Lokantaların hali çok acıklı!

Bu güzel memleketin yeme-içme geleneğinde…

'Esnaf Lokantaları' vazgeçilmezdir…

10 adet masası bile olsa…

Lezzetli tencere yemekleriyle sayesinde…

Adeta…

Fabrika yemekhaneleri misali 'doldur/boşalt' çalışırlar…

Mönü çeşidi azdır ama hem duyurucu hem ucuzdur!

Kuru fasulye, pilav ve cacık üçlüsünü…

Evde bile o kadar lezzetli yiyemezsiniz…

Ama…

Artık 'o günleri' çok özlüyorlar…

Çünkü kadim müşterileri adeta buharlaştı!

Çoğu ya öğle yemeğini pas geçiyor ya da evden getiriyor…

Sebep…

Korona Belası…

Korku dağları bekliyor:

'Ya bana da bulaşırsa?'

***

Müşteri azalınca…

Esnaf lokantalarında artık eskisi gibi…

Bol-bulamaç yemek pişmiyor…

Tencerede kalan lezzetin bir bölümü ne yazık ki; çöpe gidiyor…

Esnaf lokantasında karnını doyurmak isteyenler…

Kimi zaman, haklı olarak…

'Çorba acaba dünden kalma mı?' endişesine kapılıyor…

Korona Belası'nın yanı sıra bi'de bu var!

Nasıl ikna edeceksin, 'Hayır, bu taze!' diye müşteriyi?

O müşteri seninle birlikte mutfağa girmiyor ki…

***

Esnaf lokantalarında…

Müşteri tencere yemeklerini servise hazır bi'arada görüyor ama…

Piştiği yeri görmüyor!

Vatandaş, mutfağı da görmek istiyor…

***

İzmirli Aykut Yenice

Türkiye'deki lokantacıların ve dahi pastacıların koca başkanı…

Diyor ki:

'Esnaf yok olursa bu ülkenin temel direği sallanır!'

Sonra ekliyor:

'Bizim baştan beri kaygımız güven kaybı…'

Neden?

Vatandaş, Pandemi'den korkuyor…

Esnafı düşünecek hali yok ama nereye kadar?

Kahreden sıkıntı şu:

Resmi rakamlara göre…

Sadece, Temmuz – Ağustos aylarında…

Yani 60 gün içinde…

İzmir'de 400'e yakın irili-ufaklı lokanta kapandı…

Bunlar, 'Biz kapatıyoruz' diye Maliye'ye bildirim yapanlar…

Bi'de…

Ceketini alıp, kepengi indirip…

'Ha'di eyvallah…' diyerek, gidenler var…

Onların sayıları 100 kadar ve…

Genellikle Maliye'ye borcu olanlar…

***

Günlük gelirleri yarı yarıya düşen lokantalar çok sıkıntılı…

5 bin liradan 40 bin liraya kadar kira ödeyen var aralarında…

Lokantacı esnafı, virüse karşı tedbirini alırken…

Doğal olarak…

Mesleğini yaparken, kendi canını ve çalışanların hayatını düşünüyor…

Bir esnaf lokantası sahibinin duyguları şöyle:

'Nereden bulaştığı belli olmayan mikropla uğraşıyoruz… Önce biz tedbir almazsak nasıl esnaflık yapabiliriz?'

***

Aykut Yenice'ye göre…

Çarşı içindeki lokantaların en büyük derdi…

Çalışanların sefertası ile evden yemek getirmesi…

Ama…

Yine Lokantacılar'ın Büyük Başkanı'na kulak verirseniz…

Bugüne kadar…

Yeme - içme sektöründe…

Mönülerden…

Koronavirüs'ün bulaştığı konusunda bilimsel tek kayıt yok…

Bu iddia Aykut Yenice'ye ait…

Üstelik iddiasının arkasında…

Ve diyor ki:

'Ölmesin, yok olmasın esnaf lokantası geleneği… Yarın, bu salgın bitecek… Biz yine birbirimizin yarasını saracak, birbirimizin karnını doyuracağız…'

Nokta…

Sonsöz: 'Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır… Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa, gül'e dokunmanıza çok az kalmış demektir… / Hz. Mevlana…'