Ekonomi

Mimarlardan Meclis üyelerine “plan notu” çağrısı: Legalleştirmeyin!

İş insanı Dr. Mehmet Bektur’a ait TAPDİ Oksijen şirketinin Buca’da satın aldığı arsada yapılan inşaatla ilgili değerlendirmeler yapan Başkan Uğur Yıldırım, “Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Buca Belediyesi, plan notunu geçirdi, Büyükşehir’e gönderdi. Büyükşehir Meclis üyelerine sesleniyorum; bu plan notu geçerse, Buca yaşanmaz bir yer olur. Yapılanın legalleşmesi anlamında kimsenin adım atmaması gerekir. Lütfen bu durumu gözeterek karar verin” diye konuştu

EGEDESONSÖZ – Buca’nın Tınaztepe Mahallesi'nde ünlü iş insanı Dr. Mehmet Bektur'a ait TAPDİ Oksijen şirketinin 2022 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan (ÖİB) 165 milyon liraya aldığı arsada yapılan ve tartışmalara yol açan inşaatla ilgili tartışmalar devam ediyor. İmar planlarında ticaret alanında kalan ve ÖİB'in 6 kat imarlı olarak sattığı alana Buca Belediyesi tarafından geçtiğimiz dönem 15 kat ruhsatı verilmesi davalık olmuştu. Büyükşehir Belediyesi, ruhsatın usulsüz olduğunu tespit etmiş ve iptali için yürütmeyi durdurma talebiyle birlikte İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı. Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım, SONSÖZ TV’de Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in programında, bu konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Yıldırım, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi üyelerine, “Buca Belediyesi’nden gelen plan notuna destek vermeyin. Plan notu geçerse, Buca yaşanmaz bir yer haline gelir. Lütfen bu durumu gözeterek karar verin” çağrısında bulundu.

PLANDA TİCARET ALANI, RUHSAT TİCARET VE KONUT!
Tınaztepe’de tartışılan inşaatla ilgili süreci anlatan Başkan Yıldırım, şunları söyledi:

“Burada Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi tarafından 16 Mayıs 2022 tarihinde ihaleyle satılan bir alan var. Yine sonuçta bir kamu malı, Hazine arazisi burası. Planda ticaret alanı olarak geçiyor. Plan notları şunu söylüyor: 2,40 emsalin var ve 6 kat yapılaşma hakkın var! Buca Belediyesi’nin verdiği ruhsat, maalesef ticaret ve konut… Ticaret artı konut kullanımlarında ada bazında yapılan başvurularda 15 kata kadar çıkma hakkı verilebilir, ibaresi var.  Bu alan konut alanı değil, tercihli alan da değil. Ticaret alanına konut ruhsatı vermeniz, zaten yasal değil. Bir plan değişikliğini gerektirir. Ruhsatı mevzuata uygun olmayacak şekilde veriyorsunuz ve üstelik yüksek hakkı tanıyorsunuz. Biz bu konuyu daha ruhsat aşamasında Buca belediyesine sorduk. Konut artı ticaret olması sebebiyle 15 kat izin verilebileceğini söyledi. Altını tekrar çiziyoruz, burası ticaret alanı! Büyükşehir Belediyesi de ruhsat verilemez dedi, düzeltilmesi gerekir, dedi. Buca belediyesi tüm bu itirazlara rağmen ruhsat verdi, inşaat başladı. Seçimlerin hemen sonrasında Şehir Plancıları Odası ile tekrar bu yanlıştan dönülmesi için Buca Belediyesi’ne gittik, meramımızı anlattık. Belediye, dava süreci tamamlanmadan  biz bu inşaatı durdurmayız dediler. Biz itirazlarımız geliştiğinde birinci, ikinci kat seviyesindeydi, şimdi orada binalar yükseliyor. Kente metruk bir bina kazandırılmış oldu. Şimdi de maalesef Buca Belediyesi kendi meclisinden Büyükşehir Meclisi’ne plan notu geçti. İçeriğini çok şeffaf bir şekilde göremiyoruz. Buca inanılmaz bir yoğunluk olan bir ilçe. Bu şekilde dönüşümlerle Buca yaşanmaz bir yer olur. Meclis üyelerine bir çağrı yaptık. Lütfen bu durumu gözeterek karar verin. Biz bir kere burada mevzuata aykırı bir durum olduğunu dile getirdik. Büyükşehir Belediyesi, bizimle aynı görüşteydi. İlçe belediyesi ruhsatı iptal etmediği için Büyükşehir, ruhsat iptal davası açtı ve davayı kazandı.  Bugün kendi sorumlu oldukları kurumun yürüttüğü mücadeleye destek anlamında, gelen plan notları bu bilinçle değerlendirmesi gerekir. Yapılanın legalleşmesi anlamında kimsenin adım atmaması gerekir. Böyle bir durum ortaya çıkarsa, hem kamuoyu önünde mücadelemizi sürdürürüz, hem de hukuki haklarımızı kentli adına korumak için gereken adımları atarız.”

EKOKÖY’DE DAVAYI ESASTAN DEĞİL, USULDEN KAYBETTİK
Foça Belediyesi’nin ruhsatını iptal ettiği “Mid Phokaia Ekoköy” projesine de değinen Başkan Yıldırım, buradaki hatanın, iyi niyetle ortaya konmuş plan notlarının yanlış yorumlanması olduğunu söyledi. Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İzmir Büyükşehir’in 1/25 binlik planları, aslında tarım alanlarını, ekolojik değerli alanları korumak adına bazı plan notları içeriyor. Bizim Oda olarak Ekoköy’le ilgili itirazımızın sebebi, bu iyi niyetle ortaya konmuş plan notlarının yanlış yorumlanarak ruhsata bağlanmış olmasıydı. Plan notlarının tahrip edilerek değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkmış bir durum. Dolayısıyla Ekoköy’de ruhsatlara itiraz ettik.  İtirazımızın en önemli sebebi şuydu. Birincisi; kötü emsal oluşturması tehlikesi vardı. Bu konuda hala tedirginiz. Tüm tarım alanları yapılaşmayla karşı karşıya bırakacak durum vardı orada. İtirazlarımızı önce Foça Belediyesi’ne, hem Büyükşehir’e yaptık, bu ve ruhsatın verilemeyeceğini söyledik, gerekçelerle birlikte. Olumlu sonuçlar alamadığımız için de konuyu yargıya taşıdık. Evet, davayı kaybettik ancak esastan değil, usulden kaybettik. İddiamızın yanlış olup olmadığını değerlendirmedi mahkeme. Sadece Mimarlar Odası’nın bir ruhsata dava açması doğru bulunmadı. Bizim plan notlarımızla ilgili endişemiz yok. Plan notlarının yanlış yorumlanmasıyla ortaya çıkan ürün,  ruhsattır. Biz de bunu dava ettik. Konuyu zaten bir üst mahkemeye taşıdık. Yerel seçimlerden sonra Büyükşehir ve Foça belediyelerine talebimizi tekrarladık. Büyükşehir Belediyesi, Foça Belediyesi’ne yazdı. Bir süre sonra Foça Belediyesi, ruhsatı iptal etti. Ruhsatın iptal edilmiş olmasından dolayı mutluyuz.”

RUHSAT İPTALİNİN HUKUK ÜZERİNDEN GERİ ALINMASINI İSTEMİYORUZ
“ 1/25 binlik imar planında şöyle bir tarif vardır; siz tarım alanlarında, orman alanlarında herhangi bir inşaat faaliyeti yapacaksanız, bunu yaparken hiçbir şekilde topografyayı değiştiremezsiniz, diyor. Ekoköy’de inanılmaz bir topografyaya müdahale var. Sera adı altında çok ciddi bir yapılaşma var. 14 parselde 14 yapı tariflenmişken plan notlarında, 154 yapı yapılması söz konusu. Bu hatadan vazgeçilmiş olması, sadece Foçalılar için geçerli değil, tüm İzmir kentlisi için çok önemli bir karar. Bu konuda irade ortaya koyan herkese teşekkür ediyoruz ancak yerinde yapılaşmış bir bölüm var.  Foça belediyesine başvurumuzu yaptık, tespitin yapılmasını ve oradaki yapıların yıkılması gerektiğini, gerekçelerimizle birlikte ilettik. Bunun da takipçisi olacak. Burada sorumlu olan kurum, Foça Belediyesidir ve belediyenin talebimizi olumlu değerlendireceklerini umuyoruz. Çünkü Belediye Başkanı Sayın Saniye Fıçı, Foça için yapılması gereken neyse, onu yapacağız, açıklamasında bulundu. Oraya yapılan yanlışlıktan dönülmesi en büyük isteğimizdir. Buradaki ruhsat iptalinin, hukuk üzerinden geri alınmasını istemiyoruz. Biz ruhsatı iptal ettik, ama hukuk böyle uygun gördü, artık ben ne yapayım, noktasında hiçbir olumsuz şey olsun istemiyoruz. Şehir Plancıları Odası ile süreci birlikte yürüttük. Davayı beraber açtık. Ziraat Mühendisleri Odamızdan da destek gördük. Foça halkının da çok büyük katkısı oldu ve sonuçta ruhsat iptal edildi. Bu ruhsat iptali, İzmir için bir kazanımdır.”

VATANDAŞI MÜTEAHHİTLE BAŞ BAŞA BIRAKMAYIN
Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım, kentsel dönüşüm çalışmalarının çok düşük hızla ilerlemesiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu:

“Bu konuyu komisyonlarımızda, yönetim kurulu toplantılarımızda çokça değerlendiriyoruz. Bu kentin dönüşüme ihtiyacı var. Ama bu dönüşümün sermaye yanlısı değil, halk tarafında kalması gerekiyor. Çok yakın bir zamanda gerçekleşen emsal artışına dava açtık. Kazandık. Tekrar bir düzenleme yapıldı. Ona da dava açtık. Onda da yürütmeyi durdurma kararı geldi. Çünkü kentsel dönüşümü yaparken, kentin geleceğini kadük hale getiremeyiz. Ne yapacaksak, doğru şartlarda yapmamız lazım. Yapılan yanlışlardan bir tanesi şu. Meslek odası olarak bunu halka da anlatıyoruz. Diyoruz ki, müteahhitle baş başa kalmayın! Yerel idarelerin de merkezi idarelerin de vatandaşı müteahhitle baş başa bırakmaması gerekiyor. Çünkü burada doğru süreçlerin yürütülmediğini görüyoruz. Vatandaşların sağlıklı proje hizmetleri alması, bu proje hizmeti sonrasında bir yüklenici belirlemesi gerekir. Geldiğiniz noktada bu iş, şuraya indirgenmiş durumda: Müteahhitle kat karşılığı anlaşma yapalım, evimizin metrekaresi şöyle düşsün, daha az ödeyerek ev sahibi olalım! İyi de kentler ne olacak? Yapılan dönüşüm, İzmir’in bundan sonraki 40 yılına, 60 yılına katkı sağlamayacaksa, 40 yıl sonra yine bugünkü sorunlar yaşanacaksa biz aslında bir sorunu çözmüş olmuyoruz. Sadece günü kurtarmış oluyoruz.”

BÜYÜKŞEHİR, İNCİRALTI PLANLAMASI İÇİN BİZDEN TALEPTE BULUNMADI
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği’nin yaptığı İnciraltı planlarının iptal edilmesinden sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi bu bölge için çalışma başlatırken, Mimarlar Odası Başkanı Uğur Yıldırım, Büyükşehir’den bu konuda destek talebi gelmediğini söyledi. Yıldırım, şunları söyledi:

“Maalesef İnciraltı konusunda Büyükşehir ile irtibatlı değiliz. Şu a bir plan hazırlığı var. Daha önce Balçova Belediyesi ziyaretimizde sayın başkan, İnciraltı ile ilgili adımlar atmak istediklerini ifade ettiler. Bu süreçte vatandaşla karşı karşıya kaldığımız durumlar da oluyor. En azından oradaki hak sahipleriyle… Meselenin bilim ve teknik üzerinden değerlendirilmesi gerekiyor. Bakanlığın hazırladığı İnciraltı planının mahkemeden döneceğini öngörüyorduk zaten. İnsanlar böyle projelerden rant kazanabilir ancak kent kaybeder. Bu kentin 30 yılını, 60 yılını tarifleyen planlar var. Bu planların ötesine geçtiğiniz zaman, altyapıyı aynı ölçekte güçlendiremediğiniz için sorun yaşarsınız. Büyükşehir Belediyesi’nin burasıyla ilgili bir plan çalışması olduğunu biliyoruz. Ancak sağlıklı bir ortamda gerçekleri ortaya koyarak, argumanları ortaya koyarak, plandaki niyeti ortaya koyarak, gerçekten kent adına, hak sahipleri adına doğru bir planlama sürecinin gerçekleştirilmesi talebiyle bize ulaşmış kimse yok. Erken bir süreç olduğu için böyle olduğunu umuyorum, hazırlık çalışmaları yapıyordur. Ülkemizde şöyle bir şey gelişti. Burada böyle bir sorun var, biz bu sorunu çözeriz. Öyle de çözeriz, böyle de çözeriz. Gerçekten çok iyi bilebilirler. Fakat çok iyi bildiğiniz bir konuda bile süreci tabana yaymak, ortak akılla yapmak, İzmir’e yakışandır. Daha önce de söyledim; İzmir’in ortak akılla beraber kolektif üretme bilgi ve becerisine sahip. İzmir’e yakışan da budur. Bundan da kesinlikle faydalanması gerekir. Meslek odalarıyla yapılan çalışmalarda daha az sorun yaşanıyor, kent adına daha fazla kazanımlar elde ediliyor. Umarım, bu iletişim ve çalışma ortamı sağlanır. Bunu biz kamu adına istiyoruz. Biz Büyükşehir’in karşısında durarak bir şey sağlamıyoruz, hatalar varsa onlara müdahale ediyoruz. İnsanların halkın sahiplendiği projeler hayata geçince başarılı oluyorsunuz. Bunu unutmamak lazım.”