O araştırmanın ‘püf’ noktası!


Birçok açıdan 'milat' kabul ettiğimiz 15 Temmuz'un ardından neyin ne kadar değiştiği sorusunun yanıtını aradı arkadaşlarımız İzmir'in sokaklarında... 6-13 Ağustos tarihlerinde saha çalışması oldukça zor bir çalışmaya imza attılar.
İnsanların ikinci bir darbe girişimi beklediği, FETÖ gibi nerede başlayıp nerede bittiği hala belli olmayan, dokunanı/bulaşanı yakan hain bir yapıyla yüzleştiğimiz bir süreçte 'darbe girişimi' ile başlayan sorulara yanıt vermek/aramak kolay olmadı. Ama ortaya son derece değerli bir çalışma çıktı. İzmir'de periyodik algı araştırmaları yapan ve yayınlayan İntegral'in 15 Temmuz'dan sonra neyin ne kadar değiştiğini tespit etmesi zor değildi.
Birçok soruyu Mayıs 2016 araştırmasıyla karşılaştırdık. Bazılarını Ekim 2015 bazılarını Mayıs 2015 çalışmalarıyla çaprazladık. Hatta bazı soruları analiz ederken şirketin arşivindeki 2009 araştırmasına döndüğümüz bile oldu.

Ve gördük ki 15 Temmuz birçok açıdan 'milat olmaya' aday… Aday diyorum çünkü 16 Temmuz'dan itibaren oluşan siyasi-sosyal atmosferin korunması ön şartı var araştırmanın satır aralarında.
Kentin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı duruşunda/tutumunda önemli bir çözülme var.
'Gavur İzmir' imasından itibaren kentle yıldızları bir türlü barışmayan Erdoğan'a ve onun savunduğu pek çok meseleye yönelik yumuşama eğilimi gösteren İzmir oransal olarak temkinli davranıyor.
Erdoğan'a karşı 15 Temmuz öncesi olumsuz düşündüğünü, kanaatinin artık olumlu olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 9,5. Yanılma payını da düşünürseniz en çok yüzde 10-11…
Kanaatini değiştirenlerin ağırlık merkezi CHP, MHP ve HDP… Başkanlık sistemine yönelik destek Mayıs araştırmasına göre 10 puan birden artıyor. Erdoğan'la özdeşleşen 'başkanlık sistemine yönelik destek' ile 'kanaatini Erdoğan lehine değiştirenlerin' oransal karşılığı aynı.
Bu iki meselede temkinli davranan İzmir, 'darbe karşısındaki duruş' konusunda yiğidin hakkını teslim ediyor. 15 Temmuz gecesi Erdoğan dik durmuştur, cesur davranmıştır diyenlerin oranı yüzde 64…
Başbakan Binali Yıldırım'a gelince;
İzmir merkezli birçok araştırmada kentteki kabulü Erdoğan'dan her daim yüksek çıkan Yıldırım istikrarlı yükselişini sürdürüyor. Ancak elimizdeki 'darbe araştırmasında' 'olumlu kanaat oranı' başta olmak üzere birçok soruda Erdoğan Yıldırım'ı yakalamış görünüyor.
Araştırma gösteriyor ki siyasi açıdan 15 Temmuz en çok Bahçeli'ye yaradı. Mayıs ayındaki araştırmamızda 'koltuğu beşik gibi sallanan Bahçeli' kendi tabanında yeniden güven kazanmakla birlikte diğer siyasi parti tabanlarından da hatırı sayılır bir olumlu kanaat topluyor. Kılıçdaroğlu'nun da siyasi açıdan önemli ölçüde toparlandığı gözlenen araştırmada AK Parti ve MHP tabanından olumlu puan toplayan CHP liderinin kendi tabanında hala ciddi bir sorun yaşadığı gözleniyor.
Benzer durum İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu için de geçerli…
AK Parti tabanından yüzde 30'un üzerinde 'olumlu kanaat' toplayan Kocaoğlu'nun aynı oranın da üzerinde CHP tabanından puan kaybetmesi üzerinde durulması, altı çizilmesi gereken bir detaydır. 15 Temmuz sonrası FETÖ iddialarının merkezinde kalan Meral Akşener'in ciddi oranda hız kaybettiği araştırma Bülent Arınç'ın özellikle AK Parti tabanı tarafından aforoz edildiğini ortaya koydu.
Türk siyasetinin 15 Temmuz'un ardından kenetlenmesi siyaset kurumuna topyekün bir itibar kazandırırken sürecin tek bir kaybedeni var. FETÖ!
Halk tarafından PKK ve IŞİD ile birlikte terör örgütleri listesinde sayılmaya başlanan FETÖ, hükümetin 15 yıllık iktidarındaki tüm hatalarından sorumlu tutuluyor.
Gezi Parkı olaylarının büyümesinde FETÖ'nün rolü olduğu tezine inanıyor musunuz sorusuna katılımcıların yüzde 41,5'inin 'evet' yüzde 9,4'ünün 'kısmen evet' dediği bir İzmir araştırmasından söz ediyoruz.
Aynı şekilde 'Hükümetin bugüne kadar yaptığı yanlış işlerde devlete sızmış FETÖ örgütünün parmağı olduğu iddiasına inanıyor musunuz sorusunda ise katılımcıların yüzde 68,3'ünün 'evet' yüzde 10,8'nin de 'kısmen evet' dediği bir araştırmadan ya da…

Araştırmanın belki de en önemli iki sorusu buydu bana göre…
Evet, 15 Temmuz belki de Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en büyük, en sinsi tehdidin/tehlikenin deşifre olup, bertaraf edilme sürecinin başladığı tarih olabilir. Ama aynı zamanda siyaseten de AK Parti hükümetlerinin tüm yıpranmışlığını unutturacak muazzam bir günah keçisinin doğum tarihidir.

Birçok yanıtta darbe döneminin değişken duygu durumlarının etkisi olsa da İzmir'in siyaseten kolay çözülen bir kent olmadığının da göstergesi oldu bu çalışma.
Başkanlık sistemine karşı yüzde 63'lük karşı blok duruyor mesela…
Ergenekon-Balyoz, 17-25 Aralık ve İzmir Büyükşehir gibi davaların bir 'kumpas davası' olduğu iddiasına inanıyor musunuz sorusunda gelen yanıtlar gibi…
17-25 Aralık'ın kumpas olduğuna inanmıyorum diyenler yüzde 35!
Ergenekon-Balyoz'da bu oran sadece yüzde 13!
Büyükşehir Davası'nda ise yüzde 18!
Sonuç itibariyle araştırmanın bize söylediği önemli dipnotlar var. 15 Temmuz öncesinin siyasi kutuplaşma ikliminde sıkışan toplum için 15 Temmuz 'bir olma, beraber olma' fırsatı sunuyor. İzmir belki de 15 yıldır ilk kez ülkenin geri kalanıyla aynı tempoyu tutturuyor. Yahut tutturmaya çalışıyor. Bunun için Erdoğan dahil herkese ikinci bir şans vermeye hazır olduğunu ortaya koyuyor. Ama temkinli…
Çünkü onca yaşanmışlığın ardından samimiyet testi yapıyor haklı olarak. Ülkeyi yönetenler 16 Temmuz'dan itibaren oluşan 'demokrasi ruhuna' sahip çıkarsa İzmir'de de yol alabilirler. Yoksa bu kentin dün olduğu gibi yarın da içine kapanması an meselesidir.