'Bayramlarda, törenlerde, Anıtkabir'de elini sıkmam, yüzüne bakmam. Siz susmayın diye elini sıkmıyorum. Halkımıza sürtük, çapulcu dediği için elini sıkmıyorum. Partime ve kendinden olmayan seçmene terörist dediği için elini sıkmıyorum. Vatandaşlığımızı üç kuruşa sattığı için elini sıkmıyorum. Hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz için elini sıkmıyorum... Sarayda oturan zatın elini sıkmayacağız, mücadele edeceğiz'
Bu sözler CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ait.
İzmir'de BAMAD tarafından düzenlenen panelde konuşan Kılıçdaroğlu, bir süredir yürüttüğü sert siyaset tarzını üzerine biraz daha koydu, ses yükseltti.
Bir fotoğraf karesi…
Yıl 2017…
Mühürsüz oyların kabul edildiği, şaibeli denilen ve rejim değişikliğinin yapıldığı referandumun hemen sonrası…
Fotoğrafta sayın Kılıçdaroğlu, dönemin başbakanı sayın Binali Yıldırım ile dönemin Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın son derece keyifli olduğu bir an…
Yıl 2024…
İzmir toplantısında oldukça sert bir üslup ve dil.
Özel' 'kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla' misali…
Kongre sonrası bir süre sessizliği bürünen Kılıçdaroğlu, yerel seçimler sonrası başlayan 'normalleşme süreci' sonrası sert siyasetçi pozisyonuna bürünmüş durumda…
Kılıçdaroğlu'nun bütün derdi Genel Başkan Özgür Özel'i siyaseten sıkıştırmak. Eğer ki Kılıçdaroğlu'nun bakışı 2017 yılında da aynı olsaydı böyle bir poz bence vermezdi.
Özel üstüme 'alınmadım' dese de buzdağının arkasında büyük bir gerilim filmi olduğu kesin.
Siyasette iç tartışmalar, memleket meselelerinin tartışılmasından daha sert geçer. Öfke, ilerleyen evrede daha da kişiselleşir. Kongrelerde kavgalar çıkar. Partiler bölündüğünde üstünlük sağlama adına sokak kavgaları çıkar. Örneğin, geçmişte sol fraksiyonların kendi iç çatışmaları sebebiyle o kadar çok insan öldü ki… İsimleri bile artık anılmıyor, unutulup gittiler.
Kısacası, iç tartışmalar bir bakıma intikam duygusuna bürünebiliyor.
Kılıçdaroğlu tam da bunu yaşıyor.
Kılıçdaroğlu, ağır başlılığını kaybetmiş durumda ve kaybettiği seçim değil kaybettiği kongreyi dert ediniyor. Mesele ülke olunca da aynı duygu hali görülmüyor.
Sadece Kılıçdaroğlu için değil. Tüm siyasetçiler aşağı yukarı birbirine benzerler.
Bunun da belgesi 2017'deki fotoğraf.
Aynı fotoğraf karesini ne Özgür Özel ne de Ekrem İmamoğlu ile verebiliyor.