Ankara'daki hazırlık çalışmalarını tamamlayan komisyon üyeleri, bugün sabah saatlerinde de Soma'ya ulaştı. Ak Parti Aksaray Milletvekili Ali Rıza Alaboyun başkanlığındaki komisyon üyeleri Yılmaz Tunç, Ali Aydınlıoğlu, Fatoş Gürkan, Namık Havutça, Canan Candemir, Necati Özensoy, Ayşe Türkmenoğlu, Vural Kavuncu, Nesrin Ulema, Erkan Akçay, Muzaffer Yurttaş, Özgür Özel, Sakine Öz, Selçuk Özdağ ve Faysal Sarıyıldız ilk olarak ilçe girişindeki hayatını kaybeden işçiler için oluşturulan maden şehitliğini ziyaret etti. Mezar başlarında dua edip tek tek mezarlardaki isimlere bakan, üzerlerine bırakılan yazıları okuyan milletvekilleri, daha sonra oturarak okunan Kuran'ı dinledi.
GRUPLAR HALİNDE AİLELERİ ZİYARET EDECEKLER
Mezarlık ziyaretinin ardından komisyon üyeleri, Soma Kaymakamlığı'na gitti. Burada milletvekillerini kapıda karşılayan Kaymakam Mehmet Bahattin Atçı, ardından da toplantı salonunda maden faciasıyla ilgili brifing verdi. Milletvekillerinin daha sonra zamanı daha iyi kullanabilmek adına üç gruba ayrıldıkları ve gruplar halinde de üçer aileyi ziyaret edip onlardan bilgi alacakları öğrenildi. İki gün boyunca Soma'da incelemelerde bulunacak olan milletvekilleri, ilk günkü çalışmalarını da hem facianın yaşandığı hem de başka bir maden ocağındaki incelemeleriyle tamamlayacağı açıklandı.
TAŞERONLUK SİSTEMİNİ ÇÖZMEYE ÇALIŞTILAR
Soma'ya gelen Meclis Araştırma Komisyonu üyeleri, üç grup halinde hayatını kaybeden işçilerin evlerini ziyaret etti. Madendeki çalışma koşulları hakkında bilgi de alan komisyon üyeleri, ilk olarak 19 yaşında hayatını kaybeden maden işçisi Rıdvan Kazancı'nın evine gitti. Burada milletvekillerini, oğluyla aynı madende çalışan ancak o gün izinli olduğu için işe gitmeyip ölümden kurtulan Şerafettin Kazancı karşıladı.
Burada milletvekilleri, Şerafettin Kazancı'dan taşeronluk sistemi olup olmadığını ve dayıbaşılık hakkında bilgi almaya çalıştı. Maden firmasından kendisine verilen bordoları da yine taşeronluk sistemini çözebilmek için milletvekilleri yakından inceledi, cep telefonlarıyla görüntülerini çekti. Milletvekilleri ayrıca, kaza öncesinden söndürülen yangın olup olmadığını, gazdan etkilenip etkilenmediklerini, maaş bağlanıp bağlanmadığını ve devlet yardımı alıp almadığı yönünde de sorular yöneltti. Milletvekillerinin oğlunu madene kurban vermesine rağmen yine de madende çalışıp çalışmayacağı yönündeki soruyla ise, baba Şerafettin Kazancı, 'Kredi borcum var. Çalışmak zorundayım. Yine gireceğim oraya, arkadaşlarım da girecek. Ama zor koşullarda çalıştık. Ben giysilerimi bırakın, günde birkaç kez çizmeme dolan teri bile boşaltırdık' dedi.
'GÖSTERMELİK ADALET OLMASIN' DEDİ EŞİNİN BARETİNİ GÖSTERDİ
Milletvekillerinin ikinci adresi ise, aynı madende can veren maden mühendisi 35 yaşındaki Sinan Yılmaz'ı evi oldu. Burada iki yaşındaki kızı Öykü ile karşılayan bilgisayar öğretmeni Berna Yılmaz, milletvekillerine eşinin üzeri çizik ve kir içerisinde olan baretini gösterdi. Madende çalışma koşulları iyi olsa, baretin temizlenmiş haliyle bile bu kadar kirli ve çizik içerisinde olamayacağını dile getiren Berna Yılmaz, 'Eşim, özellikle son bir hafta çok kötüydü. Yemek yiyemedi, kızını sevmek için onu havaya kaldıracak kadar bile gücü yoktu. Ben de üşüttüğünü düşündüm ama onlar meğerse bu kaza öncesinde yavaş yavaş zehirlenmişler. Bu madenler 10 yıl önce de vardı. Yani bu önlemlerin alınması için 301 işçinin hayatını kaybetmesi mi lazımdı ? Bu evlere ateş düşmesi mi lazımdı? Benim iki yaşındaki kızımın babasız mı kalması lazımdı? Ben sorumluların cezalandırılmasını istiyorum. Öyle göstermelik bir adalet olmasın. Ceza alıp sonra affedilmesin. Herkes empati kursun. Sizlerde kurun. Mesela bir daha bu tür bir ihmalden dolayı eşinizi kaybettiğinizi düşünün, Ona bir daha sarılamayacağınızı düşünün. Ben eşimi bir daha kızımla oynarken göremeyeceğim. O da babasını tanıyamayacak. Karar verirken bunları göz önünde bulundurun. Eşim bir insanın giremeyeceği yerlerde kilometrelerce yürümek zorunda kaldı, arkadaşlarıyla bu bareti ondan böyle çizik ve kir içinde. Temizlenerek bana verilmesine rağmen bu böyle. Orada insanlar bağıra bağıra, çırpına çırpına can verdi. Bunların hesapları sorulsun. Çünkü eşim, madendeki tüm güvenlik önlemlerinin göstermelik olduğunu söylüyordu. Müfettişler geldiğinde o bölgelerde gezdirilirmiş sonrasında ise, bunlar olmazmış. Tekrar söylüyorum ve diliyorum. Göstermelik adalet olmasın. Sorumlular cezalandırılsın ki eşim ve arkadaşlarının içi rahat etsin. Bizlerde kendi yaşamlarımıza dönelim. Çünkü eşimin bir ihmal kurbanı olduğunu düşünmek beni hırslandırıyor' dedi.
Geleceğini umutlarını eşinin kefeninin içerisine koyup onunla birlikte toprağa verdiğini de söyleyen Berna Yılmaz, 'Kızım cenaze günü gelen tüm kişilere koşup kapıyı açtı. Babasını bekliyordu. Her kapı çaldığında onun geldiğini düşünerek koştu ama babası gelmedi. Artık da gelemeyecek. Ben babasını kızıma resimlerinden ve görüntülerinden anlatmaya çalışacağım. Kızıma bunu kimsenin yaşatmaya hakkı yoktu. Eşim bir imalin kurbanı oldu' dedi.
Komisyon üyeleri son olarak ise, 36 yaşındaki İlyas Yıldırım'ın evini ziyaret etti. İki çocuk babası olan Yıldırım'ın eşi Zürfe Yıldırımla görüşüp ondan da madendeki eşinin anlattıklarına göre çalışma koşulları hakkında bilgi aldı.

FACİANIN MEYDANA GELDİĞİ OCAKTA İNCELEME
Manisa'nın Soma İlçesi'nde, 301 işçinin hayatını kaybettiği faciayı araştırmak üzere oluşturulan meclis araştırma komisyonu üyeleri, olayın olduğu ocakta, dışarıdan inceleme yaptı. Ocakta, yangının çıkış yeri ve 5 gün boyunca süren kurtarma çalışmaları hakkında ayrıntılı olarak şirket yöneticilerince bilgi verildi.
Soma Kömür İşletmeleri Işıklar Maden Ocağı işletme Müdürü Haluk Evinç de, facianın meydana geldiği maden ocağındaki yangının söndürüldüğünü, ancak durumun yaklaşık iki ay boyunca takip edilmesi gerektiğini dile getirdi. Evinç, 'İki aylık takibin ardından bizim hem duvar ördüğümüz kapılarda, hem de içeriyle bağlantımızı sağlayan borulardan günlük olarak üç kez ölçüm yapıyoruz ve bunları da defterlerimize işliyoruz. Yangının tamamen söndüğünden emin olunduktan sonra ise, madenin tekrar açılması için gerekli olan başvurular yapıyor. İncelemeler olur ve maden tekrar faaliyete geçer. Bu prosüdürler takip edilir' dedi.
ONARIMDA ÇALIŞIYORLAR
Bu arada Haluk Evinç, işçilere gönderilen işe çağrı yazılarıyla ilgili olarak ise, 'Biz maden işi yapıyoruz. Maden ocakları özelikle kömür içerisinde açılan galeriler günlük bakımdan geçmediği takdirde kapanır. Biz de bunun olmaması için gönüllülerin gelip bu tür temizlikleri ve onarımlar yapmaları için çağrıda bulunduk. Gelip çalışanlar var, onlar elbette gelip çalışmayanlardan daha fazla ücret alacaklar. Bizler madenlerin çalışmaya hazır hale tutulmasını istiyoruz. Bu madenler tamamen kapatılmadı' dedi.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. İnsan kaynakları Müdürü Celalettin Gökaşyan ise, işten çıkarma gibi bir durumun olmadığını sadece personel bilgisi edinmek istediklerini dile getirdi. Gökaşan, 'Biz işçilerin gelip çalışmaya devam edip etmeyeceklerini söylemelerini istedik. Çünkü bizler de planlarımızı ona göre yapmak durumundayız. Gelip çalışacak olanlar çalışmaya başlıyorlar ama kömür çıkarmıyorlar onarımda çalışıyorlar. Bunun için ücretlerini alacaklar. Ama çalışmak istemeyenlere de kanunlar neyi emrediyorsa o yapılacak. Yani ya ücretsiz izne çıkartılacaklar ya da maaşlarını biz vereceğiz ya da devlet karşılayacak. Ama bunlar henüz belli değil. Kanunlara göre bunun değerlendirilmesi önümüzdeki günlerde yapılacak açıklanacak. İşten çıkarma söz konusu değil' dedi. Bu arada ismini açıklamak istemeyen bir şirket yöneticisi ise, kimseyi işten çıkartamayacaklarını, zaten Işıklar Maden Ocağı'nda var olan Bin 500 civarındaki iş sayısının 600'e düştüğünü, Ata bacasındaki işçi sayısının ise, 1200 civarından 340'a düştüğünü, çalışacak işçi bulamadıklarını dile getirdi.
Bu arada facianın olduğu ocaktaki incelemelerini tamamlayan milletvekilleri, daha sonra başka bir firmaya ait olan İmbat Kömür Ocağı'na girip madenin nasıl işletildiğine yönelik inceleme yapacakları açıklandı. (dha)





