Katı atık bedeli hani kalkacaktı?

Hafta başındaki yazımda katı atık bedelini gündeme getirmiştim.

Konuyu yeniden hatırlatmış olmamdan dolayı çok sayıda geri dönüş aldım.

12 Nisan 2017...

Anayasa referandumundan birkaç gün önce...

Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın, katı atık bedelini kaldırma sözünü hatırlattılar.

Sahi, o söz bunca zamandır niye tutulmadı?

***

İsterseniz, o günlere gidelim.

Başbakan Binali Yıldırım, İzmir'de esnaf ziyaretlerinde bulunuyordu.

Kentin gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden, sık sık isyana sebep olan su faturalarındaki katı atık bedeli sorunu, esnafın en büyük derdi olarak öne çıktı.

Başbakan Yıldırım, o gün yapılan bir başka toplantıda, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu'nun şu sözlerini işitti:

'Bir kahvehane işleten esnaf, günde 300 bardak çay kahve satıyor. Ayda 300 lira katı atık bedeli ödüyor. Katı atık bedelinin kaldırılmasını istiyoruz. İşyerlerinin katı atık bedeli çok fazla.'

***

Yıldırım, 'notumu aldım' dedikten sonra net bir ifadeyle şöyle demişti:

'Şu katı atık meselesi, İzmir'de büyük bir problem. Farkındayız, bu konunun gereğini yapacağız, haberiniz olsun. İzmirliyi kimseye soydurmam. Siz emeğinizle kazanıyorsunuz bu parayı, kimseye yedirmem. Gerekeni yapacağım.'

***

O gün, bugündür hala Büyükşehir Yasası'ndan katı atık bedeli kısmının çıkarılmasını bekliyoruz.

AKP'li belediyeler, almasa da oluyor!

Çünkü onların yasaya uymaması, sorun teşkil etmiyor.

Fakat CHP'li bir belediye katı atık bedelini almamazlık ettiğinde, yasa karşılarına çıkıyor.

Ağır yaptırımlar gündeme geliyor.

Mesela Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, 'Madem AK Partili Büyükşehirler bu bedeli almıyor, ben de almıyorum' dedi.

Sayıştay ekiplerinin biri gitti, diğeri geldi.

Hepsi hesap sordu:

'Yasayı neden uygulamıyorsunuz? Bu bedeli alacaksınız. Aksi takdirde çok ağır cezalara çarptırılırsınız.'

Ne yapsın Topuklu Efe?

Kararından vazgeçti, istemeye istemeye katı atık bedelini tekrar almaya başladı.

***

İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu işin tahsildarı konumunda.

Katı atık bedelini, İZSU'nun su faturalarına yansıtıyor, tahsilatı yapıyor, ilçelere pay ediyor.

Büyükşehir'in kasasına tek kuruş girmiyor.

Şu gerçeğin de altını çizmemiz lazım.

İlçe belediyeleri de bu tatlı parayı kaybetmek istemiyor.

***

Referandum sonrası, katı atık bedelinin kalkacağına inanmıştık.

Vatandaşın, bu ağır mali yükten kurtulucağını ümit etmiştik.

Maalesef boşuna beklemişiz.

Binali Yıldırım'ın Başbakanlığı da bitti.

Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı.

Fakat İzmir'e, Ekonomi eski Bakanı Nihat Zeybekci'yi gönderdiler, Büyükşehir'e başkan olsun diye.

Zeybekci, seçildiği takdirde suyu yüzde 50 ucuzlatacağını söylemişti.

Ben de diyorum ki...

Suyu ucuzlatmadan önce, şu katı atık bedelinden kurtarın vatandaşı.

Bir küçük hamleyle katı atık bedeline son verilsin.

Vatandaş bayram etsin.

Böylece iki yıl önce verilen sözü de yerine getirmiş olursunuz.