Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk'ü bu köşede saygıyla anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha…
Merak edilen ancak…
Detaylarına az değinilen bir konuyu sizlerle paylaşalım...
Ve, o günleri…
Son derece değerli özgün notları ile bugünlere taşıyan…
'Anılarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk' eserinin yazarı...
Sabihe Gökçe'nin manevi oğlu...
Tarihçi, yazar ve mimar Eriş Ülger'i saygıyla analım...
***
Gazi Mustafa Kemal Atatürk...
O gün çok heyecanlıydı...
İsmet Paşa'yı...
Eskişehir istasyonunda sevgiyle kucakladı, bağrına bastı...
Olan biten ne varsa...
Hepsini İsmet Paşa'nın ağzından dinlemek için...
Ne denli sabırsızlandığı her halinden belli oluyordu...
İsmet Paşa'yı Lozan Konferansı'ndan beri takip eden...
Yerli ve yabancı basın ordusu da o sırada Eskişehir'deydi...
***
Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet Paşa...
Yanındakilerle birlikte Eskişehir İstasyonu'ndan ayrılırken...
Bir Fransız bayan gazeteci...
Aradığı fırsatı yakaladı ve...
İki silah arkadaşına yaklaşarak...
Kimseciklerin aklına gelmeyen o soruyu...
Atatürk'ün gözlerinin içine bakarak sordu:
'Paşam, Lozan'da çok hararetli ve bi'o kadar da hırçın görüşmeler oldu... İsmet Paşa çok güzel Fransızca bilmesine rağmen ağır işitiyor... Konuşmaları duyamadığı için konferansta neler tartışılıyor anlayamıyor... Bütün bunlar Lozan'da kulaktan kulağa dolaşıyor...
Bu arada konferansın ikinci kez açılacağı duyumları var...
Şayet konferans bi'kez daha açılırsa, İsmet Paşa'nın yerine…
Daha iyi duyan ve dinleyen birini gönderseniz daha çabuk netice alamaz mısınız?'
***
Günlerdir bir çocuk sabırsızlığı ile İsmet Paşa'yı bekleyen Atatürk...
O alev alev yanan gözlerini bayan gazeteciye çevirerek...
Kalbinden geçenleri herkesin duyacağı ses konuyla dillendirdi:
'Hanımefendi, 600 sene siz söylediniz biz dinledik...
Artık bundan sonra biz söyleyeceğiz siz dinleyeceksiniz...
Ayrıca, İsmet Paşa'nın duyacakları değil söyleyecekleri önemlidir... Konferans açıldığı zaman Lozan'a baş delege olarak tekrar İsmet Paşa gidecektir...'
***
Ve, dediğini yaptı Atatürk...
Konferans ikinci defa açıldığında...
Türkiye'yi temsilen İsmet Paşa yine 'baş delege' olarak...
Bi'kez daha Lozan'daydı ama...
İngilizler ve Fransızlar kendi delegelerini değiştirmişlerdi...
İngilizler Lord Curzon'un yerine...
İngiltere'nin Türkiye eski Büyükelçisi Sir Horas Rumbold'u...
Fransızlar ise Bombard'ın yerine General Pelle'yi göndermişti...
***
Neden böyle oldu?
İşte size 100 yıl öncesinden…
Bugünlere ibretlik bir 'İsmet İnönü ve Lazon' anısı…
Takvimler; 15 Ekim 1973'ü gösteriyor…
İsmet İnönü…
TRT'deki programda Lozan görüşmelerini anlatıyor…
Dikkat!
Bu tarihe geçmiş eşi / benzeri olmayan bir anıdır:
'Lozan da İngiliz delegesi Lord Curzon ve Amerikan delegesi oturuyorduk... O konuşmamızı hiç bir zaman aklımdan çıkarmadım… İngiliz delegesi Lord Curzon, (Lozan Muahedesi'nden memnun ayrılmıyoruz, hiç bir dediğimizi yaptıramadık… Harap bir memleket alıyorsunuz... Bunu imar etmeyecek misiniz? Neyle, nasıl yapacaksınız? Para bir bunda var (Amerikan delegesini işaret etti), bir bende var… Geleceksiniz para isteyeceksiniz, diz çökeceksiniz, reddettiklerinizin hepsini cebimden çıkarıp size göstereceğim) dedi... Bunu hiçbir zaman unutmam…'
***
Bitiriyoruz...
Müttefikler İsmet Paşa'nın dediklerini duymuş ve dinlemişler...
Ve, 24 Temmuz 1924 günü...
Türkiye'nin bağımsızlığının belgesi olan...
'Lozan Antlaşması'nı imzalamışlardı...
Lozan Barış Antlaşması...
24 Temmuz 1923'te İsviçre'nin Lozan kentinde...
Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle...
Birleşik Krallık (İngiltere), Fransa, İtalya, Japonya'nın yanı sıra...
Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve...
Yugoslavya temsilcileri tarafından...
Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalandı...
Antlaşma ile...
Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı ve Milli Yemin (Misakımilli)...
Dünya devletleri tarafından resmen tanındı ve kabul edildi...
Bu, güneş gibi doğan Yeni Türkiye'nin zaferiydi…
Nokta...
Hamiş: 'Lozan'da daha fazla ısrar edemezdik. Zaferimizin tehlikeye girmesi ihtimali vardı… / Celal Bayar – Üçüncü Cumhurbaşkanı…'
Sonsöz: 'Ordumuz bildiğiniz gibi kuvvetli ve azimlidir... Hatta sabırsızdır... Zatıalinizden kahramanca bir hareket ve onun kuvetle muhtemel olan neticesini beklerim... / Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Lozan'daki İnönü'ye son telgrafı / 04 Temmuz 1923...'