Dolandırıcılık, hile ve sahtekarlık gibi yüz kızartıcı suçlara doktorlar ve memurlar başta olmak üzere birçok meslek grubunda ömür boyu men cezası uygulanırken, gıda sahtekarlığı ve dolandırıcılığı yapanların 5 ile 10 yıl süreyle meslekten men edilmesinin caydırıcılıktan uzak olduğuna dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, bu doğrultuda hazırlamış olduğu kanun teklifiyle ilgili şunlara değindi:

Halk sağlığı ciddi bir tehdit altındadır
'Devletin en önemli görevlerinden birisi de en temel insan haklarından biri olan sağlıklı ve güvenli gıdaya erişimi düzenlemektir. 2 Ekim tarihinden itibaren her gün açıklanan listelerle görülmüştür ki, halk sağlığı ciddi bir tehdit altındadır. Gıda koruma ve gıda güvenliği perspektifinden taklit ve tağşiş, gıda dolandırıcılığının bir alt kategorisi olarak ele alınmaktadır. Bu anlamda hem ekonomik açıdan hem de gıda güvenliği açısından denetimlerin sıklığı, yaptırımların caydırıcılığı ve tüketicinin bilinçlendirilmesi büyük önem kazanmıştır. Ancak yaptırımlar yeterli ve caydırıcı olmadığı için bu tür sahtekarlığa başvuranların sayısı ve taklit – tağşiş yapılan ürün çeşitliliği sürekli artmaktadır. Bu doğrultuda 2020 yılında çıkartılmış olan düzenlemelere bakıldığında yaptırımların büyük ölçüde para cezasına dayandırıldığı ortaya çıkmıştır. Yine aynı düzenlemeye göre üç yıl içinde İki kez taklit ve tağşiş yapan kişiye ise gıda hizmetlerinden 5 ile 10 yıl arasında gıda sektöründen men cezası verilmektedir. Yani gıda sahtekarlığı yapan kişiye, 5 yıl sonra yine sahtekarlık yapabilirsin denmektedir. Oysa doktorlar ve kamu görevlileri başta olmak üzere görevini kötüye kullananlar, dolandırıcılık ve sahtekarlık yapanlar, ömür boyu meslekten men edilmektedir. Bu nedenle hem dürüst üreticinin korunması hem de caydırıcılığın arttırılmasına yönelik hazırlanan kanun teklifiyle hapis cezaları yükseltilmekte, iki kez taklit ve tağşiş yapan kişinin bir daha ömür boyu gıda sektöründe iş yapmaması amaçlanmaktadır.

Taklit ve tağşiş yapanların bugüne kadar açıklanmaması görevi kötüye kullanmaktır.

'Bu yeni bir çözüm süreci değil devlet inisiyatifi' 'Bu yeni bir çözüm süreci değil devlet inisiyatifi'

Sonuçların 2 Ekim tarihinden itibaren paylaşılmasına da değinen Nalbantoğlu, 'Sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim konusunda yetkili kılınan Tarım ve Orman Bakanlığının bugüne kadar suskun kalması ve denetimler sonucu ortaya çıkan uygunsuzlukları 2 Ekim tarihine kadar kamuoyuna açıklamaması da ciddi bir sorumsuzluktur. 'En büyük sorumluluk tüketicidedir, bu işletmelere cezayı tüketici kesecektir' diyen bakanlık, tüketicinin bilinçlenmesini geciktirerek görevi kötüye kullanmış, 2 Ekim'e kadar halkın bu tür ürünleri kullanmasına seyirci kalmıştır.' diyerek Bakanlığa 'Neden 2 Ekim'e kadar beklenmiştir, neden 2 Ekim itibariyle açıklanmaya başlanmıştır?' sorularını da yöneltti.

CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu tarafından hazırlanan ve Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde değişiklik içeren teklifte şu ibarelere yer verildi.

'a) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak gıdalar, masrafları sorumlusuna ait olmak üzere piyasadan toplatılır ve mülkiyeti kamuya geçirilerek imha edilir. Bu gıdaları üreten, ithal eden, kendi adı veya ticari unvanı altında piyasaya arz eden gıda işletmecilerine üç yıldan altı yıla kadar hapis ve iki bin günden yedi bin güne kadar adli para cezası verilir. Fiilin üç yıl içinde tekrarlanması durumunda ayrıca, gıdayı üreten, ithal eden, kendi adı veya ticari unvanı altında piyasaya arz eden gıda işletmecisi ömür boyu gıda sektörü faaliyetinden men edilir.'