MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezindeki Merkez Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulunun ardından basın toplantısı düzenledi. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin açıklamalarından işte satır başları:
'Toplantılarımızda, ülkemizi zora sokan stratejik riskler itibariyle bölgesel ve arka planı olan meseleler ve sıcak meseleler masaya yatırılmıştır. Partimizin siyasi faaliyetleri değerlendirilmiştir. Vatan ve millet mücadelemiz aynen sürdürülecektir. Emek verip önümüz sıra dikilmiş bariyerleri aşacağız. Bunun için stratejik akılla çalışacağız.
Akıntıda sürüklenen bir sal gibi değil, dev dalgalara direnen gemiler gibi mücadele edeceğiz. Niteliksiz kalabalıklardan ziyadesiyle uzak olacağız. Partimizin geride kalan 55 yıllık külliyatının sayfalarına bakıldığında da bu görülecektir. Atatürk'ün dediği gibi 'Büyük olmak için kimseyi aldatmayacaksın. Herkes senin aleyhinde olabilecektir. Fakat sen buna karşı direneceksin. Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bütün engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük diyenlere güleceksin.'
Milliyetçi Hareket Partisi siyasi, entelektüel, fikri olarak görkemli mazisiyle yeni yüzyılda yeniden gösterecektir. İşimiz çok, yolumuz çetin, yükümüz ağırdır. MHP geleceği isabetle tayin etmek amacındadır. MHP milletimizin tamamını kucaklamaya, ayrımcılığı bölücülüğü çiğnemeye hazırdır. MHP bunu başarmakla da mükelleftir.
Türkiye'nin önünü kesmek, devlet millet dayanışmasını yıkmak, fitne fesat korosu herkesi uyarıyorum ki faaldir. İç cephemizin çökertilmesi için dört koldan hedeflenmektedir. Kuşatma ve kumpas şiddetlenmiştir. Milli ve manevi hazinemiz saldırı altındadır. Nitekim durum ciddidir. Hiç kimse merak buyurmasın bu insan müsveddeleriyle hesabımız görülecektir.
Komprador muhalefetin, komisyoncu gazetelerin, komplocu uzmanların, kokuşmuş kaymak tabakanın, komünist azınlığın kimliğini karalayacağı bir millet yoktur. Kalbinin sancağında Türk milliyetine mensubiyet taşıyan bir vatan evladı alarak sözlerim Türk milletine karşı duyduğum sorumluluktur. Gerçekleri eğmeden bükmeden konuşmak boğazımdan geçen her lokmaya ve Cenabı Allah'a borcumdur.
Gazilerimizi sadece 19 Eylül'de hatırlamak doğru değildir. TBMM, 2 defa gazilik mertebesini hakketmiştir. Mevzuattaki boşluk nedeniyle gazi kabul edilmeyen 20 bin kardeşimizin sessiz çığlığı dinmemiş, gazilere tanınan sosyal ve ekonomik haklardan mahrum kalmışlardır. Gaziler arasında örtülü ayrım hakkaniyetsizdir. Gazilerimize unvanlarının verilmesi ve şeref aylıklarının bağlanması TBMM'de karara bağlanmalıdır.
Gaziliğin dereceği, osu busu olmaz. Bir kahramanımızın aldığı yaraya bakıp gazi olup olmadığına karar vermek doğru ve tutarlı değildir. Vatan müdafaasını emanet ettiğimiz kahramanlarımızdan haklarını esirgeyemeyiz. Milli bekamızı muhafaza için yurt içinde ve yurt dışında mücadele eden yaralanan tüm kahramanlarımızı hayal kırıklığına uğratmamak lazımdır. Gaziliğin bir adım ilerisi şehitliktir.
19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle tüm gazilerimize sağlık diliyorum. Devletimizi kuran ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet ve şükran ile anıyorum.
Bugün yaşanan her şey dünün sonucudur. İsrail Gazze'de soykırım gerçekleştirirken Batı Şeria'da İsrail'in açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Ayşenur kızımıza, Allah'tan rahmet diliyorum. Yunanistan Savunma Bakanının, burnumuzdaki Meis Adası'na gelmesi, dedeleri gibi denizin dibine merak duyması tesadüfi değildir. ABD'nin Irak'tan çekilme kararına rağmen burada üsler kurması, Suriye'nin kuzeyine bir kargo uçağının inip diğerinin kalkması tesadüf değildir.
Rusya-Ukrayna savaşı kızışırken ABD-İngiltere tarafından bu canlı tutulurken bunlar hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği olaylardır. ABD tarafından savaş uçaklarının Romanya'ya satılması önemli bir gelişmedir. Coğrafyalar silahların gölgesindedir.
Lübnan'da yaşananlar hakim güçler altında düşmanlıkları katlamaktadır. Hiçbir şey eskisi gibi değildir. Bir kısım harp okulu öğrencisinin kılıçları çekerek ettiği yemin çeteleşmeyi gözler önüne sermiştir. Etnik ve mezhebi kışkırtmalar bilhassa muhalefet partilerinin geçim kaynağı haline gelmiştir. Ortalığa saçılan olaylar medya aracılığıyla psikolojik harekat olarak servis edilmesi kesinlikle normal değildir.
Özgür beyin 31 Mart sonrası erken seçim istemeyeceğiz dedikten sonra erken seçimi telaffuz etmesi akıl tutulmasıdır. Bir litrelik rakının 140 TL'ye ineceğini, Mavi Vatan'a masal demektedir. CHP'li kardeşlerim bu patolojik yaklaşımlardan uzak olmalıdır. CHP'nin altı okundan birini mor ve yeşile boyayacaklarını söyleyenlere pembe renge bakmalıdır.
Anayasa ile ilgili düşüncemi sormuş Özgür bey, önce DEM ve PKK ile iltisakını anlatmalıdır. MHP'ye Anayasa'nın 4 maddesini sormak kimsenin hakkı, haddi, harcı değildir. 4 maddeye şaşı bakanlar yok hükmündedir. Ciddiye alınacak yanları da yoktur. İlk 3 madde değil 4. madde değişsin sorusu kırılgan bir zamanda polemik konusu yapılmaktadır. Anayasa'nın 4. Maddesinin değiştirilmesini önerenler kendilerine çeki düzen vermelidir.
Türkiye iki acı olayla çalkalanmaktadır. Birisi Diyarbakır'da Narin yavrumuz; diğeri Tekirdağ'da Sıla bebeğin dramıdır. Bu sabilere kıyanların en ağır bedelleri ödemesi adaletin gereğidir. İki yavrumuz hepimizin yüreğine ateş düşürmüştür. Türk adaleti, canilerin mutlaka yakasından tutacak umut ederim ki güneş yüzü görmeden çürüyüp gideceklerdir.
Narin yavrumuz Norveç'te doğsa ne olurdu, diyenler milletimize hakaret etmektedir. Sisli günlerde ülkesini ve milletini aşağılayanlar bize göre yabancıların kurşun askerleridir. Devletin yetkili kurumlarından görevlendirilmiş isimlerin zamanında milleti bilgilendirmesi sağlanmalıdır. Türkiye'yi Taşvantepe ile Malkara arasına sıkıştırma girişimi kasıtlıdır.
Türkiye'yi cinayetler ülkesi göstermek iftiradır, kalleşliktir, namertliktir. Aile kurultayımızda da ifade ettiğimiz gibi Allah'tan korkan kuldan utanan huzurlu bir Türkiye amaç ve arzumuzdur. Unutmayalım ki; vatan sevgisi olmayanda insan sevgisi olmaz.
Filistin'in kurtuluşu Kudüs Paktı ile mümkündür; inşallah bu girişim gerçekleştirilir.' (HaberTürk)