Güncel

Oktar'dan tuhaf savunma: Tutukluluk diye bir şey yok!

Örgüt yöneticisi Adnan Oktar’ın cezaevinde örgütsel faaliyetlerine devam ederek özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı ve örgüte üye kazandırmayı amaçladığı iddiasıyla açılan güncel yapılanma davasında mütalaa açıklandı. Savcılık, sanık Oktar’ın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme’ suçundan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Oktar savunmasında "Tutukluluk diye bir şey yok, kimse tutuklanıyor değil. " ifadelerini kulllandı.

Adnan Oktar silahlı suç örgütünün, üyelerini diri tutmak ve deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmak amacıyla avukatlar ve sosyal medya grubu üzerinden oluşturduğu güncel yapılanmasına yönelik davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Adnan Oktar, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. 7 tutuksuz sanığın katıldığı duruşmada, sanık avukatları da hazır bulundu.

Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanıklar Adnan Oktar, Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın "silahlı suç örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 5'er yıldan 12'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. "Örgüt propagandası yapmak" suçundan da cezalandırılmaları istenen bu sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde "örgüt yöneticisi olmak" suçunu oluşturacağı belirtilen mütalaada, bu suç yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığı yönünde karar verilmesi istendi.

OKTAR'DAN TUHAF SAVUNMA
Mütalaada, diğer sanıklar Pelin Akçalı, Dilşad Kurt, Pınar Demir, Berat Kartal, Elvan Şahin, Esra Saraçoğlu, Elif Kıral, Adem Mücahit Aydoğan, Aslı Efeoğlu, Yusuf Erkan Özoğuz ve Emine Mine Kalça'nın ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçundan 2 yıl 6'şar aydan 6'şar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Mütalaanın ardından söz verilen sanık Oktar, "Tutukluluk diye bir şey yok, kimse tutuklanıyor değil. Gazeteciler beyninin içinde yaşıyorlar. İnsanlar beyninin içindeki televizyonu izler, dışardaki televizyonu değil." dedi.

Mahkeme başkanı Oktar'a, savunmasının mütalaayla ilgili olmadığını belirterek, bu yönde beyanda bulunmasını söyledi. Oktar ve diğer sanıklar, mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre talep etti.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Oktar hakkındaki bulunduğu cezaevinde avukatlarıyla görüşmesine yönelik uygulanan kısıtlama kararının, mütalaaya ilişkin savunmasını hazırlayabilmesi için kaldırılmasına karar verdi.

Oktar'ın mahkemeye getirilmesine hükmeden heyet, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı 20 Ocak 2025'e erteledi.

 İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, 20 kişi şüpheli olarak yer alıyor.

Mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edilen Adnan Oktar'ın cezaevindeyken örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğü kaydedilen iddianamede, Oktar'ın özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna vasıtasıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarının cezaevi dışında yayılmasını sağladığı belirtiliyor.

Oktar'ın bunu yaparken, özellikle diğer örgüt yöneticileri vasıtasıyla yargılamanın kumpas olduğuna ilişkin kamuoyu oluşturma ve siyasi lobi desteğini alma faaliyetlerine giriştiği vurgulanan iddianamede, ana çatı davasında ceza alan ve cezaevinde bulunan örgüt üyeleriyle mektuplar ve avukatlar aracılığıyla iletişim kuran Oktar'ın, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen örgüt üyelerini engellemeye çalıştığı ifade ediliyor.

İddianamede, Adnan Oktar'ın özellikle içeride ve dışarıda bulunan örgüt üyeleri üzerindeki etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı da vurgulanarak, bu kişinin cezaevinde kaldığı dönemde, özellikle 15 gün gibi kısa sürede yaklaşık 200 avukat ile olağan akışa uygun olmayacak şekilde "hukuki yardım" adı altında görüşmeler gerçekleştirdiği anlatılıyor.

Oktar'ın ayrıca örgütü diri tutmanın yanı sıra hem yargılanan hem deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yeni örgüt üyeleri kazandırmayı amaçladığı ve en kolay yol olan avukatları vasıtasıyla talimatlarını aktarmaya çalıştığı belirtilen iddianamede, sanıklar Adnan Oktar, Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan 5 yıldan 12'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Bu sanıkların ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca, örgüt üyelerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği tüm suçlardan dolayı fail olarak cezalandırılması talep edilen iddianamede, Oktar, Daban ve Babuna'nın "örgütün veya amacının propagandasını yapma" suçundan da 10,5 yıldan 31,5'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.

AVUKATLARIN DOSYASI AYRILMIŞTI
İddianamede, diğer 17 sanığın da "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "örgüte yardım" ve "örgütün veya amacının propagandasını yapma" gibi suçlardan farklı sürelerde hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Mahkeme, 20 Temmuz'daki duruşmada, avukat sanıklar Arzu Gül, Ayşe Toprak, Burak Temiz, Sinem Mollahasanoğlu, Pelin Durmuş ve Tuğba Bal'ın dosyalarının ayrılmasına, bunlar hakkındaki yargılamanın durdurulmasına ve Adalet Bakanlığından yargılama izni alınmasına karar vermişti.