Kurt dumanlı havayı sever

Ne demiş atalarımız "büyük lokma ye büyük konuşma" ben bu haltı Gaziantep Büyükşehir maçından önce işledim...
Başkan Hüseyin Çalışkan'ın akıl almaz açıklamaları...
Erdoğan Arıca'nın inanılması çok güç iddialı sözleri...
Takımın yıllar sonra ilk kez omurgasının bozulmaması...
Transfer edilen futbolcuların kalitesi...
Maçın Alsancak'ta oynanması...
Sağdan baktım, soldan baktım, bu şartlada Karşıyaka Gaziantep'i yenemeyecekte kimi yenecek diye "horoz"gibi erken öttüm...
Ötmez olaydım...
KSK'nin en önemli transferlerinin başında gelen Tiago'nun, Osman'ın, Erhan'ın lisansının çıkarılamamasını...
Kadro sıkıntısı nedeniyle sağ kulvarın fırtınası Erçağ'ın, Okan'la çift santrafor oynatılmasını...
Sol açığın ligimizdeki en önemli silahlarından birisi Mustafa Sevi'nin sol beke mahkum edilmesini...
Hayatında kanatlarda oynamamış Taha ve Aykut'tan sol ve sağ kanat oyuncusu yaratılmasını...
KSK adına tek kanat atağının maçın uzatma dakikalarında yapılmasını...
En güvendiğim, kefil olduğum futbolculardan Fuat'ın, Aykut'un hantallığını...
He-sap-la-ya-ma-dımmm...
Tamam hata yaptığımı, halt ettiğimi biliyorum ama bana kıs kıs gülmeden önce bir düşünün siz olsanız bu kadar olumsuzluğu hesaplayabilirmiydiniz?...
Neyse, bereket versin KSK zorlanarak da olsa bir puanı aldı...
Pazar günü rakip süper lige göz dikmiş Çaykur Rizespor, Karşıyaka hafta içinde Ronieli hariç bütün futbolcuların lisansını çıkardı...
Ayrıca, yıllardır özlediği, beklediği, hayalini kurduğu "on" numara'sını da buldu "Bilal Kısa'ya" imza attırdı...
Eğer ben Bilal'i birazcık tanıyorsam KSK'nin muhteşem taraftarını oynadığı futbolla, serbest vuruşları ile, yapacağı ince ortaları ile mest eder ve bu takımın şampiyonluğunda en büyük pay sahibi olur...
Daha bu takıma gözünü budaktan sakınmayan Baki Mercimek, taraftarın sevgilisi Kıvanç, futbol ustası Tiago, lisansı çıktıktan sonra Ronieli, Osman, Erhan girecek o zamanda Erdoğan Arıca maceradan vazgeçip mücadele gücü yüksek, dirençli bir takım çıkarma şansına sahip olacak...
KSK'de herşey tam rayına oturmaya başlamışken, Başkan Hüseyin Çalışkan'ın verdiği bir röportaj ve basına gönderdiği bülten bomba tesiri yaptı...
Hele hele İzmir basının en önemli kalemlerinden özü sözü bir, adam gibi adam, yazdığı her satırını namus belleyen Yılmaz Coşkun Ağabeyim Hürriyetteki köşesinde Başkan Çalışkan'a yönelik eleştiri dozu yüksek, soluksuz okunan bir yazı kaleme almış...
Sayın Çalışkan'a, buradan küçük bir mesaj...
Başkan gözünü seveyim Yılmaz Ağabeyin yazdıklarını , ciddiye al, röportajını, basına gönderdiğin yazıyı
basında kulüple ilgili çıkan olumsuz haberleri bir kerecik sakin kafayla önyargısız oku, onun tepkisini hak vereceksin...
Çünkü, Yılmaz Ağabey yazdımı tam yazar, yaşamında kimseyle en küçük bir çıkar ilişkisine girmez, bazıları gibi menfaat peşinde koşmaz...
Evet sevgili başkan, dost acı söyler... Seni en iyi tanıyan insanların başındayım, yüzyılımızı kutlamaya sayılı günler kaldı, herkesin desteğine gerçekten ihtiyacımız var... Ayrıca, senin hırsından, iyi niyetinden zerre kadar şüphem yok... Ama "kurt dumanlı havayı sever" derler, dikkatli ol sana yaranmak isteyen bazı yalakalar tarafından yanlış yönlendirilebilirsin, sakın inanma onlara, onların derdi kulüp mulüp değil cukka'dır, cukka...
Gelelim Rizespor maçına, liğ hafiften hafiften şekillenmeye başladı, puanlar artık "arslanın midesinde" hedefini direk süper lig olarak belirleyen Karşıyaka bu deplasmandan mutlaka puan alarak dönmeli, ama Gaziantep maçındaki gibi mücadele edilirse, puan mucizelere kalır, hatırlatması benden...