Kapitalist sistemin metropollerinde işler böyle yürüyor. Sistemin periferisinde, kullanma süresi dolan kenara alınıyor, bir şekilde işi bitiriliyor. Ortadoğu’da, Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’da örnekleri çok.
Nedeni çok açık; kapitalist sistem suç üretiyor, sistemin suça ihtiyacı var. Ve bu ihtiyaç legalitenin sınırlarında değil, yeraltında kendine alan buluyor.
Böyle olmak zorunda, çünkü suçun aleniyeti muktedirin sözüm ona savunduğu yüce değerleri tüketiyor. Oysa sistemde hem suça hem masumiyete ihtiyaç var.
Sistemi ayakta tutan ikiyüzlü ahlak, kusurlu insanın değersizliğiyle mütecanistir.
Esad gitti. Yemediği halt kalmadı, son kullanma tarihi doldu ve gitti. Şimdi yenisi geliyor…Açılan temiz sayfada uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı, insan ticareti, her türlü yolsuzluk ve bilumum karanlık işler kaldığı yerden devam edecek.
Biz yurttaş olmakla yükümlü sıradan insanlar ise, ekranlara kilitlenerek harita başında zırvalayanlarla birlikte saçmalama hakkımızı kullanacağız.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında ellerini yıkayan Batı, ellerini kirletmeden suç işlemeyi öğrendi. Kirli elleri kapalı kapılar ardında yöneterek temiz kalan büyük efendiler, sistemin periferisinde yer alan ülkelere bırakıyor kirli işleri.
Ortadoğu’da Afganistan’dan Suriye’ye kopan kıymet, uluslararası sistemin efendilerinin ellerini temiz tutma gayretidir. İnşa ettikleri suç dünyasını yönetiyorlar. Olan biten bu…
Hayatlarımıza zar atan efendiler, din ve etnisite gruplarını ülkenin sınır boylarına yığdılar. Ortadoğu’da süren kimlik siyasetiyle Türkiye de teslim alınacak. Bu durumda, Erdoğan’ın görev süresinin dolduğu da düşünülebilir…
Efendilere sorarsanız, nasıl doyuracağını bilemediği karnı, nasıl ödeyeceğini bilemediği kirası değil de “giden kukla, yerine konan kukla olmalı”, halkın derdi.
Periferide, son kullanma tarihi dolan gidiyor. Hepsi bu! Merak etmeğe değmez.
Bana sorarsanız, yurttaşın asıl merak konusu, dünya nimetlerinden payına düşeni neden alamadığı, olmalı.
Muktedirler çok acımasız.