Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin SGK’ya olan borcundan dolayı İller Bankası’ndan yatan 1,6 milyar TL’lik ödeneği kesilmişti. Kesintiden dolayı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden İZELMAN ve İZENERJİ’de maaşlar geç yatmış ve sendika buna tepki olarak iş bırakmıştı.
Yaşanan maaş krizi ilçelere de sıçrıyor. Konak Belediyesi’nin Aralık ayı maaşı ile ilgili Genel İş İzmir 5 Nolu Şube’ye tarih vermemesi ve maaşların sadece 15 bin TL'lik kısmının yatmasından dolayı eylem kararı alındı. Şube yönetimi ve işyeri temsilcileri Konak Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada hükümetin SGK borçları ile ilgili politikası eleştirilirken Konak Belediyesi yönetimine de ödemelerde işçilere öncelik verilmesi çağrısında bulunuldu. 20 Ocak tarihine kadar ödeme yapılmazsa sendika iş bırakma kararını masaya yatıracak.
BAŞKAN MUTLU'YA YANIT: KARŞIDA AKP İLÇE BAŞKANLIĞI VAR
Geçtiğimiz günlerde Konak Belediye Meclisi’nde eylem yapan Genel İş 5 No’lu Şubesi iş yeri temsilcilerine karşı Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, “Arkadaşlar onu açmayın. Eyleminizi kapının önünde yapın. Dışarı alalım sizi. Bu eyleminiz Konak Belediyesi ile ilgili değil. Biz ödemeleri yapıyoruz. Silkeyenlerden hesap sormak için sizi silkeleyenlerin parti binası önüne davet edelim” demişti. Genel İş 5 No’lu Şube Başkanı Savaş Aras, Başkan Mutlu’nun bu sözlerine karşılık olarak, “Karşıda AKP İlçe Başkanlığı var. AKP Konak İlçe Başkanlığı da karşıda. Biz her şeyin ne olduğunu ve nereden kaynaklandığını biliyoruz. Siyasi iktidar bunları yapacağını söylemişti, önlem alınması gerekiyordu. Önlem alınmasını istiyoruz. Maaşımızın bundan sonraki süreçte gecikmeye uğramasını ve eksik yatmasını istemiyoruz” ifadeleriyle yanıt verdi.
Yapılan açıklama şu şekilde:
Emeğinden başka geçim kaynağı olmayan biz işçiler 23 yıllık AKP iktidarının ülkede yarattığı ekonomik krizin hayat pahalılığı yaratması sonucunda eriyen ücretlerimiz ile yaşamımızı idame ettirmek için ayın 15 ini zor görürken, her geçen gün yarattığı ekonomik tahribattan ötürü ayın 15 inde maaş yüzü göremez hale geldik.
Gelir dağılımının bozulduğu, emekçilerin büyümeden aldığı payların azaldığı, ekonominin kötü yönetilmesi ile ortaya çıkan cari açığın bedeli işçinin daha cebine girmeden kesilen gelir vergileri ile kapatılmaya çalışılmakla kalmayıp biz ücretli çalışanlar yılbaşında aldığımız maaşı yılsonunda alamaz hale gelmiş bulunuyoruz.
Evet bugün ülke çapında yaşanan ekonomik kriz artık çalıştığımız işyerlerine yansımış ve nefes almakta zorlandığımız günlerden geçmekteyiz.
AKP İktidarının yarattığı kriz ortamı her zaman ki gibi yandaşına fırsat, işçi ve emekçiye eziyet ortamı hazırlamıştır.
Belediyeler yaptıkları hizmet karşılığı merkezi iktidardan nüfusu kadar İller Bankası payı almaktadır. Konak ilçesinin nüfusu 330 bin olmasına rağmen günlük hizmet ettiği kişi 1.5 milyon insanın üstüne çıkmaktadır. Nüfusuna göre alınan iller bankası payı hizmet ettiği nüfusa düşen payın ancak 5 de 1 olarak yansımaktadır.
Ülkede şirketlerden SGK alacağının toplam yüzdesi içinde Belediyelerin borcu yüzde 3 ünü oluştururken yüzde 97 sinden bu borcu tahsil edemeyen AKP iktidarı gözünü en kolay yerden tahsil edeceği muhalif belediyelere dikmiş, çıkardığı bir yasa ile kaynağından paranın tahsiline giderken kendinden olmayan herkesi cezalandırmıştır. Aslında cezalandırdığı muhalif belediyeler değil o ilçede hizmet veren işçiler emekçiler ve doğalında o ilçede hizmet bekleyen vatandaş olmuştur.
Bizler Mer-Bel emekçileri olarak ücretimizin ödenmemesinin kaynağının neden olduğunu biliyoruz. Lakin bu konuda belediye yönetimlerini daha sorumlu ve hassas davranmaya da davet ediyoruz.
Biz Konak Belediyesi için hizmet üreten evine ekmek götürmek için alınteri döküp maaşını zamanında ve tam olarak almak için çaba veren işçileriz. Ödeme dengemiz bozulduğunda kira ödeyemez hale geldiğimizde de belediye yönetimlerinden başka da hakkımızı talep edeceğimiz bir başka yer yoktur.
Bizler ödeme günümüzün aksamasını istemiyoruz. Belediye yönetimlerinden silkelenmelerine rağmen önlemlerini alıp, iktidarın halka yaşatacağı mağduriyete karşı, işçi ve emekçide yarattığı tahribata karşı bizleri daha fazla sahiplenmesini ve çözüm noktasında daha duyarlı ve öncelik sırasında bizi ilk sıraya alıp değerli kılmasını talep ediyoruz.