Mumcu'nun göremedikleri yahut 'gör' dedikleri

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olmasına rağmen o gün kalem oynatasım gelmemişti. En azından ’‘çalışan gazeteciler’’ üzerine. Neden mi?’¶
Gazetecilerin nasıl çalıştığını bildiğimden tabi ki’… Çalışırken nelerle karşılaştıklarını, nasıl çalışamadıklarını, çalışır gibi yapmak zorunda kaldıklarını vs, vs’…
Ve nasıl öldüklerini’…
Öldürüldüklerini’…
1909’’dan bu yana çetele tutmuşlar. Hrant Dink’’le birlikte 62 gazeteci öldürülmüş Türkiye’’de’… İnternette kimin hangi yıl öldürüldüğü, öldürüldüğünde hangi gazetenin çalışanı olduğu yazıyor. Google’’a ’‘Öldürülen gazeteciler’’ yazın yeter’…
Hasan Tahsin’’den Çetin Emeç’’e, Abdi İpekçi’’den, Uğur Mumcu’’ya, Ahmet Taner Kışlalı’’dan, Metin Göktepe’’ye ve de Hrant Dink’’e kadar’…
Neden öldürüldüler?
Kim öldürdü?
Yanıtını devlet dahil, gazeteciler dahil, kimsenin bulamadığı, gelinen noktada pes ettiğimiz, yanıtını aramaktan vazgeçtiğimiz sorular.
Bugün 24 Ocak. 17 yıl. Uğur Mumcu’’yu aramızdan alan hain bombanın üzerinden geçen süre’… Ölümünün ardından değeri anlaşılan cesur kalem’…
Kimilerine göre kalpaksız kuvvacı, kimilerine göre anti emperyalist, kimilerine göre aydın, demokrat, cumhuriyetçi’…
Ama gerçekte gazeteci, sadece gazeteci’… Sizce Mumcu, çalışan gazeteci miydi, yoksa ’‘çatışan’’ gazeteci miydi?
Bu soruya yanıt aradım, durdum’… Kimilerine göre çalışandı, kimilerine göre de çatışan’…
Şimdi daha iyi anlıyorum ki aslında sadece gazeteciydi Uğur abi. Gerçek bir gazeteci’… Mangal gibi yüreği olan, sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemeyen’…
Ve sadece ’‘Gazeteci’’ olmanın bedelini ödeyen’…
Katledilen meslektaşları üzerine kaleme aldığı yazıları okudum dün yeniden’…
Gaziemir Belediyesi’’nin etkinlik programındaki sergide’…
Ve uzun uzun düşündüm’…
Tam 17 yıl önce kalleş bir saldırıyla aramızdan alınan Uğur Abi yaşasaydı?
Ya da soruyu şöyle değiştirelim’…
Uğur Abi neleri kaçırdı, neleri göremedi?
Dahası biz onun kaleminden neleri okuyamadık?
Örneğin, Tayyip Erdoğan’’ın 1994’’te önce İstanbul Belediye Başkanı ardından Başbakan olduğunu, Türkiye’’yi tam 8 yıldır tek başına yönettiğini göremedi’…
Türkiye’’nin Gümrük Birliği’’ne üye edilip, emperyalistin fabrikasına dönüştürüldüğünü, üreticisinin devlet eliyle bitirildiğini’…
Susursuz’’taki kamyon kazasını’…
28 Şubat’’taki darbe girişimini’… Batı Çalışma Grubu’’nu’…
Erbakan’’ın Başbakanlığı’’nı, Sincan’’da tankların yürütüldüğünü’…
İnsanların fişlendiğini’…
Apo’’nun paketlenip, Türkiye’’ye iade edildiğini’… Daha sonra darağacından alınıp İmralı Oteli’’nde ağırlandığını, örgütünü devlet güvencesine tutulduğu beş yıldızlı koğuşundan yönettiğini’…
2000’’li yılların başında 30’’a yakın bankanın sahipleri tarafından hortumlandığını’… Binlerce mudinin yıllarca ortada bırakıldığını’… Medya tekelleşmesinin sınır tanımadan tırmandığını’… Medya patronlarının tava-tencere savaşlarını’…
ABD’’nin ’‘barış’’ götürmek için işgal ettiği Irak’’ta yüz binlerce masum sivili katlettiğini, CIA’’nın Kürdistan’’ı resmen kurup Irak’’ın başına Kürt aşiret reisini oturttuğunu’…
11 Eylül’’de New York’’ta ikiz kulelerin patlatıldığını, ardından Afganistan, Irak işgaliyle ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Planı için düğmeye bastığını’…
Türkiye Başbakanı’’nın BOB eş başkanı olduğunu’…
Kuzey Irak’’ta askerlerimizin başına çuval geçirildiğini’…
Yüzde 34 ile tek başına iktidar olan AKP’’nin beş yıl sonra yüzde 47 yeniden seçildiğini’…
Muhalefetin yerinde saydığını’… Türkiye’’yi yöneten partinin Anayasa Mahkemesi kararıyla ’‘Laikliğe yönelik tehditlerin odağı’’ olarak mahkum edildiğini’…
ABD askerleri tarafından başına çuval geçirilen Asker’’in, hükümet ve uzantıları tarafından paçavraya çevrildiğini, itibar ve kan kaybının devam ettiğini’…
Ülkeye tek başına ’‘Hükümet’’ eden siyasi partinin 28 Şubat’’ın intikamını alırcasına devletin tüm organlarıyla hesaplaştığını’…
Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’’ün köşke çıktığını’…
Orhan Pamuk’’un Ermeni Lobisi’’nin desteğiyle Nobel Ödülü aldığını’… Hasan Cemal’’in Milliyet’’te yazmaya devam ettiğini’…
Ergenekon adı altında yürütülen operasyonla çok sayıda meslektaşının göz altına alındığını’…
Muhaliflerin toplatıldığını, at iziyle it izinin birbirine karıştığını’… Kitaplarında yazdığı ’‘derin devlet’’ bağlantılarının ayyuka çıktığını’…
Her gün garip bir darbe planı ile sarsıldığımızı’… Askeri darbe mi sivil darbe mi tartışmalarının başladığını’…
8 yıldır tek başına iktidar olan Başbakan’’a ’‘Faşist’’ sıfatının muhalefet liderleri tarafından yakıştırıldığını’…
Kürt, Demokratik Açılım zırvalıklarıyla ülkenin iyiden iyiye bölündüğünü’…
Açılımın haritasının ABD tarafından paketlenip Ecevit’’e teslim edilen İmralı Otel’’in sakini terörist başı Apo tarafından çizildiğini’…
Alevi ve Roman Açılımları üzerinden siyasetçinin oy devşirmeye devam ettiğini’…
Gazetecilere kurulan hain pusuların sürdüğünü’…
Muhalif duruşluların işten atıldığını, köşelerinin durdurulduğunu’…
Özal dönemindeki 2,5 medyanın da kalmadığını’…
İlhan Selçuk’’un darbeci örgütün lideri olmakla suçlandığını’…
Doğan ve Erdoğan medyası arasında sıkışan Türkiye’’nin, sadece ’‘buçuk’’ medyasının kalmasına ramak kaldığını’…
Vs’… Vs’…
Uğur Abi bunları görse ne yazardı?
Bunları yazacak gazete bulabilir miydi sizce?
Ya da Ergenekon’’un hangi dalgasından içeri tıkılırdı?
Yoksa Uğur Mumcu tüm bunları yaşarken görmüş müydü?Tarikat-siyaset-ticaret üçgeninde Türkiye’’de oynanan derin oyunları keşfetmiş miydi?Devletin terörle olan danışıklı dövüşünü, CIA’’nın, MOSSAD’’ın ipliğini pazara çıkararak, anlatmaya çalıştığı, İslami terör, Hizbullah derken söylemeye çalıştığı bunlar mıydı?
Bence görmüş ve bizi uyarmıştı. Ama biz anlamadık.
Gelinen noktada ise sadece anmakla yetiniyoruz o cesur kalemi’… Ölüm yıldönümünde istiklal marşı, saygı duruşu, yağlama yıkama konuşmalar’… Sonra’…?Seneye bir daha’…
Dün gün boyu Gaziemir’’deydim’….
Gaziemir Belediyesi’’nin 17 yıl sonra ilk kez düzenlediği Uğur Mumcu etkinliklerine katıldım. CHP Bornova Kongresi’’ni bırakarak’…
Mumcu’’nun silah arkadaşları oradaydı’… Dahası mesai arkadaşları’… Uğur Alacakaptan, Fikret İlkiz, Yalçın Bayer, Erbil Tuşalp, Celal Başlangıç’… İzmir’’den de Sevgili Gönül Ablamız ve de Cemiyet Başkanı Atila Sertel’…
Neler söylediler, neler’…
Uğur Mumcu’’yu ’‘anlama’’ yolunda önemli bir mesafe kaydettiğimi söyleyebilirim. Bence o etkinliğin görüntülerini bulun ve de izleyin, okuyun, okutun’…