Karataş’’ın isimliği

Üç gün önce telefonum çaldığında tanıdık bir isim vardı diğer ucunda. Kemal Karataş’… Hakkında kaleme aldığım yazılara dair sitemlerini iletti önce. ’¶
Çünkü her politikacı gibi eleştiriye tahammülü yoktu. CHP’’ye 5-6 kez İzmir il başkanlığı yapmış, bir o kadar başkan adayı olmuş ya da olmayı denemiş, 61 yıllık hayatının 40 yılını şu veya bu şekilde partisinde bir şey olmak için geçirmiş, İl Başkanlığı’’ndan öteye henüz gidememiş bir isim Karataş.

İnişleri, çıkışları, kuşatılmışlıkları ve devrilişleriyle ünlü’…
Ama bir şekilde İzmir siyasetinde var. Ve görünen o ki olmaya da devam edecek.
Siteminin kaynağı olan yazıyı onun da yardımı ile buldum. ’‘CHP’’nin kesişim kümesi’’ başlığıyla geçtiğimiz hafta kaleme aldığım yazının mevcut İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ile kıyaslandığı bölüme takılmış. Ve benim böyle bir kıyaslamayı nasıl yapabildiğimi sorguluyordu.

Sonuçta dün ’‘Çay içelim’’ davetini kabul ederek, Basmane’’de Konak adaylığı için döşediği bürosuna gittim. Bürosu Konak Belediyesi’’nin bir sokak arkasında’… İkbal İş Hanı 2. katta.

İki saate yakın konuştuk.
Gözüm ilk olarak masanın üzerindeki isimliğe katıldı. Kemal Karataş yazıyordu üst satırında. Altında ise ’‘CHP İzmir ’…’’. Bu kelimeden sonra ise anlamlı bir boşluk’…
Konak Meclis Üyesi Muhsin Kara ile birlikte oturuyordu. İlk sorum isimliğe ve büronun anlamına ilişkindi. CHP İzmir ’… Ne?Eski İl Başkanı mı, müstakbel il başkanı mı yoksa müstakbel milletvekili mi?

Yoksa 4 belediye üzerinde gölge başkanlığı tartışılan ’‘küçükşehir’’ belediye başkanı anlamına geliyor?Bu boşluğun anlamı ne?Sorusuna da anlamlı anlamlı gülümsüyordu Karataş. ’‘Görürsünüz’’ der gibi’…

Kemal Karataş ile Deniz Baykal arasındaki doğrusal ilişkinin onu Konak adaylığına taşıdığı ancak aynı Önder Sav arasındaki ters ilişkinin onu Konak adaylığından ettiği biliniyor.
Ancak bu süreçteki mağduriyetin onu bu kez milletvekili adayı olarak İzmir’’in karşısına çıkarabileceğini de CHP’’de siyaset yapan tüm akl-ı selimler biliyor.
Bu bakımdan masanın üzerindeki isimlikteki boşluk önemliydi.
***
Kimilerine göre adaylıktan düşmesine rağmen, Karataş’’ın büroyu dağıtmaması İzmir’’de ikinci bir il başkanlığı yaratmaktı. Hatta görüşmemiz sırasında sık sık çalan telefonlardan bazılarının ilçe başkanlarından geldiği ve de Eylül’’deki kongre sürecine dönük hazırlıkların da bu bürodan yönetildiği ortadaydı.

Aynı büroda şahit olduğum başka bir gerçek ise Karataş’’ın masasının üzerinde duran Hakan Tartan afişinde gizliydi. ’‘İzmir’’in gülen yüzü’’ sloganlı Tartan afişi, Karataş’’ın tam karşısında duruyordu. Afişin iç sayfasında ise CHP Konak Belediye Meclis Üyeleri’’nin resimli tanıtımları’… Tam 12 meclis üyesinin isminin altına bir çarpı (X) konulmuştu. Anlamını sormadım. Zaten biliyordum. Karataş’’ın adamları listesi’… Mesut Ak, Muhsin Kara’…
***
Kimilerine göre Kemal Karataş, Baykal’’dan icazet alır ve ilçelerden destek bulursa Nalbantoğlu’’na rakip çıkabilirdi. Kimilerine göre ise bu süreçten yıpranmadan kurtulmak, Konak adaylığından düşürülmüş olmanın dayanılmaz mağduriyeti ile milletvekilliğini tereyağından kıl çeker gibi koparmak istiyordu.
Ona sordum. ’‘Baykal ’‘bekçi ol’’ desin olurum’’ yanıtını aldım.
Tam da 61 yaşındaki, 40 yıllık kurt siyasetçiye göre bir yanıttı. Sustum.
Kimilerine göre Karataş, Buca, Bornova, Bayraklı ve hatta Konak Belediyesi’’nin ’‘gölge başkanı’’ idi.

Sordum. Gerçekten bu 4 ilçede etkin misiniz?Diye. Yanıtını daha kapsamlı bir röportaja bıraktık. Ama yüzündeki gülümseme her şeyi anlatmaya yetiyordu.
Ve Karataş’’ın ofisinde boş durmadığını gördüm. Belediyelere işçi olmak isteyen mi yoksa partide delege olmak isteyen mi ararsınız?Ofis vızır vızır işliyor.
Ve Karataş’’ın boş zamanlarını İzmir’’e proje üreterek geçirdiğini bizzat kendi ağzından duyuyorum. Tıpkı il başkanlığı dönemindeki gibi’…Konak Meydanı’’nın Kızılmeydan’’a dönüşmesi gerektiğinde hala ısrarcı. Bir süre bunu tartışıyoruz. Yeşildere’’ye denizden su getirmek, tepelere kentsel dönüşüm’… ’‘Karataş’’ta ’‘proce’’ bitmez’’ dedirtiyor insana.

Ve dönüp dolaşın bir yerinden Kerim Özer’’e geliyor söz. Konak Belediyesi’’nde Başkan Yardımcısı olmak üzereyken Karataş’’ın altına çarpı koyduğu meclis üyelerinin Hakan Tartan’’ı püskürterek geri adım attırmasını tartışıyoruz.
Kendisinin bizzat bu işe girmediğini söylüyor ama ’‘arkadaşlarım yapmış olabilir, ne var bunda’’ diyerek de süreci onaylıyor bir yandan da. Yani bu süreçte ’‘Tavşan’’a kaç, tazıya tut’’ politikası izlediğini itiraf ediyor’…

Ve Nalbantoğlu’’na geliyor sıra.
Kendisine iki yıl önce Ankara’’da Kurultay salonunda kulağıma fısıldadığı ’‘Nalbantoğlu’’nu PM için ben önerdim’’ sözünü hatırlatıyorum. Dün PM üyesi olarak önerdiğiniz isme bu gün neden muhalefet ediyorsunuz?Diye de ekliyorum.
Rıfat Nalbantoğlu’’nu PM için Genel Sayman Mustafa Özyürek’’in önerdiğini kendisinin de onayladığını söylüyor Karataş. ’‘Delege bile değildi. Özyürek’’ten gelen teklife ’‘evet’’ dedim diye ekliyor. Ve muhalefet etmediğini İzmir’’in kötü yönetilmesine isyan ettiğini anlatıyor.
İzmir gerçekten de kötü mü yönetiliyor?diye soruyorum.
Cevap net. ’‘Kesinlikle kötü yönetiliyor. Ortalığı AKP’’ye bıraktılar. AKP İzmir Milletvekilleri ve İl Başkanı, seçim hezimetine uğradığı kentin her yerinde. Esnafı, çiftçiyi, dernekleri geziyorlar. Bizimkiler ise klimalı salonlarda ’‘danışma meclisi’’ toplayarak geçiriyor koca yazı. Milletvekilleri ortalıkta yok. İl Başkanı desen kenti AKP İl Başkanı’’na bırakmış’’
Ya Belediye başkanları?diye soruyorum son kez. Onlar da sırça köşklerinden, makam araçlarından inmiyor, halka karışmıyor’’ diye isyan var bu kez de.
Ama Bornova, Buca Belediye başkanlarına toz kondurmuyor. Onun hedefi belli.
Ve İzmir’’in dedikoduculuğu üzerine dönüyor sohbetimiz. Kulağıma gelenleri paylaşıyorum. İsyan ediyor. ’‘İsbatlasınlar Konak Meydanı’’nda kendimi asarım’’ diye ekliyor. Ve daha kapsamlı bir röportaj yapmak üzere ofisten ayrılıyorum.