TCMB Başkanı Fatih Karahan Peterson Institute for International Economics'in panelinde konuştu. Soruları yanıtlayan Karahan, Türkiye'nin enflasyonla mücadelesiyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
'YÜZDE 73-75 ARASINDA TEPE YAPMASINI BEKLİYORUZ'
'Enflasyon beklentilerini kontrol altına almak için ne gerekiyorsa yapacağız' ifadelerini kullanan Karahan konuşmasını şöyle sürdürdü:
Türkiye yıl sonu enflasyon hedefine ulaşma yolunda ilerliyor. Enflasyonun yüzde 73-75 arasında tepe yapmasını bekliyoruz. Bu yüksek enflasyonun sonucu olarak, enflasyon beklentilerinin çıpalanmamış olmasından dolayı Türkiye ekonomisini rahatsız eden problemlerinin bulunduğunu biliyoruz. Cari açık çok önemli. Enflasyon beklentileri bozulmaya başladıktan sonra ithalat arttı, altın tarafında yükseliş oldu. Cari açığı artırdı. Dış şoklara karşı ülkeyi kırılgan hale getirdi. Dolayısıyla burada yatırım ortamını cazip hale getirmiyor. Yatırımlar tarafında çok az olumlu katkı görüyoruz. 2023'de negatif katkı oldu. Şu an itibariyle uygulamaya çalıştığımız program, para politikası otoritesi olarak enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz.
'BİZİM HEDEFİMİZ YÜZDE 5 OLAN RESMİ HEDEFTİR'
Geçen yıl Haziran ayından itibaren program uyguluyoruz. Şu an itibaren politika faizini yüzde 50 seviyesine yükselttik. Bu devam eden süreç. Aylık enflasyonda gerileme oldu. Belki son birkaç ayda yeniden yükselişi gözlemledik, ücret artışlarıyla beraber. Bütün toplamına baktığımızda enflasyon hedefimiz için ki bu yıl yüzde 36 seviyesinde, gelecek yıl yüzde 14, 2026 için yüzde 9 seviyesinde. Biz artık tek hanelere inebilmeyi istiyor. Türkiye gerçekten de para ve enflasyonla mücadele çok büyük deneyime sahip. 90'larda yüksek enflasyon olduğunda farklı programlar uygulandı. 2000'lerin başında enflasyon yüksekti. 2018'de tek hanede seyreden bir enflasyon vardı. Bizim hedefimiz yüzde 5 olan, resmi hedefimize geri dönebilmek. Kredi koşullarını sıkılaştırmaya çalışıyoruz. Talebi çok yakından takip ediyoruz.
'GÜVENİN TAHSİSİ İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK'
Öncelikli hedefimiz politika faizine ana aracı olarak işler hale getirmek. Makro ihtiyati regülasyonlarla bu sağlanmaya çalışılıyordu. Bunlar hem bankalar için hayatı zorlaştırdı hem de efektif olmadı. Tahvil piyasaları tarafında makro ekonomik temellerin yansıtılmadığını gördük. Bizim bu dönüşümümüzle beraber, politika faizinin birincil hedef olduğunu bir şekilde yaptık. Enflasyonda beklentide bozulma olduğunu gördüğümüzde bunu devreye soktuk. Sıkılaştırmaya başladığımız günden bu yana 'bu ne kadar yükseğe çıkabilir' dedik. Ne gerekiyorsa yapacağız. Daha yapmamız gerekenler olabilir. Güvenin yeniden tahsis edilmesi konusunda önemli adımlar attığımızı düşünüyoruz.