Odanın çıkışı, ‘Saray’ın kararı!

Mimarlar Odası, çalışmaları süren Karşıyaka ve Konak Tramvayları ile ilgili bir açıklama yaptı. Oda güzergah seçiminden, çalışmaların durumuna kadar birçok konuda eleştirilerde bulundu. Karar alma sürecine dahil edilmediklerini, kendilerine sorulmadığını ve kamuoyunun bilgilendirilmediğini ifade etti. Odanın açıklamalarının ayrıntılarında yer alan, 'İzmir'de kıyı kesiminde paralel bir hattın değil kıyıdan iç kesimlere uzanacak hatların gerekli olduğu' fikri Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın yerel seçimde Büyükşehir adayı iken ortaya koyduğu bir olgu... Seçim öncesi açıklanan 1414 proje arasında tramvayların güzergahları bile bellidir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, seçim öncesinde tramvay projesini ulaşım projeleri içinde değerlendirerek bugünkü süren haliyle önceden ilan etmiştir. Değişen ise sadece tramvayların geçeceği güzergah ve yollardaki düzenlemelerdir. Burada üzerinde durulması gereken şey 'zamanlama' konusudur. Mimarlar Odası, altı aydır devam eden ve güzergahı aynı olan bir çalışmada neden şimdi açıklama yapma gereği duymuştur? Proje ve güzergahlar açıklandığında, değişiklikler kamuoyu ile paylaşıldığında neden toplantı talebinde bulunulmamış ya da idare ile yapılan toplantılarda bu konular dile getirilmemiştir?


Altı çizilmesi gereken konu diğer konu da Mimarlar Odası'nın genel yapılanmasıdır. Odanın uzun süre İzmir Şube Başkanlığı'nı yürüten Hasan Topal, geçmişte Kocaoğlu'nun kadrosunda belediyede 'genel sekreter yardımcılığı' görevinde bulundu. Topal, görevini yeni ekibe bırakırken bundan sonraki süreç için odanın Ankara'daki genel merkezinde üst yönetimde görev aldı. Büyükşehir'de kadro yapılanmasında Mimarlar Odası'nın bağlı bulunduğu TMMOB bünyesinde faaliyet gösteren odaların uzantıları ve liderleri görev yapıyor. Mesela, Harita Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Kubilay Yıldırım Büyükşehir'de Harita ve CBS Daire Başkanlığı, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı personeli olarak görev yapıyor. Şehir Plancıları Odası Başkanı Özlem Şenyol Kocaer'in de Bornova Belediyesi'nde görev yaptığını hatırlatmakta fayda var. Birçok oda ve meslek kuruluşu temsilcisi belediyelerde görev yapıyor.

Gelelim meselenin özüne… İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başkanlık makamından sonra en yetkili makamı olan 'genel sekreterlik' makamında değişiklik olacak. Kocaoğlu'nun yol arkadaşı, belediyeyi sistematik olarak emanet ettiği Pervin Şenel Genç kısa süre sonra emekli olacak. Saraydaki genel sekreterlik makamının, adaylar arasında kimde kalacağı ise netleşmiş değil. Burada adayları da sıralamaya gerek yok. Odaların ve sendikaların kadro belirlemede etkili olduğu bir sistemde açıklamaların nereye gittiğine iyi bakılması, kimlere mesaj verilmeye çalışıldığının iyi analiz edilmesi gerekiyor. Olası bir kriz, krizin yönetilememesi, kafa karıştıran durumlar 'karar' makamının son kararı vermesinde etkili olabilir. Birileri medya ve basın üzerinden bu sürece destek vererek dizayn çalışmasına girmiş, yönlendirme çalışmalarına katkı sağlamış olur. Açıklamalara ve son günlerde yapılan yorumlara da bakıldığında hedefin kim olduğu da açık ve nettir.

AKSÜNGER BU İŞİN NERESİNDE?

CHP'nin Kahramanmaraş eski Milletvekili Durdu Özpolat'ın sahibi olduğu Yurt Gazetesi geçtiğimiz günlerde Buca Belediyesi'nin Kamu İhale Kurumu (KİK) tarafından iptal edilen çöp ihalesini gündeme getirdi. Gazete, 'Buca Belediyesi'nde 32 milyonluk çöp vurgunu' ve 'Buca Belediyesi'nde skandallar zinciri' başlıklarıyla haberler yayınladı. Gerekçe olarak ise KİK'in ihaleye giren firmalardan birisinin itirazı üzerine aldığı karar metni gösterildi. Birincisi bakanlıklardan ya da genel müdürlüklerden yasa ile bağımsız bir yapıda olan KİK, hiçbir zaman ihaleye müdahale olduğunu, ihalenin yönlendirildiğini, kamunun zarar ettirildiğini ya da ihalenin bilinçli olarak birisine verilmiş olduğunu yazmaz, hatta yazamaz. Yazamaz çünkü bu durum KİK'in değil İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin işidir. Müfettişler de şikayet ya da gerekli görmesi üzerine rapor düzenler. Ya da konunun savcılık tarafından incelenmesi olası emniyet operasyonu öncesinde dinlemeler yapılarak polis fezlekesi hazırlanmasında bu tip yorumlar yapılabilir. Bu konuda hiçbir çalışma yokken, ilgili haberlerin içine bilgisayar ortamında sıradan birisinin hazırlamış olduğu 'Buca Belediyesi tarafından ihale edilen şeffaflığı şüpheli çöp ihaleleri' başlıklı bir yazı koymak tam bir saçmalıktır. Bu işi bilenler, izleyenler ya da teknik olarak şimdiye kadar binlerce rapor hazırlamış kişilere bunun sorulması halinde yazılan senaryoya eminim güleceklerdir.

Gelelim meselenin İzmir boyutuna… Yurt Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmenliğini Veysi Şahin, Ege Bölge Temsilciliği'ni ise Serkan Güler yapıyor. Bir ara 'Ege Bölge Koordinatörü' olarak ortalıkta dolaşan ve halen siyaset-ticaret karışımı çalışmalar yapan Hakkı Aydos'un, yerel seçim öncesinde aday belirleme süreci devam ederken 'meclis üyesi listesine yazılmadığı gerekçesiyle' eski Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin'in makam aracının önünü keserek koruması ile kavga ettiği belirtilen kişi olduğunu hatırlatalım.

Böyle bir manzara ve yapılanmanın hukuk ve yargı süreci dışında kentimizi ilgilendiren boyutu ise CHP'nin eski Milletvekili, yeni Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger'in durumudur. Rüzgar enerjisi, eğitim, madencilik, tekstil, gıda ve turizm alanlarında faaliyet yürüten Özpolat ile ortak işler yapan Aksünger bu işin neresindedir?

Kınık İlçesi'nde kurulum çalışmalarına başlanan ve Türkiye'nin en fazla teşvik desteği alan şirketleri arasında bulunan 'Esinti Enerji Şirketi'nde ' el ele vererek ortaklıklarını koruyan Aksünger'in gazete üzerinden yapılan dizayn çalışmalarından haberi ve bilgisi var mıdır. Sayın Aksünger'in mutlaka bu konuda söyleyecekleri olacaktır.

NOT: Önceki yazımda CHP eski İl Sekreteri Dr. Merih Şan'ın Yenişehir'deki Martı Hastanesi'nin 10 yıllık hikayesini yazmıştım. Süreç uzun olunca hikayenin aktörlerinin de çok olduğunu gördüm. İlginç telefonlar aldım, bilgilerimi zenginleştirdim. Hemen hatırlatayım hastanenin açılış geçtiğimiz günlerde imzası atıldı. Aynı yazıda imza sürecini de yazmıştım. Bu yazı nedeniyle İl Sağlık Müdürü Ayhan İzzetinoğlu avukatı aracılığıyla tarafıma açıklama göndermiş. Müstakbel eşi Cüneyt İzzettioğlu'nun Dr. Şan'a ait başka bir hastanede 'göz doktoru' olarak istihdam edilmesinin kendisi tarafından çalışma izni verilmesi ile bağdaştırılmasına sinirlenmiş. Düzeltme metninde Şan ile İzzetinoğlu arasında bir yargı sürecinin devam ettiği ifade ediliyor. Birincisi, bu durum bizim ilgilendiğimiz bir konu değil. Biz, 10 yıllık bir hastane hikayesini yazarken müdürlükteki krizi, müdür yardımcısının istifasını, kimlere nasıl imza attırılmaya çalışıldığını gündeme getirdik. Gerekirse konu nedeniyle savcılığa, mahkemeye de gideriz. Yaptığımız sadece gazeteciliktir. Dikkat çeken bir durumu daha paylaşayım. Martı Hastanesi'nin bakanlıklardaki evrakları Alabanda Özel Sağlık Yatırımları San. Tic. A.Ş tarafından yürütülüyor. Yani hastane bu şirkete ait. Şirketin ortaklık yapısı ise 10 yılda bir hayli değişmiş. Şirketin yeni ortağı ve yönetim kurulu başkan yardımcılığına sürpriz bir isim getirildi. O isim ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun yeni danışmanı, eski Çeşme İl Genel Meclis Üyesi Arif Barata. Ne demiştik? Hayırlı işler, bol kazançlar…