Meclisimiz 3 yıl sonra 100 yaşında

Bugün 23 Nisan… Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı… 23 Nisan 1920'de açılan Büyük Millet Meclisi'nin yüzüncü yaşını kutlamasına sadece üç yıl kaldı…

Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı yürüten ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, Cumhuriyet'in özümsenmesinde, Türk insanının onurlu, çağdaş bir yaşam sürmesinde yadsınamaz rol üstlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, 97. yılını kutlamanın gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz bugün…

Atatürk'ün gösterdiği hedeflere ulaşma yolunda kararlılıkla ilerleyen Türkiye'nin bu süreçteki en önemli güvencesi, Cumhuriyet'e gönülden bağlı, ulusal değerleri tüm kaygı, beklenti ve çıkarların üzerinde tutan, Cumhuriyet'in aydınlık yarınlarına yürekten inanan çocuklarımız… Gençlerimiz ve vatandaşlarımızdır. 23 Nisan Çocuk bayramıdır… Temel eğitim ve öğretim, kız ve erkek tüm çocuklar için anayasal bir haktır. Büyük Atatürk'ün sözünü yineleyelim: 'Vatanı korumak çocukları korumakla başlar…'

Şuna ne olursa olsun inanıyorum ve inanmaya devam edeceğim: Tarihi boyunca üstlendiği onurlu görevini başarıyla yerine getiren Türkiye Büyük Millet Meclisi, geçmişte olduğu gibi, bugün ve gelecekte de Cumhuriyet'in en önemli güvencelerinden olmayı sürdürecektir.

Atatürk devrimlerinin özü, milli birliğimizin temeli ve toplumsal barışın en önemli güvencesi olan laiklik, çağdaşlaşma çabalarımızın temelini oluşturmakta, yurttaş olmaktan millet olmaya kadar duygu ve düşüncede, yönetim ve yaşamda çağdaş tutum, bilimsel yöntem ve akılcı yaklaşımı öngören bir dünya görüşünü ve yaşam biçimini göstermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü bir ekonomi ve demokrasi olarak, çağdaş dünyanın saygı duyulan, güvenilir üyelerinden biri durumuna gelmesinden şu 23 Nisan'da yinelemeliyiz ki vazgeçemeyiz… Laik demokratik Cumhuriyetin bu ülkeye en büyük katkısı gerçek zenginliğimiz olan insan kaynağını yaratması olmuştur. Eğitim, insan kaynağının ülkeye ve insanlığa yararlı duruma getirilmesinde olmazsa olmaz koşuldur. Türkiye her renkten yakalı çalışanı ile işvereni ile güçlü ekonomi olmakta kararlıdır… Türkiye, güçlü ekonomisiyle Avrupa Birliği'nin asla vazgeçemeyeceği bir ülkedir. Böyle bir ekonomik yapıya sahip Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne güç katacağı açıktır. Avrupa Birliği'nin geleceğinin ne olacağını bilemiyoruz. Ama yaşayacaksa Türkiye'siz bir AB olamaz.

Atatürk'ün deyişiyle 'Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir.' Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, akılcı, çağdaş, uygar, ileriye dönük, demokratik, toplayıcı, birleştirici, insancıl ve barışçıdır. Her zaman Türk Devleti'ne yurttaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğu vurgulanmıştır. Atatürk milliyetçiliği ırkçı değildir; ulusal sınırlar içinde yaşayan, Ulus ve ülkenin bütünlüğü için kader birliği yapan herkesi Türk Milletinden saymaktadır.

Ulusal egemenliğimizin, laik ve demokratik rejimimizin temel kurumu Türkiye Büyük Millet Meclisi 97 yıldır, ülkemizin gelişmesi ve çağdaşlaşması yolunda büyük reformlar gerçekleştirmiş, tarihimize damgasını vurmuştur. TBMM aldığı kararlarla, Türkiye'nin istikrarlı, her alanda kalkınan, geleceğe güvenle bakan bir ülke durumuna gelebilmesi konusunda inançla çalışmıştır.

Türkiye, TBMM'nin çalışmalarıyla demokratikleşme, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi ve Avrupa'yla bütünleşme yolunda beğeniyle karşılanan adımlar atmıştır.

Bugün dünyamız süper güçlerin dikkatle izlenmesi gereken önemli bir süreçten geçmektedir. Yaşanan değişimleri doğru yorumlayabilen, yeni koşulların gerektirdiği atılımları gerçekleştiren ülkelerin işi biraz daha kolaydır.

23 Nisan kutlu olsun!