Tarım

Manisa’da don felaketi: “7 bin ağacım var, dallarında 1 tane kayısı kalmadı”

Manisa’da yaşanan zirai don olayı tarımsal ürünlerde zarar neden oldu. Yeni yeni filiz vermeye başlayan üzüm bağlarında yüzde 70’lik bir kayıp yaşandığını aktaran Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, “Bakanlığın bu konuda sahada olup net kararlar alması gerekiyor. Çiftçiliği bırakacak çok fazla çiftçi var. İflasın eşiğindeyiz. Benim 7 bin kayısı ağacım var. Dallarında 1 tane yiyecek kayısı yok. Oğlum üniversitede son sınıfta okuyor, oğluma çiftçilik yaptırmayacağım” dedi.

Loading...

Abone Ol

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ - Manisa'da filiz vermeye başlayan üzüm bağları ve tarım alanlarında etkili olan zirai don nedeniyle zarar oluştu.

Başta Saruhanlı, Turgutlu, Salihli, Alaşehir olmak üzere pek çok ilçede tarım ürünleri zarar gören çiftçiler zor durumda…

21-22 Mart tarihlerinde yaşanan zirai don olayında bağların yüzde 35’i zarar görürken bu oran dün gece itibarıyla yüzde 70’i buldu.

Üretici, yüksek girdi maliyetleri ve borçlarla uğraşırken bir doğa olayı ile yeniden üretimi bırakmanın eşiğine geldi.

“ERİK VE KAYISI TAMAMEN BİTTİ, BAĞLARIN YÜZDE 70’İ ZARAR GÖRDÜ”
Egedesonsöz’e konuşan Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, zirai don olayının ardından üretimde yaşanan zararı ve üreticinin son durumunu aktardı.

Yalvaç, 3 hafta önce yaşanan don olayından sonra zararın katlanarak arttığını belirtti. Erik ve kayısının tamamen bittiğini aktaran Yalvaç şu açıklamayı yaptı:

“Ben de çiftçiyim. Bağlarda, erikte, kayısıda ciddi zararlar var. 21-22 Mart’ta bir don olayı yaşadık. O dönemde bağlarımızın yüzde 35-40’ı zarar görmüştü. Erik ve kayısı tamamen bitmişti. Gece 4 sularında hava sıcaklığı eksi 4’ü gördü. Böyle olunca bağların diğer kısımları da mahvoldu. Bu seferki don olayı daha kapsamlıydı. Saruhanlı, Muradiye, Alaşehir, Salihli çok kötü durumda. Bu sefer don olayı daha yoğun bir şekilde yaşandı. Bu sefer bağların yüzde 70’i zarar gördü. Biz zaten girdi maliyetleriyle, mazotla, gübreyle, borçlarımızla uğraşıyoruz. Bu işi sürdürmeye çalışıyoruz ama bu doğa olayı bizi mahvetti.”

“REKOLTE YARI YARIYA DÜŞER”
Rekolte tahmininde bulunan Yalvaç, yarı yarıya bir düşüşün olabileceğini söylerken sultani üzümün geçen sene 340 bin ton civarında olduğunu bu sene ise 170 bine düşebileceğini dile getirdi.

“TARIM BAKANLIĞI SAHADA OLMALI”

Yalvaç, bakanlığın sahada olması gerektiğinin altını çizerek çiftçinin yaşadığı problemleri anlattı:

“Tarım Bakanlığı’nın sahada olması gerekiyor. Biz ziraat odası olarak dün sabah 8’den beri köy köy dolaşıyoruz. Sahada olarak çiftçinin zorluğunu, insan kayısı, erik ve üzüm bağlarını görmek gerekiyor. TARSİM yaptırın diyorlar, çiftçiye pahalı geliyor. Çiftçinin yarısından fazlası yaptıramıyor, ağır yük olarak geliyor.

“İFLASIN EŞİĞİNDEYİZ”

Birçok çiftçimiz Ziraat Bankası’na borçlu. Mutlaka en az 2 yıl borçların ertelenmesi gerekiyor. Üretebilmemiz için  tarımsal desteğin artması gerekiyor. Mazot gübresinin daha fazla verilmesi gerekiyor. Tarım Kredi Kooperatiflerinde, ilaç ve yem aldığımız faturaların ötelenmesi gerekiyor. Bakanlığın bu konuda sahada olup net kararlar alması gerekiyor. Böyle olmazsa çiftçiliği bırakacak çok fazla çiftçi var. İflasın eşiğindeyiz.”

“7 BİN AĞACIM VAR DALLARINDA 1 TANE KAYISI YOK”
Yalvaç, üretimin son demlerini yaşadığını ifade ederek gelecek nesillerin çiftçiliği sürdürmeyeceğini söyledi. Tarım ürünlerinin ithal edilmesinden yakınan Yalvaç,  “Kayısıyı 25-30 TL civarında sattım. Geçen sene 7-10 TL idi. Bütün maliyetlerim yüzde 100 arttı kayısı düştü. Benim 7 bin kayısı ağacım var. Dallarında 1 tane yiyecek kayısı yok. Oğlum üniversitede son sınıfta okuyor, oğluma çiftçilik yaptırmayacağım. Köyde genç yok diyorlar, köyde genç ne yapsın? Bizim zamanımızda 40 dönüm arazisi olan bir ailenin oğlu kraldı. Çiftçiyiz, para kazanıyoruz derdik. 100 dönüm kayısı var, zeytin var diyorsunuz ama adamın oğlu asgari ücretle bir yerde çalışıyor, iş arıyor. Kazanmak gerekiyor çünkü bu ülkenin yarıdan fazlası çiftçi. Adam öğretmen annesi babası köyde çiftçi. Biri kaymakam annesi babası çiftçi. İlla ki ufak tefek arazimiz var. Bunu görmezden gelmemek lazım. Birçok ürünü ithal ediyoruz. Ukrayna’da savaş var oradan  tahıl alıyoruz. Nereden nereye geldik. Bir Oda Başkanı olarak sabah 8’den beri 40 kişiyle konuşmuşumdur. Hepsinin derdi ‘ne yapacağız, bu iş nasıl gidecek’… Adam traktöre biniyor, düzene isyan ediyor, traktör ceza yiyor. Biz de hadi çıkalım, Tarım bakanımız, cumhurbaşkanımız bizi dinleyin desek traktör ceza yiyecek, zaten gücümüz yok” diye konuştu.