Hayal bile olsa…
Bi'düşünün…
Siz kocamaaaan bir kentin belediye başkanısınız…
Paranız varsa…
Metro'nun Allah'ını yaparsınız…
Doğa'ya saygılı otobüslerle kenti donatabilirsiniz…
Kasanız doluysa…
Uçan yollar inşa edersiniz…
Aşevleri açarsınız…
Asfaltsız sokak bırakmazsınız…
Gıda yardımı desteği ile hayır-dua alırsınız…
'Başka Bir Tarım Mümkün…' sloganıyla…
Kırsaldaki hemşehrilerinizi toprakla barıştırabilirsiniz…
Canlı hayvan verirsiniz; sürü olur…
Başkan olarak gurur duyarsınız…
Kentinizi tertemiz, ışıl ışıl yaparsınız…
Alkış alırsınız; gurur duyarsınız…
Hele hele…
Bu kentin miniklerini sevindirdiniz mi?
Bir başka mutluluk hissi çöreklenir içinize…
İşte…
O 'mutlu minikler' tablosunun kahramanları giderek kalabalıklaşıyor…
Nasıl oluyor bu?
Sırrı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde…
***
Hayatı değiştirip…
Güzelleştirmek…
Ev ödevi değil, tabii ki…
Ama isteyince mümkün…
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin…
Bir misyonu var…
Sessiz, sedasız, tıkır-tıkır yürüyor…
Gönüllü 130 üniversiteli genç…
Başkan Tunç Soyer'in…
Taaa, üç yıl önce 'Cemre Buluşmaları'nda…
İzmir'in sırtlarını işaret ederek…
Hayata geçirmeye söz verdiği projenin 'can suyu' oldu…
O projenin adı…
'Hayatı değiştirip, güzelleştireceğiz…'
Nasıl yapıyorlar, derseniz?
Anlatması bile duygu dolu…
***
Önce…
Buca, Bornova ve Karabağlar'da yaşayan…
Dezavantajlı çocuklar 'sessiz sedasız' belirlendi…
Dördüncü…
Beşinci…
Altıncı ve…
Yedinci sınıf öğrencilerine…
Artık üniversiteli gençler 'gönüllü' yardımcı oluyor..
Sadece derslerine katkı koymakla kalmıyorlar…
O yavrularla oyun bile oynuyorlar…
Her birinin hayatına dokunuyorlar…
Çocuklar çok mutlu…
Gencecik, pırıl pırıl ağabey ve ablaları oldu birden bire…
Nasıl sevinmesinler?
***
Peki, hayatı nasıl güzelleştiriyorlar?
Gönüllü üniversiteliler…
Sadece çocuklara eğitim desteği vermekle kalmıyorlar…
Sosyal ve psikolojik ihtiyaçları için de kalplerini açıyorlar…
Örneğin matematik için takviye gerekiyorsa…
Matematik bölümünden gönüllü öğrenciler derslere yardımcı oluyor…
Ve yine çocuklar…
Ağabey ve ablalarıyla…
Buz pateni yapmaya bile gidiyorlar…
Ve böylece…
Çocuklar istemez 'bambaşka bir dünya' ile tanışıyorlar…
Üniversiteli abla ve ağabeyler de…
O tatlı miniklerin…
Daha çekici bir gelecekle buluşmaları için emek veriyorlar…
Şahane bir bağ kuruluyor…
Düşünsenize…
Şu sıralarda bu proje için gönüllü olan üniversiteli takım…
Belki de bugün katkı koydukları minik öğrencilerinin…
Üniversite sıralarında…
Gerçekten hocaları olacaklar!
Başkan Tunç Soyer, diyor ki…
'Bu proje kapsamında daha çok aileye ulaşacağız, daha çok üniversite öğrencimiz gönüllü olacak... Daha çok çocuğumuza onların eli değecek. Daha güzel bir memlekette hep beraber yaşayacağız... Hayatı böyle değiştirip, güzelleştireceğiz… Ailelerin ve çocukların anlattıklarından çok etkilendim... Bizim için en büyük ödül, bir annenin teşekkürü…'
***
Altı hafta devam eden proje…
23 Nisan'da sona eriyor…
Yenileri mi, başlayacak tabii…
Çünkü, adı proje de olsa…
Bu da bir hizmet aşkı…
Mustafa Seyran'ın 'Elbet bir gün buluşacağız' şarkısında olduğu gibi…
'Bu böyle yarım kalmayacak!'
İlk etap iki gün sonra 23 Nisan'da sona eriyor…
'Mutluluğun resmi'ni yapmak için yeni etap Haziran sonu başlıyor…
Aklınızda olsun…
***
Bitiriyoruz…
Taaa, 70 yıl önce yaşanan bi'olayla…
Paris'te bi'otel odası…
Nazım Hikmet…
Eşi Vera için, 'Saman Sarısı' şiirini yazıyor…
Şafak sökecek neredeyse…
Odanın bi'köşesinde yoldaşı ressam Abidin Dino…
Yine bir resme başlamak üzere…
Nazım Hikmet, o sırada müthiş duygulu…
Karaladığı satırlarda kadim dostu Abidin Dino'ya gönderme var…
'Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
İşin kolayına kaçmadan ama…
Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil…
Ne de ak örtüde elmaların…
Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini…
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?'
***
Bitiriyoruz…
Azıcık öykünmek gibi olacak ama…
'Mutluluğun resmini yapmak…'
Zor iş ama…
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yarattığı…
İki tarafı da 'mutlu eden' tablo…
Hem İzmir'in üniversiteli gönüllülerle…
Hem de küçük öğrencilerle…
İzmir'in gurur tablosudur…
Ve başka bir deyişle…
'Mutluluğun resmi'dir…
O resimlerin çoğalması dileğiyle..
Nokta…
Sonsöz: 'Çocuk kafasının içi bilgiyle doldurulacak bir kap değildir, istediğince açmasına yardım edilecek bir çiçektir… / Anonim…'