'Bizim zamanımızda…' diyen başlayan cümleler, iticidir, sevimsizdir.
Nostalji yapabiliriz, bu iki kelimeyi söyleyerek ama 'o zamanın' artık çok gerilerde kaldığını kabul etmemiz lazım.
Keşke bugün her şey çok güzel olsaydı da 'Bizim zamanımızda' diye başlayan laflar etmek zorunda kalmasaydık!
Şartlar daha iyi olacağına, daha ileriye gidileceğine, gerileyen eğitimimiz için söylenecek çok şey var.
'Bizim zamanımızda' her şeyden önce ciddi eğitim vardı, disiplin vardı.
Başarısızlıkta sınıf tekrarı olurdu.
Öğretmene değil, el kaldırmak, silah çekmek; kötü tek söz bile söylenmezdi.
Saygı vardı, saygı!
Hiçbir annenin babanın gözü arkada olmazdı, çocuğu okula gittiğinde…
Bilirdi ki, çocuğu önce Allah'a, sonra öğretmenlere emanetti.
Çocuğuna çok iyi bakacaklarından zerre kuşkusu olmazdı.
***
Sözü fazla uzattığımın farkındayım.
Sadede gelelim.
Mini mini 1'ler, bu haftanın başında uyum eğitimini başladılar.
Pazartesi günü, yani 9 Eylül sabahı, tüm ilkokullular, ortaokullular, lisesiler eğitime başlayacak.
Tüm çocuklarımıza başarılar diliyorum.
Öğretmenlerimize de kolaylıklar diliyorum.
Gelin görün ki, çocuklarımızı hiç de güzel günler beklemiyor maalesef.
Geçtiğimiz yıllarda tartışılan, çözüm bekleyen sorunların hiçbiri çözülmediği gibi…
Daha da büyümüş, içinden çıkılmaz hal almış.
'Bizim zamanımızda' hademeler vardı okullarımızda…
Sınıfları, tuvaletleri, okulun dört bir köşesini tertemiz yaparlardı.
Galiba bugün yardımcı personel dediğimiz hademeler, tarihe karışacak gibi yakında.
Bugünün eğitimcileri, 'Her okulda yeterince yardımcı personel olmalı' mesajını tekrarlamaktan bıktı.
Ama duyan var mı?
Tabii ki yok!
Geçtiğimiz yıllarda İŞKUR'dan gelen yardımcı personel haftanın beş günü okulun temizliğini yapıp çocuklara hijyenik bir ortam sağlarken…
Bu yaklaşım, tasarruf tedbirleri yönetmeliğine takılmış.
İşgücü Uyum Paketi kapsamında İŞKUR artık beş gün değil, üç gün yardımcı personel gönderecekmiş!
Okullarda eğitim haftada beş gündü bildiğim kadarıyla…
Üç güne düşürüldü de benim mi haberim yok?
Emniyet Müdürlüğü, okulların özel güvenlikleri olduğu halde okul önlerine sivil ekipler gönderiyordu, çocukları uyuşturucudan, tehlikeli insanlardan uzak tutmak için…
Ya şimdi?
İŞKUR'dan gelecek güvenlik görevlisi, üç gün görev yapıp gidecek!
İki gün, okulu kim koruyacak?
***
Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, okullarda çocukların sağlıklı içme suyu olmadığını, her çocuğun suyunu dışarıdan getirdiğini söylüyor.
Yaşanması muhtemel temizlik sorunu yüzünden çocukların daha çok hasta olacağından endişe ediyor.
Güvenlik sorunu yüzünden tatsız olayların daha çok yaşanacağı kaygısı taşıyor.
İkili eğitimin verildiği okullarda temizlik ve havasızlık sorununun çok daha tehlikeli boyutlara ulaşacağını iddia ediyor.
Yüzlerce çocuğun kullanacağı tuvaletlerin, yardımcı personelin olmadığı günlerde temiz kalma ihtimalinin olmadığına dikkat çekiyor.
Bir öğün yemeğin, çocuklara çok görülmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiriyor.
***
Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi de 'Okullarda taze hava şart' diyor.
Bu konuda uzunca bir açıklama metni paylaşmışlar.
Makine Mühendisleri diyor ki:
'Eğitim sürecinde, çocuklar için temiz hava şarttır. Yoksa astım gibi kronik rahatsızlar gelişir. Fizyolojik olarak gelişme çağında olan çocuklar, kötü iç hava kalitesinden büyüklerden daha çok etkilenmektedir. Havasız bir sınıfta hava yoluyla geçen enfeksiyon daha hızlı ve yoğundur. Kapıyı pencereyi açarak sınıfı havalandırmak faydalıdır, ama çözüm değildir. Bir dersin 40 dakikalık süresi, virüsün yayılması için yeterlidir. Çözüm, temiz havanın kontrollü dağıtımı ve hem enerji hem de filtrasyon verimi yüksek mekanik havalandırmalardır.'
Bu öneriyi dikkate alan Milli Eğitim yetkilisi var mıdır acaba?
***
Anlaşılan o ki, okullarımız yeni eğitim öğretim yılına hazır değil.
Bir yandan bu tür sorunlarla boğuşmak zorunda kalacak çocuklarımız…
Diğer yandan da Milli Eğitim'in değişen müfredatına alışmaya çalışacak.
Çocukların işi hiç de kolay değil.
Öğretmenlerinki hiç kolay değil.
Ne diyeyim?
Çocuklarımıza Allah zihin açıklığı ve dayanma gücü versin.
Bu zamanda öğrenci olmak, çok zor!
Öğretmenlerimize de sabırlar diliyorum.
Maalesef…
Şartlar 'Bizim zamanımızda' başkaydı.
Bugün, o günlerin çok uzağında, bambaşka!