Uzun yıllar sonra döndüm İzmir'e...
Pişman oldum mu?..
Biraz...
'Neden pişman oldun' derseniz, ki deyin...
Ama demediyseniz de, ben dediniz kabul edip anlatayım...
Hatta basit ve tane tane anlamanız için madde madde de sıralayayım...
Pişmanım çünkü...
1) İzmir çok kalabalık ve kozmopolit bir şehire dönüşmüş. Öyle ki, Suriyeliler bile 'nerelisin' diye sorulduğunda 'Doğma büyüme Gültepe çocuğuyum abi' diyor...
2) İnsanların umursamazlığı artmış. Tek bahane 'Ben Atatürk'çüyüm, Cumhuriyet'çiyim gerisine karışmam' olmuş...
Tabii ki Atatürk'ü, Cumhuriyet'i seviyoruz...
Ama devamlı bunun arkasına sığınıp üretmezsek, insan yetiştirmezsek, o sevgi ve bağlılık sadece sözde olur...
Sor mesela kendine...
İzmir en son ne zaman bir devlet adamı çıkardı...
Ne zaman bir lider parlattı...
Kim?..
Kılıçdaroğlu mu!..
O sadece İzmirli bir 'vekil' kardeşim...
Adam Tuncelili...
Kim?..
Binali mi?..
Taş yok mu, taş!..
3) Tembellik zirve yapmış, mesela koca Karşıyaka'da saat 22:00'den sonra bir tane açık manav bulamazsınız...
Allah korusun hamile eşiniz kiviye aşerse, bu meyvenin anavatanı olan Çin'deki Yangtse vadisine gitmek zorunda kalırsınız..
4) Saygı seviyesi iyice düşmüş, yerden alan yok...
Alan olursa da, çaktırmadan cebine atıyor...
5) Şehir silüeti deve desen değil, kuş desen değil...
Mesela Bayraklı sahiline, Ericsson'un ilk modellerine benzeyen iki tane 'cep telefonu' dikmişler; tuşlusundan...
6) Trafik, özellikle 'park' sorunu İstanbul'u sollamış. Park yeri bulmak, askerde çıkan kurufasulye kazanında et bulmaktan zor...
7) Atomun çekirdeği kırılmış ama hala Körfez'in koku problemi çözülememiş...
8) İzmirli sürücüler hiç kusura bakmasın, çok kötü araç kullanıyorlar ve bunda da ısrar ediyorlar...
Bana kalırsa, ki kalmaz...
Ha diyelim kaldı;
Hiç birine faytondan başka bir şey kullandırmam...
9) Yollardaki 'yön' tabelaları yetersiz, yabancı biri Foça'ya gitmek istese Gümüşhane'den çıkar...
10) Özellikle gıda konusunda 'ucuz şehir' ünvanını kaybetmiş, Havra Sokağı'nda bile fiyatlar İstinye Park'ı sollamış...
11) Spor alanında başarı yerlerde sürünüyor. Özellikle futbol takımları San Marino Milli takımı seviyesine inmiş...
Tabii Göztepe'ye haksızlık yapmayalım...
12) Sanat, sadece konserler ve şenlikler olmuş...
Ha birde, bol bol 'ot festivalleri' yapılıyor!..
Bir şey mi ima ediliyor, çözemedim...
13) Fuar alanı yani Kültürpark, ölü kent Çernobil'e dönmüş...
Fuar'daki tek atraksiyon çocukluğumuzun lunaparkı...
Tren gitmiş, günde 3-5 kişinin koştuğu parkur yapılmış...
14) Sınıflar arası makas iyice açılmış. Yazlık yerler Miami, kışlık yerler Harlem'e dönmüş...
15) Ve önce gevrekler bozulmuş, arkasından boyozlar...
Şimdi diyeceksiniz ki; 'Neden geldin İstanbul'dan'
Söyleyeyim...
Evet geldim...
Ama bunları görünce döndüm...
Ha tekrar gelirmiyim!..
Tabii gelirim...
Çünkü her şey bitse de, bu şehirdeki anılarım ve aşklarım hiç bitmez...
Bir de dostlarım...