Mogadişu gazileri!..

Azrail, Temel'in yanına gelir ve 'Kardeş vaktin tamam, hadi gidelim' der. Temel oldukça uyanıktır, Azrail'e yalvarır yakarır; 'Bana bir 5 yıl ver, çok önemli işlerim var, 5 sene sonra gel, al canımı' diye Azrail'i ikna eder. Uyanık Temel 'Pilot olursam, Azrail beni havada yakalayamaz, ben de ölmekten kurtulurum' diye düşünür ve Pilot okuluna başvurur. Başarılı bir eğitimden sonra Pilot olur ve çalışmaya başlar. 5 sene sonra Temel uçak kullanırken, omzuna biri dokunur; 'Kardeş vakit tamam, gidiyoruz' der Azrail. Şaşkına dönen Temel; 'Tamam gidelim de, ben ölürsem uçak düşer, yazık değil mi 150 yolcuya, onların günahı ne?..' diye sorar.
Azrail; 'Konuşma ulan, zaten 151 inizi bir araya getirinceye kadar anam ağladı, yürü…'
Bu fıkranın ve aşağıda isimleri geçen kişilerin, gerçek kişilerle ilgisi yoktur. Konuşmalar tamamen yakıştırmadır. Zaten ismi geçen kişilerin Türkiye ve Türkiye gerçekleri ile de ilgileri yoktur…
Uçak ağzına kadar doluydu. Ön tarafta ki koltuklara Milletvekilleri ve sanatçılarımız oturtulmuşlardı. Bir müddet sonra, milletvekillerinden biri, oturduğu koltukta namaz kılmaya başladı.
Nihat Doğan, yan taraftaki Süper Star Ajda Hanıma; 'Görüyor musunuz Ajda Hanım, ne kadar sağlam Müslümanlar, uçarken bile namaz kılıyorlar, bitiyorum bu adamlara' diye seslendi.
Nihat Doğan'ın yüzüne şaşkın şaşkın bakan Süper Star; 'Bu konuları bilmiyoruz dediysek, o kadar da cahil değiliz herhalde. Gelirken Medyum Memiş'e danıştım, namaz nedir nasıl kılınır, abdest nasıl alınır, diye. Memiş'in bana dediğine göre, namaz kılmak için yere serilecek ipek bir Sacide lazımmış. (Seccade demek istiyor!) Bunlar namaz kılmıyorlar ayol, bence meditasyon yapıyorlar...'
Nihat Doğan, kendi kendine konuşuyordu; 'Yahu şuna bakın be, ulan ben bile bunların yanında Profesör sayılırım…'
Bir arka sıradaki üçlü koltukta; Adı benimkiyle aynı olan TOBB Başkanı-İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ve Arzuhan Doğan Yalçındağ yan yana oturuyorlar fakat birbirleriyle hiç konuşmuyorlardı…
Konuşmuyorlar ama, içlerinden neler geçiyordu, neler;
TOBB'cu Rifat; Bizde nasılsa para bol. Ben buraya 'Tek' olarak gelip, havamı atmalıyım.
İTO'cu Murat; Babam yine bana kızacak, adam bizi içeri attırıyor, biz gene yağcılığa devam ediyoruz.
TÜSİAD'çı Arzuhan; Babama yapılanlar az bile, adam can damarımızı kesti, beni hala buraya gönderiyor, yetti be, ne işim var benim bunlarla, dünyalarımız bile ayrı…
Mogadişu Havaalanının pisti topraktandı. Kaptan zor bir iniş olacağını biliyordu. Bu yüzden yolcuları iniş için ciddi olarak uyardı. Uçak inerken sağ taraftaki kanat yere çarptı ve uçağın içinde bir gürültü koptu. O bağırış çağırış içinde duyabildiklerimiz şunlardı;
Nihat Doğan; Aha şimdi b.ku yedik. Şansa bak yahu, Sörvayvırdan yırttık, burada ölüp gideceğiz…
Ajda Pekkan; Kızım bunlar sana az bile. Ne işin var senin burada. Aç insanların karnını şarkı ile mi doyuracağız. O Egemen'i yakalarsam, yüzünü gözünü yırtacağım. Attı beni bu uçağa, kendi Başbakan'ın uçağında keyif çatıyor, alacağı olsun. Ah Ercan ah keşke seni dinleseydim..
TOBB'cu Rifat; Bu korku, Tayyip korkusundan betermiş be. Bir parti kuramadan ölüp gideceğiz yahu..
İTO'cu Murat; Yemin ederim bu bir sabotaj. Adam toptan olarak hem benden, hem TOBB' tan kurtulacak. Ah be baba, niçin seni dinlemedim...
TÜSİAD'çı Arzuhan; Hah bir bu eksikti, temizle bakalım Aydın Bey, şimdi mutlu musun?
Uçak zar-zor indi ve tarlaya benzer pistte bir müddet sonra durdu. İşte o anda arka tarafta bir gürültü koptu. Yılmaz Özdil adına uçakta olanları izlemekle görevli ajanlar birbirine girmişlerdi!...
Ciguli-Kiboş-Balık Ayhan'dan oluşan Özdil ekibi, Yılmaz'ın verdiği parayı paylaşırken kavga çıkmıştı. Bunlar atlattıkları tehlikenin farkında bile değillerdi.. Eski topçu yeni devlet adamı Şaban Şükür; 'Arkadaşlar sakin olun, ben ağabeylerime sorup öğreneyim meseleniz neyse hallederim, ben size para veririm, korkmayın' diye yatıştırmaya çalışıyordu…
Uçaktan inen, baraka benzeri binaya koşmaya başladı. Ne protokol kaldı, ne de tören. Ağlayan mı arasınız, İstanbul'a telefon edip, özel uçağını çağıran mı istersiniz, sinir ilaçlarını arayan mı istersiniz, her şey birbirine karıştı…
Türkiye dönüşünde basın toplantısı düzenleyen Avrupa Bakanı Egemen Bağış;
'Gezimiz çok faydalı oldu. Somali Hükümeti, bizi Avrupa Birliği yolculuğumuzda destekleme kararı aldı. Beraber yürüdük biz bu yollarda, şarkısını beraberce söyleyeceğiz. Başbakanımız burada çok seviliyor. Somali halkı, yalvarıyoruz burada kalın, Türkiye'ye gitmeyin diye yalvardı ama, kendisi Türkiye'ye dönmeyi tercih etti. Yardımları bundan böyle Deniz Feneri Derneği organize edecek. Denetlemeyi ise Jet Fadıl namlı, Fadıl kardeşimiz yapacak. Milletimizin gönlü ve kafası rahat olsun. Yardımlar mutlaka bir gün yerine ulaşacaktır.
Bizimle Somali'ye gelen sanatçılarımız, depresyon geçirdiklerinden doktorlar tarafından müşahede altına alındılar. Sağlık durumları gayet iyidir. Nihat Doğan Bey dışında bir kaybımız yoktur. Onun da Paskal Numa'ya benzeyen bir Somalilinin peşinden gittiği bilinmektedir. Orman Polisi aramalara başlamıştır…'