EGEDESONSÖZ – Konak Belediyesi’nde yetkili sendika olan Tüm Yerel-Sen 2 Nolu Şube yönetimi, Konak belediye ile yapılan görüşmelerde ilerleme sağlanamaması nedeniyle harekete geçme kararı aldı.

1 Ocak tarihinden itibaren Sosyal Denge Tazminatları’nda (SDT) geriye dönük alacaklar ile ikramiyelerin ne zaman ödeneceği konusunda net bir tarih verilmemesi gerekçe gösterilerek, Konak Belediyesi kamu çalışanları bir günlük iş bıraktı.

Basmane’de yer alan Konak Belediyesi önünde toplanan kamu çalışanları, eylem sırasında sık sık “Direne direne kazanacağız” sloganları attı.

Belediye binası önünde basın açıklamasını Tüm-Yerel-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Murat Bekar okudu.

“YEREL YÖNETİM İDARELERİNİN DE EMEKÇİLERE KARŞI OLUMSUZ TAVIRLARIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz ve 23 yıldır vatandaşına, işçisine, emeklisine ve memuruna hiçbir şekilde değer vermediği gibi; haktan, hukuktan, adaletten ve demokrasiden uzak bir anlayışla ülkeyi yöneten iktidarın zulümleriyle uğraşırken, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra İzmir başta olmak üzere yerel yönetim idarelerinin de emekçilere karşı olumsuz tavırlarıyla karşı karşıyayız. Ne yazık ki biz emekçilere yaşam mücadelesinde bir cephe daha açılmıştır. Fakat unutmayın ki bizler emekçiyiz, dava insanlarıyız. Kavgamız ekmek kavgasıdır ve bu kavgayı ön cephede de olsa veririz.

“ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLAR YOK SAYILMAKTA”
Yıllardır belediye emekçilerinin dişiyle tırnağıyla vermiş olduğu mücadeleler neticesinde elde ettiği kazanımlar yok sayılmaya çalışılmakta; verdiğimiz hayat mücadelesinde önümüze bir çukur da yerel idareler tarafından açılmaktadır. Yerel seçimler sonrası, başta İzmir olmak üzere toplu sözleşmelerimizi yaşatma adına mücadelemizi hep birlikte verdik. İmzalanan toplu sözleşmelerde küçük bir nefes aldık derken, şimdi de elde ettiğimiz kazanımlar takside bağlanmaya çalışılmaktadır. Daha önce de bu meydanlarda haykırdığımız gibi, yine haykırıyor ve söylüyoruz: Gerek merkezi hükümetin, gerek önceki yönetimlerin, gerekse mevcut idarenin yanlış mali politikalarının sorumlusu bizler değiliz; bunun faturasını emekçilere kesemezsiniz.

“ÇALIŞANLARIN HAKLARINI KISITLAYARAK TASARRUF YAPAMAZSINIZ”
Ve sizler, bu makamlara bu durumları bilerek talip oldunuz. İçinde bulunduğumuz tabloda, mali anlamda eli sıkışan her idare gözünü emekçinin parasına dikmeye başlamıştır. Emekçilerin alın terinin karşılığı, her sıkıştığınızda kullanabileceğiniz sizin örtülü ödeneğiniz değildir. Yaşanan mali sıkıntılara çözüm üretmek, yol bulmak sizlerin işidir. Ancak bu yol, emekçilerin cebinden geçemez. Çalışanların haklarını kısıtlayarak tasarruf yapamazsınız.

“BİZLERİ ELEKTRİK KESMEYE, HESAPLARI BLOKE ETMEYE MECBUR ETMEYİN”
Bizimle yaptığınız görüşmelerde personel giderlerinin ağırlığından bahsedip hâlâ personel alımına devam ediyorsanız; emekçiye geldiği zaman mali krizden dem vurup gözümüzün içine baka baka gereksiz harcamalar ve etkinlikler yapıyorsanız, inandırıcılığınız kalmaz. Biz adil, liyakatli ve huzurlu bir ortamda işimizi yaparak evimize ekmek götürmek isteyen emekçileriz. Buradan aldığımız maaşlarımızla kiramızı, kredilerimizi, faturalarımızı ödüyor; ailemizi geçindirmeye çalışıyoruz. Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, birlikte yetiştirdiğimiz üzümü yemektir. Haklı talebimiz çok açıktır:

Maaşlarımızın, ikramiyelerimizin, arazi tazminatlarımızın ve maktu mesailerimizin zamanında yatması; hakkaniyetli ve liyakate dayalı atamalar yapılması.

Seçim meydanlarında liyakatten, adaletten ve hakkaniyetten bahsedenlerin bugün burada yaptığı liyakatsiz ve yanlı atamaları görüyor, buna şiddetle karşı çıkıyor ve takım tutar gibi saf tutan idarecileri kınıyoruz. Tüm Yerel-Sen Sendikası olarak toplu sözleşme süreçlerinde, gerek emekçinin hakkı gerekse işverene karşı iyi niyetimizi ve sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Ancak gelinen noktada üzülerek görüyoruz ki iyi niyetimiz suistimal edilmekte; bizler diyalogla çözüm üretmeye çalışırken, felaket tellallığı yapanlar ve krizden kendilerine menfaat sağlamaya çalışanlar daha kıymetli olmaktadır. Başkanlık ve idareciler kurumu yönetmek için her noktada eşit ve hakkaniyetli tavır sergilemek zorundadır. Bizlerin beklentisi de doğal olarak budur. Bu beklenti bir lütuf değil, sizlerin sorumluluğu ve görevidir.

Nasıl ki işveren çalışanından sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyorsa; çalışanlar olarak belediye idarecilerinin de sorumluluklarını yerine getirmesini beklemek bizlerin hakkıdır. Kirasını alamayan ev sahibi kapınıza gelip sizi uyarır; faturayı yatırmazsanız elektriğiniz kesilir; kredinizi ödeyemezseniz banka hesaplarınız bloke edilir. Bugün burada toplanmamızın nedeni bir uyarıdır.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu açıktır. Bizleri elektrik kesmeye, hesapları bloke etmeye mecbur etmeyin."