fakat ihmal yüzünden yaşanan kazaların izahı yoktur.

Adı da kaza değil, cinayet olur.

Bedduamdır;

Kılavuz lokomotifi, o hızlı trenin yoluna kim soktuysa...

Kılavuz lokomotif raylardayken, YHT'ye kim yol verdiyse...

Allah onları bildiği yapsın inşallah.

Kılavuzu lokomotif olanın, başı kazadan kurtulmaz elbette.

Ulaştırma Bakanı, açıklamalarıyla adeta aklımızla dalga geçti:

'Sinyalizasyon sistemi, demiryolu işletmeciliği için olmazsa olmaz bir sistem değil. Bu sistemin olmamasından dolayı demiryollarında işletme yapılamaz diye bir şey yok,'

Hangi çağda yaşıyoruz?

Eskiden, teknolojinin olmadığı dönemlerde tantanlı hemzemin geçitlerinde görevliler vardı.

Trenin gürültüsünden...

Kömürlü lokomotifler zamanında, bacasından yükselen dumandan anlıyordu trenin geldiğini...

Ne yapıyordu?

Tantanları indiriyordu, yaya ve araç geçişini durduruyordu.

Bakan Bey, sanırım o günlerde kaldı, 2018'e henüz gelemedi.

***

Son 14 yılda ülkemizde meydana gelen tren kazasında107 vatandaşımızı yitirmişiz.

Kimin umurunda?

Ne bir istifa var, ne de bir ders alma.

Her kazada bir günah keçisi bulunuyor.

Sorumlular, işin içinden sıyrılıyor.

Bakanlarımız istifayı akıllarından bile geçirmiyor.

Oysa komşumuz Bulgaristan'da öyle mi?

Bu kazalar Japonya'da olsa, bakanlar istifayı bırakın, harakiri yaparlar, harakiri!

Bulgaristan'da tam 2 yıl önce bir tren kazası oldu.

Trenin, doğalgaz taşıyan son iki vagonundaki patlama yüzünden 7 vagon raydan çıktı, 17 kişi öldü.

Bulgaristan'da ulusal yas ilan edildi.

Ulaştırma, İçişleri ve Bölgesel Geliştirme bakanları, istifa etti.

Vicdanlarının sesini dinleyip, o koltukları terk ettiler.

Üçü birden...

Ya bizde neler oldu?

Çorlu'daki kazayla ilgili İYİ Parti'nin TBMM'ye verdiği 'Kaza araştırılsın' önergesi, AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Bu çağda, bu kafayla!

Biz daha çoook trene bineriz, daha çooook canlar veririz.

***

Anlaşılan o ki...

Nasıl ki maden ocaklarında insanlarımızın, ihmaller yüzünden ölümlerini bize alıştırdılar.

Tren kazaları sonucu ölümlere de alıştırmak istiyorlar.

Bunda başarılılar mı?

Hem de çok başarılılar!

Bu güzel ülkeyi yönetenler, şunu iyi biliyor:

Türk insanı, demirden, ölümden korksaydı, trene binmezdi.

O halde...

Tak hareket memurunun şapkasını kafana!

Çal düdüğü, göster yeşil tabelayı!

Yürüsün trenlerimiz ölüme doğru!

Yüksek hızla!