Metehan UD / EGEDESONSÖZ – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Latmos sınırlarında kalan bir bölgedeki taş ocağı ile ilgili kararını açıkladı.
Çınarlar Madencilik Şirketi’nin Muğla’nın Milas sınırlarında kalan ormanlık alanda açmayı planladığı patlatmalı ocak projesi bakanlıktan döndü.
ÇED sürecinin sonlandırılmasına gerekçe olarak ise Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün vermiş olduğu olumsuz görüş oldu. Yazıda bölgedeki zeytinliklere dikkat çekildi. Proje ÇED yönetmeliğine aykırı bulundu.
Yazıda “"…3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında ve değişik 4086 sayılı Yasanın 20. Ve yönetmeliğin 23. Maddeleri uyarınca "zeytinlik sahalar içinde ve bu sahalara en az 3 km mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinlerin vegetatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan toz, duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez" denilmektedir, bu nedenle yapılacak olan faaliyet, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında kanun kapsamında değerlendirilmiş olup, feldspat ocağı faaliyeti, ÇED kapsamında kurumumuzca sakınca oluşturmaktadır." ifadeleri yer aldı.
Projeye onay verilmiş olsa 14 hektarlık alanda yıllık 90 bin kapasiteli feldspat maden ocağı açılacaktı.
LATMOS: FIRTINA TANRISININ EVİ
Aydın ve Muğla sınırları içerisinde yükselen, antik çağdaki adı Latmos olan Beşparmak Dağları’nın taş ocağı her geçen gün daha da büyüyor. Latmos’un yanı başında yer alan ve kapladıkları alan gittikçe artan ocaklar bölgenin tarihine, kültürüne, jeolojik yapısına ve canlı yaşamına geri dönülmez zararlar veriyor.
Latmos’un geçmişine dair kültür izleri, Neolitik Dönem’e kadar uzanıyor. Latmos, Anadolu’nun kutsal kabul edilen dağlardan biri. Bu dağ sisteminin en tepe noktası olan Tekerlek Dağ, 'Fırtına Tanrısının evi' olarak kabul ediliyor. Fırtına Tanrısı, Hititler döneminde Tarhunt, Antik Çağ’da ise Zeus olarak karşımıza çıkıyor. Antik Yunan mitolojisinde bu dağların, Ay Tanrıçası Selene’nin sevgilisi genç çoban ve avcı Endymyon’u gizlediği mağarayı barındırdığına inanılıyor. Hristiyanlık döneminde Latmos bölgesi korunaklı ve huzurlu bir bölge olması nedeniyle manastırlar için bir tercih edilmiş. Latmos’da bilinen en erken buluntular, 7-8 bin yıl öncesine ait kaya resimleri. 1994'te Anneliese Peschlow-Bindokat tarafından keşfedildiğinden bu yana 170’den fazla farklı kaya resmi belgelendi. Bu sayının gelecekte yeni araştırmalar sonucu daha da artması bekleniyor. Latmos kaya resimleri Anadolu’daki en önemli tarih öncesi keşiflerinden biri kabul ediliyor.