Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de…

Böylesi ibretlik anıları bugünlere taşıyan herkesi…

Saygıyla analım…

***

Atatürk…

Dans etmeyi çok severdi…

Üstelik…

Çok da güzel dans ederdi…

Bununla kalmaz…

Çevresindekilere de sürekli dans etmelerini tavsiye ederdi…

En sevdiği dans hangisi diye…

Merak ediyorsunuz di'mi?

Tartışmasız…

Büyüleyen temposu nedeniyle...

'Vals'

Zaten…

Baş döndüren ritmiyle o dans…

Dönemin en popüler danslarından biriydi…

Gazi…

Aynı zamanda zeybek de oynar…

Asker ve devlet adamlığının yanı sıra…

Her fırsatta…

Sanat, müzik ve dans konusundaki yeteneklerini sergilerdi…

İşte öylesi unutulmaz bir gecenin…

Tam merkezindeyiz…

***

Takvimler, o gece…

Çok özel bir günü işaret ediyordu…

'29 Ekim 1926, günlerden Cuma…'

Vatan'ın her köşesi…

Cumhuriyet'in üçüncü yılını coşkuyla kutluyordu…

***

Ankara'da masal gibi bir balo düzenlenmişti…

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in keskin gözleri…

Baloya katılan bir milletvekiline takıldı…

O vekil eşiyle hiç ilgilenmiyor…

Başka kadınlarla dans ediyordu…

Milletvekilinin…

Çok şişman eşi ise mahzun…

Bir köşede gecenin bitmesini beklerken…

Kocasının eli…

Davetli kadınların belinde…

Pistteki dönüşlerini…

Hüzünle gözlerle izliyordu…

***

Atatürk sinirlenmişti ama…

Belli etmedi…

O milletvekilinin eşinin yanına gitti ve dansa davet etti…

Kadın şaşırmıştı…

Sevinçle kalktı ve dansa başladılar…

Gazi Paşa…

Fısıldar gibi sordu:

'Çok güzel dans ediyorsunuz, üstelik çok da hafifsiniz, bir hanımefendiye sorulmaz ama kaç yaşındasınız?'

Şişman ama melek gibi bir yüze sahip o kadın…

Muhteşem bir cevap verdi:

'Henüz üç yaşımdayım… Ulusa sunduğunuz Cumhuriyet sayesinde yaşıyoruz… Bu yüzden gerçek yaşım kaç olursa olsun, ben kendimi üç yaşımda farz ediyorum sayın Paşam…'

Atatürk, çok etkilenmişti…

Dans bitti; vekilin şişman eşini yerine kadar götürdü…

Sonra eşini çağırttı…

Kimsenin duyamayacağı biçimde konuşmaya başladılar…

Atatürk konuştukça…

O milletvekilinin yüzü al al oluyor…

Sıkıntıdan terliyordu…

Konuşma son erdikten sonra…

Milletvekili ulu önderin karşısında saygıyla eğildi ve…

Doğru karısının yanına gitti…

Eğilerek selam verdi ve dansa kaldırdı…

Ve…

Canı sıkkın olan eşine dayanamayıp sordu:

'Paşa ne söyledi sana?'

Kadın çok zekiydi; soruya soruyla karşılık verdi:

'Sana ne söyledi?'

Ardından…

Kısa bir süre önce Gazi Paşa'nın kollarında yaşadıklarını anlattı…

Kocası yutkundu ve şöyle dedi:

'Bu son sözlerinle beni mahkum ettin…'

Kadın şaşırdı, 'Neye mahkum ettim?'

Kocası…

Yüklendiği cezayı, gözlerini eşinden kaçırarak…

Seslendirdi:

'Tüm balo süresince başka hiçbir kadınla dans etmemeye... Her dansı beraber yapacağız!'

Nokta…

Hamiş: Büyüleyen Vals Dansı, 16. Yüzyıl ortalarında Fransa'nın 'Provence' bölgesinde ortaya çıktı… Aslında 'Valto' olarak adlandırılan folklorik bir danstı… Hatta İngiltere Kraliçesi Birinci Elizabeth'in Leichester Kontu ile bu dansı yaptığı tablo büyük ün kazandı…

Sonsöz: 'Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'