Memur alımında mülakatın adı adam kayırmaktır!

Kamuya memur ve personel alımlarında yıllarca yazılı ve sözlü sınavlarla personel alımına gidilmiş, sözlü sınavlarda adamı olan kamu kurum ve kuruluşlarına yerleşmiş, torpili olmayan gariban vatandaşlar ise yerleşememiştir.

Kamu kurum ve kuruluşlarındaki bu haksız hukuksuz uygulamadan, 57.hükümet (Bülent Ecevit hükümeti DSP+MHP+ANAP) rahmetli Bülent Ecevit hükümeti döneminde getirilmiş olan KPSS (kamu personeli seçme sınavı) ile kamuya alınacak personeller arasında kısmen adalet sağlanmış iken, bu gün gelinen noktada merkezi sınavın hiçbir önemi kalmamış, benim adamım, senin adamın dönemine yeniden geri dönülmüştür.

Mülakat sınavlarıyla kamuda adalet ve liyakat ilkeleri derinden sarsılmaya devam etmektedir. Her fırsatta haktan, hukuktan, adaletten bahsedenler, haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik yapmaya, devam etmektedirler. Milli birlik ve beraberlik ruhunu koruyalım diye ortalıkta gezenler, vatandaşlar arasında ayrıştırmaya, ötekileştirmeye devam etmektedirler.

Vatandaşlar arasında torpil ve adam kayırmanın en son örneği de Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte yapılan değişiklikle tüm kadrolar için yapılacak sınavlarda sözlü mülakat şartının getirilmesi olmuştur.

Yapılan düzenleme ile başarı puanı 70'den 60'a indirilmiş, personel alımlarına sözlü sınav getirilmiş ve sınavın başarısının yazılı ve sözlü sınavın aritmetik ortalamasına göre olacağı düzenlenmiştir. 12 Şubat 2017'de Sağlık Bakanlığı'nın yapacağı sınavda bu sınavlardan birtanesidir.

Kamuda sözlü sınavın torpil, adam kayırma ve hak edenin değil de, kendi istediğini kadrolara yerleştirmenin yöntemi olduğu gayet açıktır. Kul hakkı yemenin resmi mevzuatta yer alan yöntemidir. Kamuda sözlü sınav olup ta adaletle karar verildiği, objektif kriterlerin esas alındığı bir tane bile sınavı tarih daha yazmamıştır.

Bize göre, KPSS sınavlarında soru çalıp yandaşlarını vermekle, kamu personelini mülakat ile alım yapmanın hiçbir farkı da yoktur.

En son Sağlık Bakanlığı'nın şube müdürlüğü kadrosu ile ilgili olarak yaptığı sözlü sınav sonucunda yazılı sınavın Türkiye birincisinin sözlü sınavda başarısız sayılarak elendiğini, yazılı sınavda son sıralarda yer alanların mülakat ile sınav kazandırıldıklarını biliyoruz, hatırlıyoruz ve kaygılanıyoruz.

Bu kadrolar için yıllarca bekleyen insanların umutlarını sözlü sınavlarla birkaç kişinin iki dudağı arasında bırakarak onların iradesini de ahbap çavuş ilişkisine, siyasetçiye, referans mektuplarına teslim etmek her şeyden önce devlete ve kamuya olan inancı derinden sarsacak, kamu çalışanları arasında huzur ve çalışma barışı yok olacaktır.

Kamuya personel alımında önemli olan, devletin bekası, milletin huzur ve refahını savunan vatandaşların olmasıdır. Memurluk sınavında başarılı olan vatandaşın güvenlik soruşturması yapılmalı memur olmasında bir sakınca yok ise vatandaşın hakkı mülakat sınavıyla gasp edilmemelidir.

Milletimizin birlik ve bütünlüğüne yapılmış olan 15 Temmuz gibi hain bir darbe girişimi ortadayken, birlik ve bütünlüğe en fazla ihtiyacımız olan bu günlerde adamı olmayan insanlarımızın hakkının mülakat sınavlarıyla gasp edilmesi yeni travmaları beraberinde getirecektir.

Aksi takdirde kamuda bozulmuş olan huzurun daha da bozulacağını, birlik ve beraberlik ruhuna zarar vereceğini bir kez daha ifade etmekte yarar görüyoruz.