Bugün Pazar…
Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü…
Az bilinen bir öyküyü paylaşalım…
Selanikli Mustafa…
Nasıl 'Mustafa Kemal' oldu?
Daha sonra…
Nasıl 'Atatürk' soyadını aldı?
***
Atatürk, 1893 yılında Selanik Askeri Ortaokulu'na başladığında…
Adı 'Mustafa'ydı…
En sevdiği ders matematikti…
Şu tesadüfe bakın ki…
En sevdiği dersin öğretmeninin adı da Mustafa'ydı…
Mustafa Hoca…
Bir gün başarısı ile dikkat çeken öğrencisi Mustafa'ya…
'Oğlum…' dedi, 'Senin adın Mustafa, benim adım da Mustafa… Bu böyle olmaz… Araya bir fark koymalı… Bundan sonra sana Mustafa Kemal diyelim, olmaz mı?'
O günden sonra…
Selanikli Mustafa'nın adı…
'Mustafa Kemal' oldu…
***
Mustafa…
'Mustafa Kemal' olmakla kalmadı…
Sonraki yıllarda yeni adlar almaya…
Yeni sanlar (unvanlar) kazanmaya devam etti…
Çanakkale Savaşı'ndan sonra…
Rütbesi paşalığa yükselince…
Adı 'Mustafa Kemal Paşa' oldu…
Hatta…
'Sarı Paşa' diyenler de oldu…
Sakarya Savaşı'ndan sonra…
Türkiye Büyük Millet Meclisi O'na…
'Gazi' rütbesini verdi…
Böylece adı…
'Gazi Mustafa Kemal Paşa' oldu…
Bu unvan o kadar benimsendi ki…
Herkes O'ndan kısaca…
'Gazi Paşa' diye söz etmeye başladı…
***
21 Haziran 1934'te 'Soyadı Kanunu' çıktı…
Herkesin aklına…
Doğal olarak önce 'Gazi Paşa' geldi…
Öyle ya…
Gazi Mustafa Kemal'in soyadı ne olacaktı?
Herkese soyadı bulan Gazi…
Kendisine nasıl bir 'soyadı' yakıştıracaktı?
Meclis'te, gazetelerde…
Her gün ortaya yüzlerce öneri atıldı…
Konuşuldu, tartışıldı ama bir karara varılamadı…
Günler haftalar geçti…
***
Sonunda…
Herkesin merakını gideren…
Üzerinde anlaşılan öneri…
Dönemin Cumhuriyet Başsavcılarından…
Daha sonra…
Milli Eğitim Bakanlığı da yapan…
Saffet Arıkan'dan geldi…
Arıkan, 'Atatürk' soyadının nasıl ortaya çıktığını…
Şöyle anlatıyor:
'26 Eylül 1934'te Dil Bayramı'nı kutlayacaktık… Ben de Dil Tetkik Cemiyeti Başkanı olarak bir nutuk hazırlamam gerekiyordu… Yazdığım nutuk, (Ulu Önderimiz Atatürk Mustafa Kemal) diye başlıyordu…
Atatürk, o tarihe kadar Soyadı Kanunu çıktığı halde henüz soyadı almamıştı… Nutku kendisine gösterdim… Atatürk kelimesini görür görmez üzerinde durdu… Birkaç defa bu kelimeyi tekrar etti… (Çok güzel bir buluş ama çok iddialı) dedi… Ancak, müsveddede tashihler (düzeltmeler) yaptığı halde Atatürk'e dokunmadı… Müsveddenin sonlarında bir de (Türk Atası) diye bir terkip kullanmıştım… Bunu daha fazla iddialı bularak (Atatürk) tarzında düzeltmemi istedi… Başka bir şey söylemedi… Ben nutkumu verdikten epey sonra Gazi Mustafa Kemal, Atatürk'ü soyadı olarak aldı…'
***
Bu anıyı…
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş'ın…
İzmir'in kalbindeki çocuklara armağan ettiği…
Süleyman Bulut'un…
'Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler' kitabından aldım…
Kitabın 40'ıncı baskısı bile tükendi…
Okumalısınız…
Sonsöz: 'Ben gerektiğinde en büyük hediyem olarak, Türk Milleti'ne canımı vereceğim… / Atatürk…'