Kara, kapkara bir gece

Dün geceyi çok sayıda insanımız gibi ben de uykusuz geçirdim. Önce İskenderun’’dan acı haber geldi. Şehrin merkezine kadar, ellerinde roketatar ve makineli silahlarıyla, pikniğe gider gibi rahatça gelen teröristler, askeri birliğe saldırıda bulundular, 15 dakika ateş ettiler ve çekip gittiler!
Sonuç; 6 vatan evladımız şehit oldu, 11 fidanımız yaralı.
Bebek katili, beyni uyuşturucudan pelte gibi olmuş cani Apo’’nun son beyanından sonra, terör örgütünün vermek istediği mesaj şudur; ’“Açılım dedin, benden yol haritası istedin ama bu haritaya uymadın. Ben Kışlanda, senin askerini vururum. Bana verdiğin sözü tut.’”
Terör örgütüne karşı uygulanacak politikada ABD’’nin oyununa gelen AKP Hükümeti, bu oyunu görmeyen ve devletin kurumlarını uyarmayan istihbarat örgütlerimiz ve özellikle bu görüşmeleri bizzat yöneten ve yönlendiren yeni emekli olan Emre Taner ve Cemaatin adamlarının çoğunlukta olduğu söylenen İstihbarat Daire Başkanlığı sizlere sesleniyorum; Bu evlatlarımızın şehit edilmelerinin önde gelen sorumluları sizlersiniz ve tarih önünde bunun hesabını vereceksiniz. Şehitlerimize Allah’’tan rahmet diliyorum, ailelerine ve Türk Milleti’’ne başsağlığı diliyorum’…
İsrail, her türlü uluslar arası anlaşmalara ve insani davranışlara aykırı olarak, içinde her milletten insanların ve yardım malzemesi olan gemilere saldırdı ve bu saldırı sonucu ölümler ve yaralılar meydana geldi. İsrail’’in bu davranışının mazur gösterilebilecek hiçbir tarafı yoktur. İsrail bir kez daha uluslar arası alanda yalnızlığa mahkum oldu. İsrail’’in yaptığı bu insanlık dışı saldırıyı nefretle kınıyor, Türk Milletine başsağlığı diliyorum.
Türkiye, asırlardır içine çekilmek istendiği ’“Ortadoğu Batağına’” fiilen ilk kez çekilmiş oldu. Bu olay, bu günden sonra Türkiye ve İsrail’’in Uluslar arası kamuoyu tarafından çeşitli baskılara maruz kalacağı bellidir. Ve artık bu bölgede hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Bu süreci AKP Hükümeti’’nin çok iyi yönetmesi gerekmektedir. Bunu yapabilecek midir?İşte burada ciddi kuşkularım var. Biliyorsunuz, Arjantin gezisi Atatürk Heykelinin açılışının programdan çıkarılması sebebiyle Başbakan tarafından iptal edilmişti. Halbuki bir Bakan’’ın dış gezisi dahi en küçük ayrıntısına kadar çok önceden belirlenir. Öyle ki heyetten kimlerin kaç numaralı arabaya bineceğine, yenilecek yemeklerin menülerine kadar hepsi belirlenir , her toplantı dakika dakika ve yazılır kitapçık haline getirilir, gezi başlamadan tüm katılanlara dağıtılır. Ama AKP Hükümeti, Dışişleri teşkilatını devamlı devre dışı bırakıp, danışmanlarıyla dış politikayı götürmeyi adet haline getirdiği için bir geziyi bile düzenleyemiyorlar. Bu hassas süreci yine danışmanları ile götürmeye devam ederlerse, bunu da yüzlerine gözlerine bulaştırmalarından korkarım.
Sabahın ilk saatlerinde ilk bilgilere göre bu yazıyı yazıyorum. Önümüzdeki günlerde daha net bilgiler gelmeye başlandığında nasılsa tekrar yazacağız. Özellikle bu ’“İnsani Yardım Dernekleri’” ve ’“aktivist’” denen kişilerin kimlikleri hakkında geniş bilgiler vereceğim.
Şu an acilen yapılması gerekenler;
-Tüm devlet yetkilileri, herkese itidal, sükunet telkin etmeli, provokatörlerin etkisinden toplumu korumalıdırlar. Yardım gemilerinde kendi vatandaşları olan diğer ülkelerin tavırları dikkatle izlenmelidir.
-Türkiye’’de yaşayan Musevi vatandaşlarımızın bir tekinin burnu dahi kanamamalı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna izin vermemelidir.
-İsmi ne olursa olsun, bundan böyle herhangi bir yardım derneğinin, ülkenin kaderini derinden etkileyecek böyle davranışlarına asla izin verilmemelidir. Yarın Türkiye karasularına, PKK’’ya yardım malzemesi getiren gemiler yığılırsa ne yapacağımıza da şimdiden karar vermek gerek.
Sonsöz; İyi Polis, olay olduktan sonra suçluyu yakalayan polis değildir. İyi Polis, olayın gerçekleşmesine izin vermeyen ve olayları önceden önleyebilen polistir.
Peki, sizce iyi siyasetçi, iyi devlet adamı nasıl olmalıdır?