Kaptanın seyir defteri!

101 yaşındaki CHP’nin...

Sekizinci Genel Başkanı olarak...

An itibarıyla...

Bir numaralı koltukta...

Tamı tamına “388 gündür” görev yapıyor...

Hızlı girdi...

Aklına koyduğunu yaptı...

Tarihi yerel seçimde...

Kim ne derse desin “tarih” yazdı...

Cumhuriyet Halk Partisi...

O’nun liderliğinde katıldığı ilk seçimde...

46 yıl aradan sonra “birinci parti” oldu...

Ve...

22 yılın ardından...

Memleket genelinde...

AK Parti’yi solladı, geçti!

***

CHP’nin sekizinci genel başkanı 50 yaşında...

Dikkatli bir lider...

Belagatı(*) yüksek bir politikacı olarak tanınıyor...

Üst üste beş kez Manisa Milletvekili seçildi...

Sandık yarışında izi olan bir politikacı...

Ancak...

Sorunlar yoğunlaştı...

CHP’nin lideri de sık sık “sinirlenmeye” başladı...

Oysa güleryüzlü siyasetçiydi...

Aynı zamanda da esprili...

Mesela...

İzmir’deki sokak röportajında söyledikleriyle...

Cezaevine giren Dilruba’yı ziyaret etti...

Sonra...

O genç kızı, CHP Lideri’nin yanına oturttular...

Bu sefer Özgür Özel şimşekleri üstüne çekti...

*** 

Senaryoya göre...

Pırıl günler sona ermişti ve...

Özgür Özel...

Paratoner gibi şimşekleri üstüne çekmeye başlamıştı...

CHP’nin bir numaralı koltuğunda...

Bir yılı tamamlamadan eleştiriler başladı...

Örneğin, bir milletvekili...

Atatürk’ün “Parti kötü yönetiliyorsa eleştirin” sözünü hatırlattı...

Özgür Özel de...

Bir grup milletvekili için isim seslendirmedi ama...

Gözdağı vermeyi de ihmal etmedi:

“Partinin bir sürü yetkili organı var... Partiyi sosyal medyada, televizyonda tartışmanın anlamı yok... Bazılarıyla yolları ayırabiliriz...”

***

Özgür Özel kaptanlığında kucak dolusu başarılar geldi ama...

Belediyelerin borcu dağlar gibi...

CHP’li belediye başkanlarının neredeyse tamamı...

Maaş öderken “kabus” görüyor...

Yetmezmiş gibi...

Sanki “Altıoklu” partinin...

Bir kısım seçmeniyle arası “limoni” gibi...

Hatırlayın...

Son yerel seçimde...

CHP ile AK Parti arasındaki fark...

İktidar partisini altüst etti...

Ve 22 yılın ardından…

CHP, memleket genelinde…

“Yerelde İktidar” konumuna geçti…

***

Sonra?

Galiba “rehavet” ortaya çıktı...

Yorgunluk başladı...

Cumhurbaşkanlığı adaylığı bile...

Altıoklu partide konuşulmaz oldu...

Şimdi parti içinde...

“CHP bandıralı vapur nereye dümen kırıyor?”

Mevzusu öne çıkıyor...

Üstüne bi’de...

“Bazı vekillerle yolları ayırabiliriz!” gözdağı gündemi kaynatıyor...

***

Bitiriyoruz...

“CHP çatısı altında acaba neler oluyor, bundan sonra neler olacak?”

Sorusunu...

Ömrünün yarım asrını politikayla iç içe yaşayan...

Değerli büyüğüm Bülent Baratalı'ya sordum...

İşte, Sayın Baratalı'nın hassas yorumu:

Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapan rütbeli / rütbesiz (sıra neferleri) herkes şunu iyi biliyor: 46 yıl sonra 31 Mart 2024 seçimlerinde yüzde 38 oy oranıyla birinci parti olduklarını, alınan bu oyların tamamının CHP’li partililer tarafından değil, konjonktür gereği, AK Parti’nin yanlışlarının yanı sıra “etkin aday” gösteremeyişlerinin kapalı da olsa etkisi oldu... Yerel ittifaklar her şeyden önce bu seçimin sonucunun “yerel seçim dinamikleri”nin sonucu olduğunu biliyorlar... Öyle ise ne yapılmalı? CHP yönetiminin, genel başkanı dahil bu başarıyı pekiştirmek için tüm gayretleriyle çalışmalıdır... Zaten partiler; belde ilçe ve il örgütleriyle parti politikalarını vatandaşa anlatmak ve umarsız çalışmak için kurulur... Haydi gayret kıta-i muntazıra (hazır kıta) nöbeti tutmaya devam... “Ben de daha önceki yönetim tarafından seçildim, akıbetim ne olacak bir kez daha seçilebilecek miyim?” endişeleri bir kenarda bırakılmalıdır... “Ben partime ne verebilirim?” söylemi alana yayılmalıdır... Gayrete devam... Parti sorunlarının konuşulduğu alan; il - ilçe örgütleri, danışma kurulları, parti grupları, küçük kurultay (artık toplanmıyor) ve kurultaydır... CHP yaşayan bir organizmadır... Eleştiri kültürü yüksektir... En önemlisi biat kültürü yoktur... Bunun rütbeli ve sıra neferleri tarafından bilinmesi ve kabulü zorunludur... İç çekişmeler ve stratejide hata, önce iç cepheyi çökertir, sonra seçimi kaybettirir... Yığınakta yapılan hata başarıyı kaybettirir... Bunun için eleştiriler kişiye değil; parti menfaatlerine uygun olmalıdır... Genel başkanın sırtında yumurta küfesi var... Gelen oyları konsolide etmek ve arttırmak istiyor ama şunu da bilmelidir: “CHP’yi yönetmek, ülkeyi yönetmekten zordur...” Eleştirileri dinlemeli vücudundaki sinirleri aldırıp, yerine kablo döşemelidir... O’na hak verilmelidir... Binbir dert ile uğraşıyor... Türkiye ittifakının bileşenlerini ürkütmemek, CHP’lileri küstürmemek dengesi içinde mesafe kaydetmek hakikaten zor ama bu başarılmalıdır... Bütün çaba “Ben partimden ne alabilirim?” değil, “Ben partime ve ülkeme ne verebilirim?” düşüncesi ve eylemi içinde olmalıdır...

Hazır kıta yönetimine devam...

(*) Balagat: “İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği...”

Nokta...

Sonsöz: Bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazıları partileri için prensiplerini değiştirir. Winston Churchill... / 1940-1945 ve 1951-1955 dönemi Birleşik Krallık Başbakanı...