70'lı yılların ilk yarısı…
Erzincan'ın…
Refahiye İlçesi'ne bağlı Üçören Köyü…
Türkiye coğrafyasının en güzel köşelerinden biri…
Belki de…
Gök mavi ile yemyeşil toprağın sarmaş dolaş olduğu tek yer…
Herkes harmanda…
Bayram Ailesi topyekün buğday tarlasında…
Emine de…
Kocası Bayram'a yardım ediyor…
Henüz bir yaşındaki dünya tatlısı yavruları Serkan'ı ise…
Uyusun diye ağaç gölgesinde…
Beşiğine yatırıyorlar…
Yüzüne de ince bir tül seriyorlar…
Haşere gelmesin diye…
Tam öğle vakti…
Rüzgar alıp götürdüğü için…
Hafiften yanık kokusunu ne genç çift hissedebiliyor…
Ne de komşuları…
Ne zaman ki…
Tarladaki başakların arasından alevler boy veriyor…
Aman Allahı'm…
N'oluyor demeye kalmadan…
Cehennem alevleri bi'anda her yeri sarıyor…
Serkan'ın beşiği, alevlerin yükseldiği yere çok yakın…
Ateşte kavrulan buğday taneleri gibi…
Eli, yüzü, kolları tutuşan bebeciğin feryadı…
Yeri göğü inletirken…
Talihsiz yavruyu…
Eşeğin sırtında…
Refahiye Devlet Hastanesi'ne yetiştiriyorlar…
Serkan bebeğin yanmadık yeri kalmamış…
O yavru…
Tam 40 gün yoğun bakımda tedavi görüyor…
41'inci gün…
Gerçek bir mucize yaşanıyor…
Yaşama tutunuyor Erkan'cık…
Ne var ki…
Yüzü ve elleri o korkunç yangının izlerini taşıyacak ve…
Ömür boyu engelli kalacaktı…
***
Kimilerine göre…
'1 Nisan' tarihinde dünyaya gelenler şakacı olurmuş…
Gelgelelim…
1 Nisan 1974 doğumlu Serkan Bayram…
Hayatının belki de en büyük acılarını…
Hep ellerini kaybettikten sonra yaşadı…
Engelliydi artık…
Kahretti kaderine…
Ailesiyle İstanbul'a taşındı…
***
Engeli olmanın hayatta karşısına çıkardığı zorluklara…
Yıllarca direndi…
22 yaşında…
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu…
Hakim olmak için can atıyordu…
Sınava girdi, kazandı ama…
Mülakatta vücut bozukluğuyla ilgili maddeye takıldığı için…
Hayalleri bi'anda yıkılıverdi…
***
Serkan Bayram'ın hayatında ikinci perde…
Tam de o günlerde başlıyor…
Yaşıtları hakim-savcı olurken…
Erzincanlı talihsiz Serkan'a o kapılar kapanıyor…
Bıkıyor, çıldırıyor, bunalıyor…
İnsanların, 'Neden engelli kaldın?' sorularından…
Hatta, bi'ara en yakınlarına…
'Bu halimle insanların içine çıkmak istemiyorum!' diyor…
Herkes o kadar çok soru soruyordu ki…
Yaşadığı yangının yarattığı izlerle…
'Sorma…' diye bir kağıt yazıp önüne asmayı bile düşünüyor!
Bu öyle bir acı ki…
Çocukluğunda çektirdiği fotoğraflarda bile…
Kimseler görmesin diye…
Elleri hep elleri cebinde…
***
Yaş aldıkça…
Başka bir sorun, ateş düşürüyor yüreğine:
'Engelliye kız verirler mi?'
Serkan Bayram…
O gelgitlere veda ediyor…
Sonunda…
Hayattan kopmamaya yemin ediyor…
Sonra bir şimşek çakıyor kafasında…
'Bütün Türkiye beni tanısın; bir daha engelimi sormasın' diyor…
Ve…
Avukatlık diplomasını duvara asıyor…
Yüksek Lisansını…
Marmara Üniversitesi'nde Kamu Hukuku alanında tamamlıyor…
Doktorasını, kısmetse…
Maltepe Üniversitesi'nin Ticaret Hukuku Bölümü'nden alacak…
Serkan Bayram aynı zamanda…
AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı ve…
Son Başbakan Binali Yıldırım'ın özel avukatı…
***
Siyaset yapma arzusu delikanlılığından beri…
İçindeki en büyük ateş…
Teklif geliyor; AK Parti'den siyasete soyunuyor…
2015 genel seçimlerde Erzincan vekili olarak sandıktan çıkıyor…
2018'de ise…
O artık İstanbul milletvekilidir…
Evleniyor, çok mutlu; iki yavrusu var…
***
Aslında…
Serkan Bayram, tam anlamıyla bir başarı hikayesi…
Meclis'te de karınca gibi…
Olağanüstü çabaları sonuç veriyor…
Engellilerin…
Hakim ve savcı olmasını engelleyen yasanın değişmesini sağlıyor…
Hedefini yükseltiyor…
Artık…
Engellilerin bakan, vali, rektör, büyükelçi olmasını sağlamak için…
Uğraş veriyor…
***
Ve, işte o vekil…
Bundan böyle bir Yeşilçam yıldızı olarak…
Özellikle engellilerin gönüllerde yaşayacak…
Çünkü…
Birkaç ay önce gelen teklif…
Rüyalarını süsleyecek kadar güzeldi…
N'itekim…
Üç çocuk babası…
48 yaşındaki AK Parti İstanbul Milletvekili Serkan Bayram…
Türkiye'nin…
Asırlık parlamento sürecinde…
Hayatı film olan…
İlk ve tek milletvekili olarak tarihe geçmeye hazırlanıyor…
***
Filmin adı, 'Buğday Tanesi'…
Filmle aynı adı taşıyan şarkıyı…
Sevcan Orhan'ın sesinden hatırlayacaksınız…
Neden filmin ismi böyle?
Çünkü…
Her şey 47 yıl önce…
Erzincan Refahiye'deki 'buğday tarlası'nda başlamıştı…
Filmin yönetmen koltuğunda…
Doğan Ümit Karaca oturuyor…
Senaryo, Volkan Kapkın imzasını taşıyor…
Milletvekili Serkan Bayram'ı…
Oyuncu Kutsi canlandırıyor…
Ayrıca…
Başrolleri Erkan Bektaş ve Yeliz Akkaya paylaşıyor…
Müzikler ise Yıldıray Gürgen'den…
Önümüzdeki günlerde...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde filmin son bölümleri çekilecek…
İlk gösterim ve gala…
'3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde…
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek…
Filmin geliri ile…
İstanbul'da Engelli Yaşam ve Kültür Merkezi kurulacak…
***
Bitiriyoruz…
Buğday tarlasındaki yangında…
Henüz bebek iken…
Acıların en büyüğünü yaşayan…
Gencecik yaşta hayata küsen…
Savcı, hakim olamadığı için kahreden…
Avukat Milletvekili Serkan Bayram…
Belgesel tadındaki…
Hayatının filmiyle Yeşilçam'a da damga vuruyor…
Ve böylece…
Türkiye'nin…
Asırlık parlamento sürecinde…
Hayatı film olan…
İlk ve tek milletvekili olarak tarihe geçiyor…
Nokta…
Hamiş: Bu öyküyü anlatırken, sinemacı bir milletvekilinin hakkını pas geçmeyelim… TBMM'de üç dönem (24, 25 ve 26) İstanbul ve Ankara Milletvekili olarak görev yapan Sırrı Süreyya Önder'in, yönetmen, senarist, oyuncu ve müzik yapımcısı olarak emek verdiğini hatırlatmakta yarar var…
Sonsöz: 'İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara… İçidir hakikatin resmi, dışı sadece manzara… / Hz. Mevlana…'