Manchester imamı

Dün Manchester'da bir bomba patladı, patlatan çocukla birlikte 22 kişi öldü, 60 kişi yaralandı. Çoğu konsere gitmiş çocuk. Ölenlerden birisi sekiz yaşında… Bombayı yapan ve patlatan 22 yaşında Libyalı bir Müslüman. BBC, ana haber bültenine hemen Manchester imamını çıkardı. İmam 'Müslümanlık sevgi, hoşgörü dinidir, terör Müslümanlıkta yoktur, komşunu sev gibi konseptlerle doludur, terör ve Müslümanlığı bir arada kabul etmiyoruz' dedi. Manchester Belediye Başkanı çıktı BBC ana habere, 'Biz zaten İRA teröründen alışığız teröre' diyerek, İRA terörünü anımsatarak konuyu terör=Müslümanlık konseptinden hemen uzaklaştırdı.

Polis 24 saat geçmeden zanlıyı/zanlıları buldu, patlama ve panik anında taksiler insanları ücretsiz taşıdı, oteller ücretsiz yatılı misafir etti, özel araçlar konserden kaçanları araçlarına alıp evlerine bıraktı, kısaca kent iyi kalplilik ve profesyonellik örneğiyle seferber oldu.

İntikam ve bölücü, ayrıştırıcı mesajlar yerine, tüm yetkililer 'kardeşlik, barış, birlikteliğimizi bozamazlar' mesajları yağdı. Vali 'Bize kimse acımasın, acınmak istemiyoruz' dedi… Biz Türkiye'de toplum olarak birbirimizi yerken, parçalara bölünmüş, ötekileştirilmişken Britanya veya Birleşik Krallıktan öğreneceğimiz çok şey var. Katolik, Metodist ve Protestan Hristiyanı, Müslümanı, İrlandalısı, İskoçu, Gallisi, Hintlisi, Pakistanlısı ile bir araya gelmiş, birliktelikleri, toleransı, kimseyi etiketlememeyi, iyi kalplilik ve yardımseverliği yayan kültürlerine bakmamız ve örnek almamız gerek…

Bugün, yaşadığım kent Oxford'da, GAP mağazasının önünden geçerken vitrin dikkatimi çekti, hatta fotoğrafını çektim. Hristiyan Birleşik Krallık'ta vitrinlerde toplumlarının birer vatandaşı olarak başı bağlı manken fotoğrafları…

Fransada okullarda başörtüsüne izin verilmezken burada veriliyor. Çoğu Pakistanlı olan başı bağlı kızlar okula devam edebiliyorlar. Başörtüsü yasak olsa bu aileler kızlarını belki okula yollamayacaklar. Ayrıştırmıyor bu ülke. Müslümanı, Pakistanlıyı itmiyor, ötekileştirmiyor, sınır dışı etmiyor. Birleştiriyor, kucaklıyor, 'kültürel zenginliğimiz' diyor ve bununla gurur duyuyor...Neden biz de yapamayalım?