Mezarda emekli olmayı kim ister?

'45 yaşında insanlar var aramızda… İşi yok… İş başvurusu yapıyor, yaşlısın diyorlar… İntihar mı edelim?'

'SonSöz TV'nin dün sabahki canlı yayınında…

Aynen böyle dedi…

İzmir Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği Başkanı Doğan Türker

İzlenme rekoru kırdı…

Buram buram çaresizlik kokan…

Sorularla dolu mesajlardan başımızı alamadık…

***

Sapasağlam bir adamın…

İntihar'dan söz etmesi…

'Artık tahammülüm kalmadı…' demesi…

Ulusal bir dramdır…

***

Sadece bu ay…

(5 Kasım, 8 Kasım ve 15 Kasım'da…)

Bu güzel ülke…

Siyanürle toplu intihar cinneti yaşadı…

İstanbul'daki dört kişilik ailenin elektriği bile kesikti…

Antalya'da ikisi çocuk dört kişilik aile, borç listesi bıraktı…

Yine İstanbul Bakrköy'de…

Borç batağındaki anne, baba, çocuk veda etti hayata…

Geçen yıl, intiharı tek çıkar yol görenlerin sayısı…

Trafik kazasında can verenlerle kafa kafaydı…

Acıya bakar mısınız?

Bu yılın 10 ayında…

İlk kez kendi eliyle canına kıyanların sayısı…

Trafik kazasında ölenlerin üstüne çıktı…

***

Emeklilikte Yaşa Takılanlar'ın ne istediğini…

Beklentilerinin ne olduğunu…

EYT'lilerin dışında…

Detaylı bilene henüz rastlamadım dersem, inanır mısınız?

Ne güzel söylemişler…

'İnsanın ağrısı / sızısı neredeyse canı orada!' diye…

Aynen öyle…

Biraz açalım konuyu…

***

Bakın, 'EYT Kabusu' nasıl başladı…

1992'de Demirel Hükümeti…

Seçmen kapmak için emeklilikte yaş sınırını kaldırdı…

18 yaşında işe başlayan kadınlar 20 yıl çalışmayla 38 yaşında…

Erkekler ise, 25 yılla 43 yaşında emekli olacaktı…

O tarihte kaba ifade ile…

'Dört çalışan bir emekliye bakıyor…' deniyordu…

Ve yine o günkü adıyla SSK, zarardan çöktü…

Öyle bir noktaya gelindi ki; ilaç alınamaz oldu…

***

Bundan tam 20 yıl önce koalisyon hükümeti vardı…

'Geliyorum…' diyen felaketin farkına vardı…

Hükümet'e göre, tek çare vardı…

1999'da emeklilik için kadınlara 58…

Erkeklere 60 yaş sınırı getirildi…

Yetmez dendi…

İlgili kanunu geriye doğru işleterek 'yaş akdi' düğmesine basıldı…

Bu da ister istemez…

O tarihlerde çalışanların emekliliğini 2 ila 17 yıl arasında öteledi…

O sırada…

Takvimler o sırada 8 Eylül 1999'u gösteriyordu…

Çalışanlar şoke oldu…

Ama kimseler sesini çıkaramadı…

Çünkü 22 gün önce…

Yani 17 Ağustos'tan itibaren…

Marmara Depremi ile Türkiye büyük travma yaşamaya başlamıştı…

İşte, o tarihten itibaren…

Hayaller, planlar, mutluluklar…

Hepsi uçtu gitti…

Ulusal yas ilan edildi…

Uzun bir aradan sonra…

Taşlar yerine oturmaya başladığında…

Emeklilik Yasası'nın son halinin nelere mal olacağı anlaşıldı…

Zaten…

'Mezarda emekli olmak istemiyoruz!' sloganı…

İşte, öylesine ulusça acılı günlerde ortaya çıktı…

***

Veeee…

Geliyoruz, bugünlere…

En büyük mağduriyeti…

Şu sırada 45-50 yaş aralığında olanlar yaşamaya başladı…

İşte o çalışanların bir kısmı…

İşveren tarafından…

'Artık sen bizim işimize yaramazsın' denilerek…

Kapıya kondu…

***

Emeklilik'te Yaşa Takılanlar'ın toplam sayısını…

An itibarıyla…

Kimse tam bilmiyor…

6 milyon diyen var… İki diyen var… 5 milyonda duran var…

Kestirmeden istekleri basit ve yalın EYT'lilerin…

Diyorlar ki:

'1999 öncesinde işe başlayıp 5 bin gün çalışmış olanlar yaş şartına takılmadan emekli olsun…'

Ancak…

Cumhurbaşkanı Erdoğan…

İki gün önce kapıyı tamamen kapattı…

'Seçim kaybedeceğimizi bilsem yine de yapmam!' dedi…

Gerekçesini de söyledi:

'Erken emekli olduğu zaman ideal ücreti alamayacak hem de ikinci bir iş aramak suretiyle ikinci iş ile işsizliğe öncü olacak…'

İyi de…

Zaten EYT'lileri kimse işe almıyor ki…

N'olacak şimdi?

***

Bitiriyoruz…

Üstüne basa basa 'erken emeklilik istemiyoruz' diyen…

Bu arkadaşlara…

Devlet Baba zamanında bi'söz vermiş…

Devlet'te 'devamlılık' önemlidir ama…

Aynı Devlet Baba…

Şimdi o sözleşmeyi feshediyor…

Geçen Eylül'ün başından beri…

EYT'lilerin sayısı ortalama ayda 50 bin kişi artıyor…

Bi'süre sonra…

Bu iş, içinden iyice çıkılmaz hale gelecek…

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

'Biz her zaman dik durduk, dik duracağız' diyen…

İzmir EYT Derneği'nin Başkanı Doğan Türker'in sözleri ile:

'Hastaneler, yollar yapılmasın, Suriyeliler'e bakılmasın demiyoruz… Onlara varsa bize de olsun diyoruz... Biz bu vatanın öz evlatlarıyız… Kimse, (Bu insanlar haksız) demiyor; sadece (Kasada para yok) deniliyor… Peki, biz taş mı yiyelim?'

Nokta…

Sonsöz: 'Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden erken doğar… Bekle, senin olan sana gelecektir… / Hz. Mevlana…'