Yumuşama parolası ile başlayan sertleşme, önce kayyumlar üzerinden ivme kazandı, şimdi de CHP’li Ankara ve İstanbul belediyelerinin Cumhuriyet konser harcamaları üzerinden devam ediyor.
İktidarın asıl amacının yolsuzluk, usulsüz harcamalar olduğuna inanmak için oldukça saf olmak gerekir. 22 yıllık AKP iktidarında yolsuzluk, adam kayırma ve usulsüz harcamalar, Cumhuriyet tarihinin hiçbir dönemiyle kıyas kabul etmeyecek düzeyde.
AKP’li Bakan, bürokrat ve Belediye Başkanlarının basına yansıyan makam harcamaları, İlahiyat Profesörü Mustafa Öztürk hocanın deyimiyle, tam bir görgüsüz açlık gösterisi. AKP’li belediye başkanlarının makam odaları teşrifi, konser harcamalarından düşük değil. Aynen AKP’li rektörlerinki gibi.
Yani iktidarın usulsüz harcama konusunda duyarlı olması, hiç de inandırıcı olmaz. “Dön aynaya bak!” denir adama. Ama burada amaç, Erdoğan’a rakip olarak seçmenden teveccüh gören Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı yıpratmak ve itibarsızlaştırmak.
Bu konser harcamalarının eleştiriyi hak ettiğini defalarca ve yıllarca yazdım. Bu doğru değil. Hiçbir bahanesi yok. Yerel hizmetlerle görevli kamu kurumu olan belediyeler, kamusal hizmetler üretmek zorundadır.
Efendim kültür sanat faaliyeti de belediyelerin görevi değil mi? Görevi ama belediyelerin kültür sanat faaliyeti amatör sanatçıları ve bu konudaki faaliyetleri, eğitimi desteklemek ve teşvik etmektir. Yoksa profesyonel sanatçı ve ajanslara bütçeden yüklü paralar aktarmak değildir.
Hiçbir medeni ülkede örneğinin olduğunu sanmıyorum. Yani bir Avrupa belediye meclisinden konser için bir sanatçı ve ajansa para aktarılma kararını onaylattırmazsınız. Hiçbir belediye başkanı buna yeltenemez.
Ama bizde o kadar yaygınlaştı ki, olağan hale geldi ve sıradan vatandaşın gözünde profesyonel konserler adeta gerekli gibi görülmektedir. Bir de işin içine kutuplaşmayı koyduğunuzda Cumhuriyet, Kurtuluş, 19 Mayıs gibi günlerde bu türden büyük konserler yapmazsanız belki de eleştirilirsiniz bile.
Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu, muhalif bir belediye meclis üyesinin, “Arkadaşlarınıza ait bir ajansa şu kadar milyon para aktardınız” eleştirisine verdiği yanıt, böyle bir siyasi iklime uygundu. “Ne için vermişiz o parayı, sizin yapmadığınız 19 Mayıs kutlamaları için.”
Kutlama yapmak, müzik ve eğlence faaliyetleri düzenlemek belediyelerin görevidir. Sadece o da değil, spor da bunlara dahildir. Ama bu etkinliklerin profesyonel değil amatör etkinlikler olması gerekir.
Bu konuda, bir süredir ölçünün kaçtığı açık. Yüzlerce konser olmaz. Bunlar için yüz milyonlarca lira para harcanmaz. Ankara Büyükşehir Belediyesinden Cumhuriyet Konseri için Ebru Gündeş’e 4,5 milyon TL ama buna karşılık ajansa verilen para 40 milyon TL’yi aşmış.
Mansur Yavaş açıkladığı için bu detayı biliyoruz. Yoksa çoğu belediye açıklamıyor bile. Biz de dönen rakamları bilmiyoruz. Sanatçıya şu kadar verdik diyenler oluyor bazen sıkışınca ama toplamda belediye bütçesinde ne kadar çıktı bunu açıklamaktan imtina ediyorlar.
Bu iktidar Bakanlıkları ve belediyeleri ile çok kötü bir yönetim sergiliyor yıllardır. Onun için değişmesi ülke için, yurttaşlar için şart. Ancak bu kayırmacı ve kamu yararına aykırı yönetim anlayışını o kadar yerleştirdiler ki, muhalefet temsilcileri de şu veya bu düzeyde bu çarkın içinde maalesef. Birçok profesyonel ajans, çeşitli il ve ilçelerdeki konserler, anketler vs gibi işleri Ankara’daki parti merkezindeki iş takipçileri ile kotarıyor. Al gülüm ver gülüm misali.
Onlar daha çok yapıyor diye savunma olmaz. Melih Gökçek’in Dinazor yolsuzluğu ve kent suçu gibi, yargılanmayı gerektiren birçok örneğin ortada olması, konserlere dev bütçeler aktaran belediyelerin savunma aracı olamaz.
Bu kötü iktidara alternatif onun siyaset ve ahlak anlayışından arınmış bir özellik taşımalı. Ayrıca Erdoğan’ı eleştirip, “ben varım” diyenlerin de bu konuda daha titiz olmaları gerekir.
Bu kutuplaşmış ve fanatikleşmiş seçmen ortamında belki bu hamleler mevcut belediye başkanlarına yıpratıcı etki yapmayabilir ama bu ülkenin geleceği açısından da temiz ve şeffaf bir siyaset döneminin başlayacağı konusundaki umutları zayıflatır…